English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Konuşun

Konuşun translate Spanish

2,906 parallel translation
Ama Allah aşkına sadece konuşun.
Pero por el amor de Dios hable con ella.
O zaman o eziği bulup ona konuşun!
Dadle la charla a ese perdedor, no a mí.
Rigsby ve Van Pelt, siz ikiniz gidip Dinkler'ın çalıştığı yerdekilerle konuşun.
Rigsby, Van Pelt, vosotros id a hablar con los compañeros de trabajo de Dinkler.
Konuşun.
Hable.
Siz konuşun.
Vosotros a lo vuestro.
- Sırayla konuşun, hanımlar.
- Orden, damas, por favor.
Onlarla ilgilenin, konuşun ve oyun oynayın.
Cógelos, habla con ellos, juega con ellos.
Parker, Eliot, benimle konuşun.
Parker, Eliot, háblenme.
Yüzüne bakın ve normal konuşun. Ne çok yavaş nede çok hızlı.
Sólo háblale a la cara y con normalidad... ni muy rápido, ni muy lento.
Konuşun, Bay Loescher.
Hable con nosotros, señor Loescher.
Evet, kanıt istiyorsanız onunla konuşun.
¿ Queréis pruebas? Hablad con él.
Gidip onunla konuşun.
Pues, ve a hablar con el.
Sen ve Zoe istediğiniz kadar konuşun.
Tú y Zoe, podéis hablar los dos.
Müvekkilimle değil benimle konuşun, Bay Specter.
Por favor diríjase a mí y no a mi cliente, Sr. Specter.
Bırakayım da ikiniz yalnız konuşun.
Os dejaré hablar a solas.
Yardımımı istiyorsanız avukatımla konuşun.
Si ustedes quieren mi ayuda, hablen con mi abogado.
İkinizi yalnız bırakayım da biraz konuşun.
Os dejo a los dos para que habléis.
Bir de onunla konuşun bakalım.
Cuéntale esto.
Şu süprüntüyle konuşun.
Habla con la chusma de ahí.
Myka, Claudia, siz gidip Jerry'yle konuşun.
Myka, Claudia, ve a hablar con él.
Vaktimi boşa harcayacağınıza ailenizle konuşun.
Deberías parar de gastar mi tiempo, y en cambio hablar con tu familia.
Pekala, konuşun bakalım.
Vale, contadme.
bekleyin ve görün. Bruno ile konuşun.
Hable con Bruno.
Konuşun bakalım bayanlar.
Hablad conmigo, señoritas.
Herhangi bir itirazınız varsa, şimdi konuşun?
Si tiene alguna objeción a eso, hable ahora.
Avukatımla konuşun.
Hablen con mi abogado.
İngilizce konuşun, Bay Lazhar.
En inglés, señor Lazhar.
- Tamam, konuşun o zaman!
¡ Pues habla!
Nell'le konuşun, bakalım Diego Molina hakkında neler bulmuş.
Chicos, hablad con Nell a ver qué ha averiguado de Diego Molina.
Bakalım öylemiymiş. 116.mıntıkayla konuşun.
Si es así, Habla con la 116.
Siz konuşun.
Vosotros hablad.
Sadece kalpten konuşun.
Sácalo del corazón.
Tenha bir yerde konuşun.
Hablen en privado.
Rahat konuşun lütfen.
No tiene que ser tan cortés.
Konuşun.
Háblame.
Konuşun ve sesinizi duyurun.
Hablad y os escucharé.
Dilimizi konuşun lütfen.
Dígalo en ingles, por favor.
Tek tek konuşun, doktor hanım.
Despacio, doctora.
Sadece seçin ve konuşun.
Solo coged una y hablad.
Seçin ve konuşun.
Coged y hablad.
Normal tonda konuşun, Bay Sweeney.
Mantenga la voz normal, Sr. Sweeney.
Ya şimdi konuşun, ya da sonsuza kadar susun.
Hable ahora, o calle para siempre.
Gidip evini arayın, eşiyle konuşun, kullandıklarıyla ilgili bir şey söyler belki.
Registrad su casa, hablad con su mujer, a ver si conseguís que os diga que es lo que usó.
Tamam. Kumarhanedeki çalışanlarla da konuşun.
Está bien, comprobadlo con el personal del casino.
Onlarla konuşun ve anlamalarını sağlayın.
Hable con ellos, y haga que lo comprendan.
Ön yargılarınızı bırakıp Kurt Freelander'la konuşun.
Que dejen sus prejuicios a un lado y - hablen con Kurt Freelander. - Espera...
- Lütfen makineye doğru konuşun.
Hable a la máquina, por favor.
Dürüstçe konuşun.
Honestamente.
İkiniz Kumandan Forbes ile konuşun.
Vosotros dos, hablad con el Comandante Forbes.
Hayatın boyunca bir ezik olacaksın, İyi bir şey yazacağın konusun da şüpheliyim.
Como es un mendigo para la vida, dudo que vaya a escribir algo bueno.
- Bay Spencer, buraya konuşun.
- Señor Spencer, aquí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]