Konuşuyor translate Spanish
12,719 parallel translation
- Hala konuşuyor muyuz?
¿ Aún estamos hablando?
- Nasıl konuşuyor muşum? - Bana götoş dedin. - Çünkü götoşsun.
- Dijiste que soy un cretino.
Bonnie konuşuyor.
Bonnie al habla.
Evet, sanırım senin dolabın benimkinden çok konuşuyor.
Si, creo que tu guardarropa habla mas alto que el mio
Kendi kendine konuşuyor.
Se está hablando a sí mismo.
Kavgacı Siyam balığın seninle konuşuyor.
Tu mascota pez beta te está hablando.
Belki siz Ruby vurmamış olsaydınız, şimdi onunla konuşuyor olabilirdik.
Quizá si no hubieran disparado a Ruby podrían estar hablando con ella ahora mismo.
"Kendime not... Hastanın söylemlerine göre her zaman kendisiyle konuşuyor..."
"Nota para mí misma... el paciente comenta que siempre habla solo...".
Birileriyle konuşuyor musun?
¿ Hablas con alguien?
Sonunda hepsi konuşuyor ve sonunda hepsi ölüyor.
Y sin embargo todos acaban hablando al final.
Herifin biri konuşuyor işte.
Un tipo me está hablando.
O hepimiz için konuşuyor.
- Habla por todos nosotros.
Dedektif Jack Roth konuşuyor.
Soy el detective Jack Roth.
Geri konuşuyor musunuz?
¿ Me estás contestando?
Kızla bir şeyler konuşuyor.
Parece que está hablando con ella.
Bunu başarmasaydım belki şu an konuşuyor olmayacaktık.
De lo contrario, quizá no estaríamos hablando.
Altı dil konuşuyor ve kendi küçük işini yürütüyor.
Ella habla seis idiomas y es dueña de su propio negocio.
Wyatt kiminle konuşuyor?
¿ Quién está hablando con Wyatt?
Asher kiminle konuşuyor?
Quién Asher hablando?
Benimle değil seninle konuşuyor.
Me está hablando a mí, no a ti.
Sabahtan beri tersten konuşuyor.
Lleva hablando al revés toda la mañana.
Kral Palyaço konuşuyor.
Soy el rey payaso, colegas.
Pardon, yanlışlıkla kız arkadaşını vuran adam mı konuşuyor?
Lo siento, ¿ lo dice el tipo... que disparó a su novia por error?
Bayanlar baylar, kaptanınız konuşuyor.
Damas y caballeros, les habla su capitán.
Departmandaki birkaç kişi bizimle çalışırken şu kaçırılma skandalını nasıl çözdüğünü hâlâ konuşuyor.
Varios en el departamento siguen hablando de... cuando estabas y resolviste ese escandaloso secuestro.
- İnsanlar konuşuyor.
- Las personas hablan.
'Şerif Nagata, Deep-Ando konuşuyor. Nereye gittiniz?
Jefa Nagata, este es Deep-Ando. ¿ Dónde has ido?
'Nagata, Deep-Ando konuşuyor!
Nagata, este es Deep-Ando.
Deep-Ando, Nagata konuşuyor.
Deep-Ando, esta es Nagata.
Deep-Ando, Chopra konuşuyor.
Deep-Ando, este es Chopra.
Benim çocuğum nefes alıyor ve konuşuyor benden tam bir blok ötede. 1600 Pennsylvania Sokağında. Ama onu göremiyorum.
Mi hijo respira y habla a una manzana de mí, en el 1600 de la Avenida Pennsylvania, pero no puedo verle.
Onunla konuşuyor.
Está hablando con él.
Krampus seninle konuşuyor mu?
- ¿ Krampus te habla?
Halk yaratıklar ve kanla beslenenler hakkında konuşuyor. Ve eğer bu ülkenin embesilleri öğrenirse...
Los lugareños hablan de bestias que se alimentan de sangre, y si estos campesinos imbéciles lo saben...
Sadece konuşuyor, tüm yapabilecekleri bu kadar.
Solo lo dice porque no puede hacer nada.
Merhaba çocuklar, park DJ'iniz konuşuyor.
Les habla el D.J. del parque.
Sorumluluk sahibi kenar mahalleli ev kadını konuşuyor. Erkeğin söylediğini yapacak.
Ya habló el ama de casa responsable que hace lo que dice la autoridad.
Matthew, burada bir yetişkin telefonla konuşuyor.
Matthew, hay un adulto en el teléfono.
Bay Speaker, İçişleri Bakanı gelişmekten mantıktan ve bilimden konuşuyor ancak bırakın da açık şekilde konuşalım asil sözlerinin arkasında cerrahların kanlı ellerine bırakılan cesetlerin serbest temini gizli.
"Sr. Presidente, el Ministro del Interior habla de progreso, y de razón y de ciencia, pero hablemos sin rodeos, lo que sus nobles palabras enmascaran es un programa para entregar un suministro de cadáveres gratuito a las sangrientas manos de los cirujanos".
Çince konuşuyor.
Hablando chino.
Görünüşe göre çok nadir bir lehçe ile konuşuyor, ismi Wenzhou.
Parece ser que es un dialecto muy raro, llamado Wenzhou.
İnsanlar hakkında konuşuyor.
La gente chismorrea.
Bu konuda başkasıyla konuşuyor musun?
¿ Has hablado de alguien más sobre esto?
"Ga'bi" dilinde konuşuyor. Ürettiğim aptalca bir dil.
Habla Ga'bi, este lenguaje mudo me escribió.
Sanki John Boehner, yoksulluk hakkında konuşuyor.
Suena como John Boehner hablando sobre la pobreza.
- Bir zenci, beyaz bir insanla mı konuşuyor?
¿ Un negro hablando de esa manera a una persona blanca?
Kumandan konuşuyor.
Comandante aquí.
Baba, herkes ölü adamdan konuşuyor.
Dinos, papá.
- Konuşuyor muyuz?
Robert, te di una oferta justa.
Piggy konuşuyor.
Va para Piggy. Hola, Piggy.
Büyükler konuşuyor.
Los adultos estamos hablando.
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyoruz 54
konuşuyorlar 21
konuşuyorduk 20
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşuyorsun 21
konuşuyoruz 54
konuşuyorlar 21
konuşuyorduk 20
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuş benimle 497
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43