Elbette seviyorum translate Spanish
222 parallel translation
Elbette seviyorum.
Claro que sí.
- Elbette seviyorum ama...
- Sí, claro que sí, pero...
- Elbette seviyorum.
- Claro que me gusta.
Elbette seviyorum canım. Neden böyle bir şey sordun?
Claro que sí. ¿ Por qué haces esa pregunta?
Evet, elbette seviyorum.
Sí, claro.
Elbette seviyorum.
Claro que te quiero.
- Elbette seviyorum!
- ¡ Pues claro que le quiero!
- Elbette seviyorum, bunu bilmelisin.
- Ni lo preguntes.
Elbette seviyorum seni.
Por supuesto que te quiero.
- Elbette seviyorum.
- ¡ Armense!
Elbette seviyorum.
En vano pregunta.
Elbette seviyorum.
- Claro que sí.
Elbette seviyorum, ama şarkın kasabadaki tüm Romalıları buraya çekecek.
Claro que si, pero tu canción va a atraer a todos los romanos.
Elbette seviyorum.
Adoro estos conejitos.
Elbette seviyorum.
Claro que si.
Midye sevmiyor musun? Elbette seviyorum.
¿ No te gustan los mejillones?
- Elbette seviyorum.
- Por supuesto.
Elbette seviyorum. Ama bu değişik bir sevgi.
Pero es un amor diferente.
- Elbette seviyorum.
Por supuesto que te amo.
Evet, elbette seviyorum.
Sí, sí. Claro que sí.
Elbette seviyorum, Fresca'yı sevdiğim gibi.
Claro que sí. Como amo a Fresca.
- Elbette seviyorum.
- Claro que sí.
"Elbette, onu seviyorum."
"Por supuesto, yo... le quiero."
- Elbette seni seviyorum.
- Claro que te quiero.
- Charlie leoparını seviyor. - Elbette leoparımı seviyorum.
- Charlie quiere a su leopardo.
Elbette, seviyorum. Sadece bugün ders verme nedeni ile...
Claro, me encanta, sin embargo dare hoy una conferencia.
- Elbette çocukları seviyorum.
- Claro que sí.
Onu seviyorum. - Elbette.
Porque le quiero.
Elbette seviyorum.
Por supuesto que sí.
- Seviyorum elbette. Saçma saçma konuşma.
Por supuesto que sí.
Elbette, seviyorum
Sí, lo amo.
Elbette seviyorum!
Si usted supiera...
Elbette ki seviyorum.
Qué pregunta, por supuesto que lo hago
Elbette, seviyorum, efendim ama farklı bir dünya.
Ciertamente, me gusta, señor. Pero es extraño a veces.
# Elbette kaygılanıyorum, onu hala seviyorum, ama kendini toplamalı.
Claro que estoy preocupado, la quiero. Pero debe recuperar sus fuerzas.
Elbette seni seviyorum.
Claro que te quiero.
Elbette onu seviyorum.
Claro, claro, amo a mi madre.
- Elbette, seviyorum.
- Por supuesto que te amo.
Yine de, torunlarımın olmasını seviyorum, elbette.
Aunque me encanta tener a los nietos en casa, claro.
Elbette, onu hala çok seviyorum.
Por supuesto que todavía le amo.
Elbette ki seviyorum.
Por supuesto.
- Elbette seni seviyorum.
- Claro que te amo.
Elbette yaptığın işi seviyorum.
Desde luego, me encanta lo que haces.
Elbette ki seviyorum.
Claro que te quiero.
Ah Paulo, elbette seni seviyorum.
Oh Paolo, por supuesto que te quiero
- Elbette ki seviyorum.
- ¡ Por supuesto que me gusta!
Elbette, fakat biriyle karşılaştığında ona "seni seviyorum" demen gerekiyor.
Por supuesto, pero cuando saludas a alguien tienes que decir I love you.
Elbette seni seviyorum.
Sí, te quiero.
Elbette aptalları da seviyorum.
Por supuesto me gustan las estúpidas también.
Elbette seni seviyorum.
Si, por supuesto que te amo.
Elbette. Hilly'i seviyorum.
Claro que quiero a Hilly.
seviyorum 294
seviyorum seni 25
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
seviyorum seni 25
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette öylesin 20
elbette isterim 24
elbette canım 17
elbette efendim 146
elbette biliyorsun 19
elbette biliyorum 55
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette hayır 359
elbette olmaz 22
elbette isterim 24
elbette canım 17
elbette efendim 146
elbette biliyorsun 19
elbette biliyorum 55
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette hayır 359
elbette olmaz 22