English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ I ] / Istediğim bu değil

Istediğim bu değil translate Spanish

1,200 parallel translation
Söylemek istediğim bu değil.
No estoy diciendo eso.
İyi bir düşünce ama istediğim bu değil.
Linda idea, pero no es lo que quiero.
Demek istediğim bu değil.
No me refiero a eso.
Demek istediğim bu değil.
No quise decir eso.
Hayır, istediğim bu değil.
No. No es lo que quiero.
- Çünkü benim istediğim bu değil.
- Porque no es lo que quiero.
Senden istediğim bu değil.
- Eso no es lo que te estoy pidiendo.
- Ama sana göstermek istediğim bu değil.
-... pero eso no es lo que queríamos mostrarles.
Benim istediğim bu değil.
- ¿ Por qué? - No quería hacerlo así.
Yapmak istediğim bu değil, Commodore.
No es mi intencion, Comodoro.
Demek istediğim bu değil.
Esa no fue mi intención.
Demek istediğim bu değil.
Eso no es lo que quiero decir.
Pratik, fonksiyonel, yıllarca kullanabilirsin. - Ama istediğim bu değil.
Es práctica, funcional y duradera.
Hayır, istediğim bu değil tabii ki.
No es eso lo que quiero.
- Ama olmak istediğim bu değil.
- Pero no soy quien quiero ser.
Evet ama Eric biliyorsun benim istediğim bu değil.
Si, pero, Eric, tu sabes que eso no es lo que quiero.
Evet, bunu biliyorum, ama ikimiz için istediğim bu değil.
Si, lo se, pero no es lo que quería para nosotros.
- Demek istediğim bu değil.
- No quiero decir eso.
- Bu da harika, muhteşem. Sadece onlardan asıl istediğim şey para değil, anlasana.
pero... el dinero no era lo que quería de ellos.
- Demek istediğim bu değil.
No me refiero a eso.
Ama demek istediğim bu değil Rudy sen önemli birisin.
Pero no es lo que yo digo.
Soylemek istedigim bu degil.
No me refiero a eso.
Bu benim istediğim değil!
No eso lo...
Söylemek istediğim bu değil.
- No dije eso.
- BU benim anlatmak istediğim değil.
- No quería decir eso. - Se lo que quieres decir.
Bu benim istediğim gibi değil. Senin kendini bana teslim etmen gerekiyordu.
Se supone que te ibas a entregar ante mí.
İster inan ister inanma, istediğim son bu değil.
Aunque no lo creas, éste no es el final que pedí.
Çünkü her şeyin, şu anda olduğu gibi sona ereceğini bilmek bu sadece... Bu bizi hatırlamak istediğim şekil değil.
Porque la idea de que terminen así el estado de las cosas en este momento no es cómo quiero recordar nuestra amistad.
Bu şeyin ne yaptığı umurumda değil, tüm bildiğim ondan kurtulmak istediğim!
No me importa nada de esto. Ya se todo lo que quiero saber
"Onları seviyorum ama bu benim istediğim hayat değil."
Les quiero, pero no es la vida que deseo.
Bak, bu gerçekten yapmak istediğim şey değil.
No es lo que quiero hacer.
İstediğim bu değil.
Eso no es lo que quiero.
Bu sadece benim ne istediğim değil, Bunun ne ifade ettiği.
No es lo que yo quiero. Es lo que debe ser.
Hayır, demek istediğim, bu şehir... Sen değil, hoş bayan.
No, me refiero a que este pueblo... no tu, preciosa dama.
İkisi de iyi sebepler ve inanın bu vermek istediğim bir karar değil.
Son buenos argumentos, y les aseguro, que no me es fácil tomar esta decisión.
Senin istediğin bu değil. Bu benim istediğim.
Esto no es lo que tú quieres, sino lo que yo quiero.
Bu istediğim dokunuş değil, tatlım!
¡ Ese no era el toque que quería, preciosa!
Demek istediğim, bu onunla odasını ya da bir şeyini paylaşmak zorunda olmam gibi bir şey değil.
No compartimos el cuarto.
Katil Karındeşen'in izinden gittiğine inanıyorsa? Demek istediğim, önemli olan da bu değil mi?
Si el asesino cree que sigue los pasos del Destripador ¿ no es lo que cuenta?
- İstediğim bu değil miydi? Bu işi hemen bitirmeliyiz.
Es lo que tú querías, ¿ no?
Olmak istediğim kişi değil bu
Esa no es la persona que deseo ser
- Bunları düşünmemek gibi bir lüksüm var. - Senden duymak istediğim şey bu değil.
Puedo darme el lujo de no pensar en eso.
Bu veya başka bir sınıfta para ödeyerek öğrenmek istediğim bir ders değil bu.
No es una lección que quiera pagar para aprender en esta u otra clase.
İstediğim bu değil.
No quiero.
İstediğim bu değil.
No quiero eso.
İstediğim şey bu değil.
Eso no es lo que quiero.
- İstediğim bu değil.
- No busco eso.
İstediğim bu değil Claire.
Eso no es lo que quiero, Claire.
Bu bizim için istediğim şey değil.
No es lo que yo quería para nosotros.
Biliyorum bundan bahsetmenin sırası değil ama buradan ayrılmadan önce bütün bu çılgınlıklardan kafanı kaldırabilirsen seninle konuşmak istediğim çok önemli bir şey var.
Si quieres charlar unos minutos antes de que nos vayamos despejar tu mente de toda esta locura, hay algo muy importante sobre lo que quiero hablarte.
Demek istediğim bu değil.
Yo...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]