Konuşmadım translate Spanish
2,866 parallel translation
İşimi kaybetmemin öncesinden beri konuşmadım.
- ¿ Has hablado con Jenn? - No he hablado con Jenn... -... desde antes de perder mi trabajo.
Evet, peki bu tüm dahil olduğu partiler için çok büyük şanssızlık ama sana nasıl yardım edeceğimi bilmiyorum çünkü April ile aylardır konuşmadım.
Yeah, bien esto es muy desafortunado para todas las partes involucradas pero no se como ayudarte, porque no he hablado con April en meses
Pek açık konuşmadım.
No fui claro.
Ayrıldığımdan beri onlarla konuşmadım.
No he hablado a ellos desde que los dejé.
Onunla konuşmadım.
No he hablado con él.
uzun zamandır konuşmadım onunla.
Hace tiempo que no tengo contacto con ella.
Uzun süredir onunla konuşmadım.
No he hablado con ella en un tiempo.
konuşmadım bile.
Habla tú con él.
Daha önce, kendimi gerçekten bu kadar açacağımı düşüneceğim hiçbir erkekle tanışmadım, konuşmadım ve görüşmedim.
Núnca he conocido... Núnca he hablado, núnca he visto a un chico con el que piense que pudiera haberme abierto totalmente.
Bunca zaman boyunca da tek bir kelime bile konuşmadım.
Y en todo ese tiempo... no he dicho ni una palabra.
O'nunla pek konuşmadım.
En realidad no hablé con ella.
O saatte kimseyle konuşmadım lordum.
No hablé con ningún hombre a esa hora, mi señor.
Tutuklandığımdan beri babamla konuşmadım onun için...
No hablo con mi papá desde que me arrestaron, así que...
Hiç kimseyle konuşmadım.
En verdad no quería hablar con nadie.
Başkan, gerçekten konuşmadım.
Sr. Presidente, realmente no dije una palabra.
Hayır, onuna konuşmadım.
No, no he hablado con él.
İnanıyorum, bu yüzden konuşmadım.
Me lo creo, por eso es por lo que todavía no he hablado con él.
Bunun hakkında kimseyle konuşmadım.
No he hablado con nadie de esto.
Maya ve ben geçen geceki partide kavga ettik, ve o zamandan beri onunla hiç konuşmadım.
Maya y yo discutimos la otra noche en la fiesta, y no he hablado con ella desde entonces.
Daha onunla konuşmadım.
- No he hablado con él.
- Şey, hayır, henüz konuşmadım.
- No, no. - Bueno, deberían hacerlo.
- Ama konuşmadım.
Pero yo no hablé con él.
Maya ve ben geçen geceki partide kavga ettik.. .. ve o günden beri onunla konuşmadım.
Maya y yo discutimos la otra noche, en la fiesta, y no he hablado con ella desde entonces.
- Tamam, Ray'le konuşmadım.
Vale, no he hablado con Ray.
İnan ya da inanma, bu kadar süre boyunca hiç konuşmadım Gibbs.
Que tienes? Lo creas o no, no soy yo el que está hablándolo todo esta vez, Gibbs.
O kızla hiç konuşmadım.
Nunca he hablado con ella.
Genç bir adamla bir ilişkim var ve o konuyu açtı, sonra vazgeçti, ama ben bu konuda onunla henüz konuşmadım, yani, sormam gerektiğini düşündüm.
Estoy en esta relación con un tipo que es más joven y el fue quien saco el tema primero, y luego lo dejo ahí, pero, en realidad yo no he hablado con él sobre esto, pero yo sólo pensé, ya sabes, debo preguntar.
konuşmadım... bile...
Yo... ni siquiera... hablé...
- Yeterince açık konuşmadım mı?
- Lo siento, ¿ fui poco clara?
- Yeterince açık konuşmadım mı?
Pero... ¿ No fui claro?
Konuşmadım.
No es verdad.
Kızım anaokulundayken bir tek ben duldum ve 17 yaşına gelip de ne yaptığımı anlayınca yaşamak için gerçekten ne yaptığımı anlayınca, benimle 10 yıl konuşmadı.
Yo era la única madre soltera en la clase de preescolar de mi hija, y cuando ella tuvo 17 y descubrió lo que hacía, lo que realmente hacía para vivir, dejó de hablarme durante 10 años.
Yani kendisi bir cumhuriyetçi aslında ama politika konuşmadığımız sürece, bırak da bitireyim.
Quiero decir, es republicana, pero siempre que no hablemos de política... Déjame terminar.
Ve Murphy Brown gibi konuşmadığım için özür dilerim.
Y lamento no hablar como Murphy Brown.
Açık konuşmadın mı?
¿ No estoy siendo claro?
Toby ile hiç konuşmadın mı?
¿ Has hablado con Toby?
Onunla henüz konuşmadın mı?
- ¿ Ya hablaste con ella?
Konuşmadınız mı?
¿ Aún no los han discutido?
Belli ki konuşmadığımız bir sürü his var ve düşündüm ki, onları artık ortaya -
Hay evidentemente muchos sentimientos de los cuales no hemos hablado y pienso que tenemos que...
Konuşmadığımız sürece her şey yolunda.
Todo está bien si no hablamos.
- Seninle bu konu hakkında konuşmaya çalıştım ama sen konuşmadın.
Traté de que habláramos de esto, pero no lo hiciste.
Konuşmadığımız onca şey var.
Con toda esa montaña de secretos.
Uzun uzun konuşmadığımızı biliyorum.
Sé que no hablamos hace mucho.
O kim? Bu çocukla daha önce hiç konuşmadınız mı?
No. ¿ Quién es?
Konuşmadığım zamanlarda düşündüğüm sahne bu.
Cuando no hablo, pienso en esa escena.
Sanırım bu, daha kızınla o raporu nereden bulduğu hakkında konuşmadın demek oluyor.
Supongo que eso significa que no hablaste con tu hija sobre la ficha.
Bak, düşündüm ki yarım bir konuşmadığımız bir anlaşmamız var.
Mira, creía que teníamos una especie de acuerdo sobre no hablarnos.
Kimse bu adamla konuşmadı mı?
¿ Alguien interrogó a ese tío? Sí.
- Onunla hiç konuşmadınız mı? - Aramadı mı hiç?
- ¿ No te ha llamado?
- Em, hala konuşmadınız mı?
Em, ¿ has hablado con ella ya?
- Diğerleriyle konuşmadın mı?
No sé, Julián. ¿ No hablan ustedes con los muchachos?
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuş benimle 497
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236
konuş benimle 497
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabilir miyiz 236