Elbette efendim translate Spanish
728 parallel translation
Elbette efendim.
Por supuesto, señor.
- Elbette efendim.
- Por supuesto, señor.
- Elbette efendim.
En absoluto, señor.
Artık sizin için çalıştığıma göre, elbette efendim.
Ahora que estoy a su servicio, no puedo negarle eso.
Elbette efendim. Evlenebilmek için.
Para poder casarme, señor.
Elbette efendim. Kayıkların saati 25 sent.
Si, señor.Serán 25 centavos la hora.
- Elbette efendim.
- Claro, señor.
- Elbette efendim. - Her şey konforlu.
Sí, desde luego, señor.
Elbette efendim. Bak Watson çelişkiye, şu feci çelişkiye, kabul ettiğimiz, kurbanın verdiği görev, onun katilini bulmak.
Watson, ironía, piense en la ironía de aceptar un encargo de la víctima para encontrar a su asesino.
Elbette efendim, siz gönderebilirsiniz.
Sí, señor. Si lo cree oportuno.
- Elbette efendim.
- Enseguida, señor.
- Elbette efendim. İsminiz nedir?
- Sí, señor. ¿ A qué nombre?
Elbette efendim.
- Sí, señor.
- Kuzu güveci alacağız. - Elbette efendim.
- Tomaremos el estofado de cordero.
- Gemiyi parçaladıklarını görmeyi istemeyiz, değil mi? - Hayır elbette efendim.
No queremos que destrocen la nave.
- Elbette efendim.
- Sí, señor.
Elbette efendim.
Sí, señor.
Elbette efendim.
Desde luego, señor.
Elbette efendim.
Si, señor.
- Elbette efendim.
- Cierto, señor.
Elbette efendim. Durumunuzun farkındayım.
Claro, soy consciente de su posición.
- Elbette efendim, en iyisini.
Cuente con ello. No se preocupe.
Elbette efendim.
Por supuesto.
Elbette efendim.
Sí. Por supuesto.
- Elbette efendim. Ne olursa.
Desde luego, lo que usted diga.
Elbette, efendim.
- Por supuesto, señor.
- Corona. - Corona. Elbette, efendim.
Por supuesto, señor.
Evet efendim. Elbette. Evet, kesinlikle.
Hay que visitar otros lugares.
Elbette ister efendim.
Por supuesto que le gustaría, señor.
Elbette, efendim.
Por supuesto, señor.
- Elbette, efendim.
- Si, señora.
- Elbette, Bay Cantrell, efendim.
¡ Si Señor Cantrell!
- Elbette, efendim.
- Sí, señora.
Elbette, efendim, Pazar sabahı kalkacak ikmal treni onu Winnipeg'e kadar götürür.
Desde luego, señor. Hay un tren de provisiones el domingo que la llevará hasta Winnipeg.
Özel bir odanız var mı acaba? - Elbette, efendim.
- ¿ Tiene una habitación privada libre?
Yani haklısınız, efendim. Elbette gençliğimde.
Quiero decir... no lo culpo.
Elbette, efendim.
En mis tiempos, tu entenderás, en mis tiempos...
Elbette oradaydı, efendim... her zaman.
Por supuesto, estará ocupado todo el tiempo.
- Elbette, efendim.
- Por supuesto, señor.
Evet efendim. Elbette.
Desde luego, señor.
Elbette, efendim.
- Sí, señor. - Gracias.
Elbette, efendim.
Sí, señor. Enseguida.
- Elbette yedim, efendim.
- Sí, señor.
Elbette efendim.
- ¡ Paddy!
Elbette deneyebilirsiniz efendim. Ama Bayan Candy'nin burada kalması daha iyi olur.
Claro, inténtelo, pero la señora mejor que se quede.
Elbette, efendim.
Muy bien, señor.
Elbette, efendim.
- Desde luego.
Cochise'in sözleri, elbette benim değil efendim.
Así se expresó Cochise, no yo.
Neden efendim, elbette Noel günü.
Es Navidad, claro.
Peki, efendim. Green, muhasebattan kontrol et. Elbette.
- Hable con Contabilidad.
Bu da bir tabur komutanı olmayı hakediyor efendim. - Elbette.
- Y lo va a necesitar.
efendim 34795
efendimiz 532
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette yok 101
efendimiz 532
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette öylesin 20
elbette isterim 24
elbette canım 17
elbette biliyorsun 19
elbette biliyorum 55
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette hayır 359
elbette olmaz 22
elbette öylesin 20
elbette isterim 24
elbette canım 17
elbette biliyorsun 19
elbette biliyorum 55
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette hayır 359
elbette olmaz 22