Küçük kızım translate Spanish
3,412 parallel translation
Küçük kızımız için buradalar.
Aquí viene nuestra niña.
Ve küçük kızımın...
Y pensar que mi niña...
Ne kadar uzakta olursam olayım benim evim senin yanın küçük kızım.
No importa lo lejos que esté, mi hogar está siempre donde estés tú, mi pequeña.
Ama küçük kızım için öyle değil.
Pero no mi hijita.
Küçük kızım benim.
Mi pequeña.
Küçük kızımın büyüdüğünü görmek istiyorum.
Quiero ver crecer a mi hija.
Benim küçük kızım.
Mi niña pequeña.
K- - Kızım- - Küçük kızım, O-
Mi... mi hija, mi niñita, va a llegar pronto a casa.
- Benim küçük kızım- -
- Mi niñita...
Peki, küçük kızım,'çünkü onu geri vermiyorum.
Sí, mi niñita, porque no la voy a devolver.
Küçük kızım mı?
¿ Mi pequeña?
- Nasılmış benim küçük kızım?
- Estoy genial, papi.
Küçük kızım için doğumgünü hediyesi bile alamıyorum.
¿ Cuando no puedo darme el lujo de comprar un maldito regalo de cumpleaños para mi niña? Si.
O masum, küçük kızımız yüzünden bu hükümet devrilebilirdi.
No pidió nada de esto. Esa chica inocente podría derrocar este gobierno.
Günler geçtikçe küçük kızımızı bulma ihtimalimiz azalıyordu ve bunu hiç konuşmadık bile.
Y con cada día, empeoraban las probabilidades de encontrar a nuestra pequeña de la manera en que queríamos encontrarla y no hablamos sobre eso.
Küçük kızımızın yanında nasıl olduğunu gördüm.
Vi cómo estabas con nuestra pequeña.
Küçük kızımı taciz etti.
- Él atacó a mi niñita.
Küçük kızımızı sen öldürdün!
¡ Mataste a mi niña!
Küçük kızımı istiyordum.
Solo quería a mi pequeña.
O kadar güzel görünüyordu ki dayanamadım. Küçük kızım evleniyor.
Es solo que estás preciosa y no me puedo creer que mi niña pequeña se vaya a casar.
Belki de küçük kızım için doğru adam sensindir.
Tal vez seas el indicado para mi niña.
O evde bir şey vardı, bizi takip etti ve küçük kızımızı çıldırtıyor.
Pero hay algo sobre esa casa que nos sigue, y hace que nuestra hija pierda la cabeza.
Ama sonra küçük kızımızı aldı.
Pero después se llevó a nuestra niña.
Evet, artık bunun için çok geç, küçük kızım.
Sí, bueno, es un poco tarde para eso, pequeña.
Küçük kızımın yetişkin olduğunu düşünüyorum.
Creo que mi pequeña está creciendo.
Küçük kızım sorunlar yüzünden öldü ama bu döngü devam edip duramaz.
Mi hija murió por ellos... pero esto no puede seguir pasando.
Pawel, Küçük kız için birşeyler çalar mısın?
Pawel, ¿ vas a tocar algo para la niña?
Bak, bu adamı yakalamamı sağla ben de küçük kızın görebilmen için elimden gelen her şeyi yapayım.
Mira, si me ayudas a atrapar a este tipo haré lo mejor que pueda para que vayas a casa y veas a tu hija.
Bu, öldürmek zorunda kaldığım çocuğu ve sizin küçük kızın öldürülmesini açıklar.
Eso fue lo que le paso a ese chico que tuve que matar, y él fue quien mato a la pequeña chica. Amigo, esto es ridículo.
Yaptığımız şey, aslında bunu yaptığımız öğretmen çok korkunç biriydi şu küçük Volkswagenler'den birine sahipti ve arkadaşlarımızla ona 1 nisan şakası yaptık.
Lo que hicimos fue, teníamos un profesor horrible al cien por cien, que tenía su coche pequeño, uno de esos Volkswagens pequeños, y mis amigos y yo le hicimos una inocentada.
Kızın bu küçük ailede kalmak için uğraşacak mı?
¿ Es vegetariana? ¿ Podrá tu hija mantener feliz a esta pequeña familia?
Sanırım sen gerçekten de Donny'nin küçük kızısın.
Supongo que de verdad eres la pequeña de Donny.
Bu yaşta ve günümüzde anlamsız bir yatırım ama küçük sorunlar büyük adamların aklını oldukça karıştırdığı çok açık.
Una posesión sin sentido en esta era pero es remarcable cómo pequeñas irritaciones pueden pueden surgir amenazantes en las mentes de grandes hombres.
