Demek istediğim o değil translate Spanish
260 parallel translation
- Seviyorum, demek istediğim o değil.
- Sí, justamente por eso.
Hayır, demek istediğim o değil.
No, no me refiero a eso.
Demek istediğim o değil.
Yo no la llamo así.
Demek istediğim o değil!
¡ No es eso lo que te pregunto!
- Demek istediğim o değil.
No, no es eso, Filip. Me refiero a todo, en general.
Hayır, hayır, hayır, demek istediğim o değil.
No, no quería decir eso.
Şu anda tatilde. Demek istediğim o değil.
No me refiero a eso.
Demek istediğim o değil. İnsanlar aslında nasıl biri olduğumu bilmiyor.
No me refiero a eso, sino a que no me conocen como realmente soy.
Demek istediğim o değil, demek istediğim farklı bir şey.
No me refiero a eso. - ¿ Estás hablando del cielo?
Hakkediyor. Demek istediğim o değil.
Se la merece.
Demek istediğim o değil.
Esto no es lo que quiero.
Elbette kıl. Demek istediğim o değil.
Sí, ¿ no me has oído?
- Biliyorum, demek istediğim o değil.
Ya lo sé, ya lo sé.
Neredeyse her zaman suçlular. - Demek istediğim o değil.
El buen Alan, al que he visto en el Tribunal hoy es honorable y decente
Demek istediğim o değil baba.
Eso no es lo que quiero decir, papá.
Demek istediğim o değil.
Eso no es lo que quise decir.
Demek istediğim o değil Seninle konuşmam lazım
No me refiero a eso. Necesito hablar contigo.
Hayır, demek istediğim o değil.
No, esa no es la cuestión. Esa no es la cuestión.
Bir şey daha var. Demek istediğim... o bir şeyler söyleyebilecek, kafasını boşaltacak ağzındaki baklayı çıkaracak bir adam değil.
Y otra cosa, desde mi punto de vista... él no es la clase de hombre que exterioriza sus sentimientos... que pierde la cabeza y lo cuenta todo.
Şey, demek istediğim, seni olduğun gibi seviyorum o yüzden ne olduğu umurumda değil.
Bueno, la verdad, me gustas como eres... ... no me importa lo más mínimo todo lo demás.
Demek istediğim, o senin gibi hassas değil.
Con eso me refiero a que él no tiene tu sensibilidad.
Demek istediğim o değil, Leo.
No me has entendido, Leo.
Demek istediğim, bu portakal çalmak gibi bir şey değil, ya da kitapçıyı tekmelemek değil.
No es como robar naranjas... o asaltar una librería o abrir una caja fuerte.
Demek istediğim, petrolün burada olması benim suçum değil ki.
O sea, que no es culpa mía el que el petróleo fuese descubierto aquí.
Demek istediğim, "Senaryoların yeteri kadar iyi değil."
O sea, solo dicen : " Su guión no es muy bueno.
- Ne demek istiyorsun? Demek istediğim sen... Anla işte sen o işi yaptın, değil mi?
Que quiere decir? usted lo ha hecho, sabe...
Demek istediğim, burdayım, öyle değil mi?
Significa, que estoy aqui, o no lo estoy?
Demek istediğim, ne söylediğin ya da yaptığın umrumda değil.
- Que... no importa lo que digas o hagas.
- Demek istediğim, gördüğüm en şişman kişi o değil.
- Solo digo es que no es la más grande que he visto.
Hanımefendi, demek istediğim benim müvekkilim tek başına yetersiz bir ebeveyn değil çünkü o uygun olmayan bir evden ve kötü davranıldığı bir ilişkiden ayrıldı.
Sí, pero lo que quiero decir es que mi cliente no es incapaz de dar esa seguridad, una vez alejada de una vivienda inadecuada y de una relación abusiva.
Demek istediğim şu ki artık ne düşündüğüm ya da düşünmediğim umurumda değil.
Ya no me importa lo que piense o no piense.
Demek istediğim, o mutlu değil mi?
Sí, bueno.
Niçin Kudüs? Demek istediğim niçin, Atina, Roma veya İskenderiye değil?
