English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ I ] / Iki tane var

Iki tane var translate Spanish

2,433 parallel translation
Bende iki tane var.
Tengo dos
- Cebimde iki tane var, dostum. - Tamam. Gidelim.
- Tengo dos en mi bolso, amigo.
- Ama iki tane var!
¡ Yo tengo dos, idiota!
Hammoudi ile Assaad'da iki tane var.
A Hamudi y a Asad les han tocado dos.
- Benim de iki tane var.
Yo, dos.
... iki tane var.
Deberían haber tres.
Ama bende sadece iki tane var.
Pero... pero solo tengo dos.
İki tane acil konumuz var.
Tenemos dos emergencias aquí.
Yani iki tane ufaklığın mı var, yoksa...
¿ Entonces sólo tienes a los dos chiquilines o...?
Burada ağır ağır kavrulmuş Bavyera pirzolası var. Üzerinde domuz yağında pişmiş lahana. Ilık Bavyera patates salatası elmalı salsa fresca iki tane de ağrı kesici.
Y eso es un filete bávaro de cerdo asado lentamente con estofado de bacon y repollo, una ensalada bávara caliente de patata, salsa de manzana fresca, y dos Tylenol ( paracetamol ).
Evimde sana ait iki tane tanga var. Onları yıkadım.
Las lavé.
- İki tane mi var onlardan?
- ¿ Tienes dos iguales?
Evet, iki tane kızım var.
Sí, dos niñas.
Burada iki tane var.
son dos.
Çalılıklarda iki tane biram var.
Tengo dos cervezas en los arbustos.
Hâlâ iki elimde birer tane var.
Todavía tengo dos en cada mano.
Ve şu anda iki tane aksaklık var.
Y ahora mismo, ya tengo dos.
Onunla birlikte iki tane mükemmel doktorumuz var.
Tenemos a dos doctores capaces y excelentes con él.
- Biz hiç içki bulamazken sende iki tane birden var ha!
¡ No conseguimos una bebida, y tú tienes dos!
İki tane daha var.
Dos más.
İki tane daha var.
Hay dos más.
Şimdi iki tane iyi arkadaşım var.
Y ahora tengo dos mejores amigos.
Meşe Ormanı Mezarlığı'nda iki tane arsam var.
Tengo dos nichos en el Cementerio Oak Woods.
Pekala sizinde gördüğünüz üzere iki tane görüş alanımız var.
De acuerdo, como puedes ver, tenemos nuestros dos avistamientos aquí.
Ve bu gizemli pislikten iki tane daha var.
Y nos quedan dos más de estas cosas misteriosas. Es todo.
Liv ve benimle birlikte podyumda yürüyecek iki tane mükemmel modele ihtiyacım var.
Necesito dos guapísimas modelos que desfilen conmigo y con Liv por la pasarela.
Toplamda 30 tane çimento torbası var, yalnızca iki tanesinde kan var.
Hay treinta sacos en total, pero solo dos con rastros de sangre. El tipo de sangre concuerda con el de Lisha Vernon.
Burada çalışan iki tane minik kuşumuz mu var?
Tenemos dos pajaritos trabajando aquí.
Bunlar beşiz. İki tane daha var.
Son quintillizos, doctora.
Hızlan, ondan sonra iki tane daha var.
No te rindas. Te quedan 2 más.
İki tane Sırbistan var.
¡ Esto son las dos Serbias!
Sen karar vermeye çalışırken şunu hatırlamanı istiyorum, o topun evde iki tane ikiz bebeği var ve bir tane de yolda.
Y cuando tomes tu decisión, Te pido que recuerdes que ese cañón tiene dos pequeños bebés cañones mellizos en casa, y uno más en camino.
İki tane emanet ve üç boşluk var, bunlar nasıl bizi koda ve yüzüğe götürecekler?
Son dos reliquias y tres lagunas, como nos llevarán al código o al anillo?
İki tane puma kostümü var, birini giyiyor, diğerini ise kurumaya bırakıyor.
Tiene dos trajes de puma... uno que se pone y otro que está... siempre secando.
Pekâlâ, iki tane kurbanımız var. Biri beyaz diğeri de büyük olasılıkla Latin.
Muy bien, tenemos dos víctimas, una caucásica la otra probablemente latina.
Benim var, iki tane hem de!
Tengo hombros. ¡ Dos!
Aklında önceden iki düşünce vardı ama artık bir tane var diye mi?
Debido a que sólo tenía dos pensamientosen su mente, y ahora tiene uno?
İstasyona da çok uzaklar 10 kilometrelik alanda iki tane tren istasyonu var ve güzel kızımız bu yolu kullanmanın intihar olacağını bilir.
Aunque hay 4 estaciones de autobús y 2 estaciones de tren en un radio de 10 kilómetros, nuestra querida chica sabe que sería un suicidio viajar por una ruta predeterminada.
İki tane araba var.
Eric, veo dos coches.
"Aşılamak" ta bir mi yoksa iki tane mi "ş" var?
¿ Una o dos "n" en "inocular"?
İki tane bilet var.
Bueno, hay dos entradas.
Üzerine doğrultulmuş iki tane silah var.
Tienes dos armas apuntándote.
İki tane müttefik var.
Hay dos grupos de aliados.
İki tane de çocuğum var.
Un par de niños.
Siz iki eziğin benim kaç tane Platin kartım var haberiniz var mı?
¿ Tenéis idea de cuántos puntos platino tengo en mi tarjeta, perdedores?
İki tane polo şekerim var.
Tengo dos caramelos de ron con mantequilla.
İki tane torunum var orada.
Tengo dos nietos allá.
Yani bu dairede iki tane hayalet var ve bir tanesi sebepsizce ciddi zarar vermek istiyor deseydim beni ciddiye almaz mıydın?
Entonces, si dijera que hay dos fantasmas en este departamento, y que uno de ellos quiere hacer mucho daño pero que no sé por qué,
İki tane var.
Dos.
- İki tane var ama diğerinde bir şey yok.
- La otra que hay no funciona.
Dur şimdi. Biraz önce hayatımızın dokuz dakikasını satın alamayacağımız iki arabayı ve bir tane de var olmayan arabayı inceleyerek mi harcadın?
Espera, ¿ Usaste nueve minutos de nuestras vidas probando dos coches que no se pueden comprar y uno que ni existe?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]