Kırmızı ışıkta durduk, yanımızda küçük Chevy Blazer kamyonetiyle böyle durdu, yanımızda durdu.
Hacemos escala en una luz de frenado, Y arriba junto a nosotros Tira este como el pequeño Chevy La cosa de furgoneta de reparto de la chaqueta de sport, Se detiene en el camino junto a nosotros.
Kızılderililerin yurdu tehlikede küçük hanım.
El hogar de los indios está en juego, damisela.
Aday olmayı kazanamadığımız halde bu kampanya birçok başarıya imza attı. Bir dakikanızı alıp davamıza katılan genç kadınlara ve küçük kızlara bir şey söylemek istiyorum.
Aunque no hemos tenido éxito para conseguir el nombramiento, esta campaña ha tenido tantas victorias, y quiero tomar un momento para decirles algo a las mujeres jóvenes y a las niñas que se han unido a nuestra causa.
Peki 10 Nobel ödülü olan bir ekonomist kendisinin ofisine girip "Ulusal bir aciliyet söz konusu ve en zengin yüzde birlik kısmın küçük bir fedakarlığı ile devlet gelirini artırmamız gerekiyor." dese Mike Lee tartışmadan onaylar mı?
Si diez Premios Nobel en economía entraran a su oficina y le dijeran : "Es una emergencia nacional y debemos aumentar los ingresos exigiéndole un pequeño sacrificio al 1 % más rico del país". Mike Lee ni siquiera lo discutiría.
Tatlım, seni seviyorum ama sen bu küçük kızı yetiştiremezsin.
Cariño, te amo, pero tu no puedes criar a esta pequeña niña.
O sabah duvar yıkıcı küçük kahramanımız düzgün bir kahvaltı, tümüyle makyajdan arınmış ve tam dört dakika önce okulda oldu. Tüm okul senin duvar maceralarını konuşuyor.
Esa mañana, nuestro pequeño héroe derribador de paredes llegó a la escuela después de un desayuno tranquilo, y totalmente libre de maquillaje con cuatro minutos de sobra.
- Arsız küçük bir kızılım. Bir kadının bakış açısından yarı çıplak-cinsel birleşme içermeyen pornolardan zevk alıyorum.
Soy una pequeña pelirroja descarada que hace porno suave de buen gusto...
Küçük Deniz Kızı filmine emekleyerek, kesemde mısır gevreği ve biberon dolusu Diyet Kolayla girmişim.
Me metí para ver la sirenita con una bolsa llena de Cheerios y una botellita de coca cola dietética.
- Küçük kızımıza bak!
- Estáis increíbles.
Küçük kızını mı?
¿ Tu pequeña?
Dinle, küçük, aşağılık ve her şeye burnunu sokan şey, sen ve Rufus ve sen son kuruşlarınızı tablolarımın yerlerini değiştirmeye harcamış olabilirsiniz, ama kendinizi aptal gösterebilecek kişi yine sizsiniz.
Escucha, pequeña y vil entrometida Rufus y tú tal vez hayan juntado sus dos últimos centavos para reemplazar mi arte, pero la única gente que esta haciendo el ridículo sois vosotros mismos
Küçük kız gibi ağlayacak mısın?
Vas a llorar como una perra, ¿ eh?
Ben küçük kızın hayatını kurtardım, kardeşim.
Yo salvé a una niña, hermano.
O gün koruluktaydım ve küçük bir kızın çığlığını duydum ve başka bir kızın seslendiğini.
Estaba en los bosques ese día y oí a una joven gritar, y a otra niña pequeña llamar.
Küçük sarışın kız sana yardım ediyor.
Le está ayudando... la niña rubia.
Küçük bir kızım var aslında. Ama başka bir yerde yaşıyor.
Tengo sin embargo una niña pequeña, pero vive en otro lugar.
Bunu ona göstermek için bana yardım etmelisin... Ben artık onun küçük kız kardeşi değilim. Ben...
Y necesito que me ayudes a demostrarle que yo no soy así... ya no soy su hermana pequeña, y ya soy... como... soy como una...
Küçük bir kızın göğsünü sırf sen fayda sağla diye Hayatta açmayacağım.
De ninguna manera voy a abrirle el pecho a una niña pequeña para tu benefecio.
kızım 866
kızım nerede 44
kızım mı 20
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
kızım nerede 44
kızım mı 20
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir kız 38
küçük bir hediye 18
küçük bir şey 30
küçük serseri 26
küçük bir 20
küçük bey 45
küçük köpek 18
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir kız 38
küçük bir hediye 18
küçük bir şey 30
küçük serseri 26
küçük bir 20
küçük bey 45
küçük köpek 18