¿ Por qué no Atenas, Roma o Alejandría?
Hayır demek istediğim, bir avukat... Doktor ya da bankacı kadar zeki değil... Ama onda farklı birşeyler var.
O sea, no es un cerebrito del tipo doctor, abogado o banquero pero tiene algo especial.
Demek istediğim, yaptığına doğru denemez, değil mi?
Bueno, me refiero a que no está bien, ¿ o sí?
Demek istediğim, evde öyle ya da böyle olmak sorun değil. Öz... özel... özel şeyinizde bölge... bölgenizde.
No hay problema en ser... así o asá... en casa... o sea, en su... en su área privada...
Mesele o değil. Bu tamamiyle... şu an bana öyle bir şey sordun ki, demek istediğim, bana biraz süre tanımalısın, tamam mı? Yani, bana bunu öyle pat diye söylememelisin.
Sólo que tú... vienes a hablarme de esto justo ahora y... debes dejar que me reponga.
Yani, demek istediğim bana karşı hislerin yok değil mi?
O sea, no tienes... sentimientos por mí, ¿ o sí?
Demek istediğim şey o değil.
No. No es lo que quiero decir.
Benim demek istediğim, o sadece bir çeşit imaj yansıtıyor ve para işleri ona göre değil.
Pero es que proyecta cierto tipo de imagen. Y lo de pedir dinero no es parte de ella.
Demek istediğim o değil.
No me refería a eso.
Demek istediğim şey... o liberal bir kişilik... ve Jones ile beraber değil çünkü ondan daha deneyimli.
Él no iría con Boxer. Ella es demasiado liberal. Él tampoco iría con Jones porque ella tiene más años que él.
Demek istediğim, o bankanın parası, kızın değil ki!
Es decir, es el dinero del banco.
Kimse bir sokak serserisini özlemez değil mi? Demek istediğim o bir serseri çünkü.
Nadie lo extrañará, es un vago.
Demek istediğim... filmi görmediği o kadar belliydi ki, öyle değil mi?
Digo... es obvio que ni había visto la película, ¿ cierto?
Demek istediğim, sen de o kadar gocunmazdın, değil mi?
Tampoco te molestaría a ti, ¿ verdad?
Demek istediğim seni kolej de görebilirdim, veya psikoterapi yaparken fakat korkunç suç sahnelerinde... ve zorbalığın, aksiyonun içinde değil.
Digo, puedo imaginarlo en una universidad o haciendo psicoterapia pero no en una horrenda escena del crimen cubierta de sangre y tripas.
Demek istediğim, ona söyleyeceksiniz değil mi?
O sea, le dirás que esto te parece bien, ¿ verdad?
Bence o kadar ileri gitmemelisin. Demek istediğim bütün bunları kendi başına da yapabilirdin değil mi?
No tienes que ir tan lejos, lo hubieras hecho solo, ¿ no?
Öyleyse, o zaman aranızda birşeyler varsa... herhangi birşey önemli, garip, veya kafanı karıştıran... demek istediğim, bana hala dürüst davranabilirsin, değil mi?
Así que si te pasara algo algo importante, raro o confuso podrías seguir siendo sincera conmigo, ¿ no?
Hayır, demek istediğim ehliyetin yok değil mi?
No, digo... No tienes licencia, ¿ o sí?
demek istediğim 2063
demek istediğim şu 35
demek istediğim şu ki 19
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim bu 42
demek istediğimi anladın mı 56
demek istediğim bu değildi 38
demek istediğimi anladın 18
demek istediğimi anlıyor musun 62
demek istediğimi anladınız mı 16
demek istediğim şu 35
demek istediğim şu ki 19
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim bu 42
demek istediğimi anladın mı 56
demek istediğim bu değildi 38
demek istediğimi anladın 18
demek istediğimi anlıyor musun 62
demek istediğimi anladınız mı 16
demek istediğim de bu 21
o değil 411
o değildi 47
o değil mi 26
demek 970
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522
o değil 411
o değildi 47
o değil mi 26
demek 970
demektir 116
demek istiyorum ki 208
demek istedim 68
demek istiyorum 56
demek öyle 522