English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Küçük bey

Küçük bey translate Spanish

293 parallel translation
Buyurun küçük bey?
¿ Sí, señorito Harvey?
Kahvaltınız yemek odasında hazır olacak küçük bey.
Su desayuno será servido en el comedor, señorito Harvey.
- Oh, çocuklar. Bu küçük bey ile Liverpool'da tanıştım bizi ziyaret ediyor.
- Ah, chicos este es un caballerete que conocí en Liverpool y que ha aceptado mi invitación para visitarnos.
Bir tanesi bile geçmiyorsa yani ne olmuş küçük bey?
¿ Y si esto no fuera algo pasajero, señorito?
Küçük Bey'i almaya gitmek istemiyormuşsunuz!
¿ No quiere ir a buscar al señorito Joey?
Küçük Bey eve dönüyor.
El señorito Joey vuelve a casa.
Küçük Bey, nasıl da büyümüşsün!
Señorito Joey, cuánto ha crecido.
- Bu çok sert bir söz, Küçük Bey.
- Esa palabra es muy fuerte, señorito Joey.
Değil mi, Küçük Bey?
¿ Verdad que no, señorito Joey?
Küçük Bey kasıtlı olarak böyle bir şey söylemez.
El señorito Joey no diría una cosa así a propósito.
Amma büyümüşsün sen, Küçük Bey!
Qué mayor se ha hecho, señorito Joey.
- Var mı, Küçük Bey?
- ¿ Verdad, señorito Joey?
Ne güzel, hanımefendi, Küçük Bey her çeşit düğüm atabiliyormuş.
Fíjese, el señorito Joey sabe hacer todos los nudos.
Yemek hazır Küçük Bey.
La cena está lista, señorito Joey.
Evine hoşgeldin Küçük Bey.
Bienvenido a casa, señorito Joey.
Eve gelişi falan. İştahını kaçırdı, değil mi Küçük Bey?
Le ha quitado el apetito, ¿ verdad, señorito Joey?
Peki Küçük Bey.
Muy bien, señorito Joey.
Günaydın Küçük Bey.
Buenos días, señorito Joey.
Küçük Bey beni yine kendisini zehirlemeye çalışmakla suçladı.
El señorito Joey ha vuelto a acusarme de querer envenenarlo.
Küçük Bey, bu yaptığın hem tehlikeli, hem de aptalca.
Señorito Joey, eso ha sido una estupidez muy peligrosa.
Küçük Bey, burada olmadığın süre içinde aramızın düzeleceğini umuyordum.
Esperaba que las cosas mejoraran entre nosotros después de su ausencia.
Sana bir şans daha vereceğim Küçük Bey.
Le daré otra oportunidad, señorito Joey.
Hanımefendi, Küçük Bey ecza dolabımın altını üstüne getiriyor.
El señorito Joey ha estado hurgando en mi botiquín.
Bir şeyler mi karıştırdın Küçük Bey?
¿ Ha hecho alguna travesura, señorito Joey?
İş Küçük Bey'e gelince!
No con el señorito Joey.
Küçük Bey'le benim aramdaki bir konu, Bayan Pen.
Es algo entre el señorito Joey y yo, Srta. Pen.
Evet dadı. Eğlencenizi bozduğum için üzgünüm, ama Küçük Bey'in banyo zamanı geldi.
No quiero estropearles la diversión, pero es la hora del baño del señorito Joey.
İçeri girmeyeceğim Küçük Bey.
No entraré, señorito Joey.
Hayır Küçük Bey.
Oh, no, señorito Joey.
Temizlik kutsaldır Küçük Bey.
La limpieza es una gran virtud, señorito Joey.
Küçük Bey, nerelerdeydin?
Señorito Joey, ¿ dónde se había metido?
Küçük Bey'e bir yastık daha götürüyorum.
Le llevo otra almohada al señorito Joey.
Küçük Bey bebek değil, Bayan Pen.
El señorito Joey ya no es un bebé.
Zavallı Küçük Bey.
Pobre señorito Joey.
Küçük Bey yaşlı dadısından kurtulmak istiyor. Bunu biliyor muydunuz?
El señorito Joey quiere librarse de su vieja aya. ¿ Lo sabía?
Küçük Bey'e şans tanıdım, ama şansını kullanmadı.
Le di una oportunidad al señorito Joey, pero él no ha querido aprovecharla.
Küçük Bey'in Susy hakkında gerçekten yalan söylediğini düşünmüştüm önce.
Al principio realmente creí que el señorito mentía acerca de la Srta. Susy.
Küçük Bey'in ihtiyar dadısını gammazlamasına izin veremem, değil mi?
No puedo permitir que el señorito Joey delate a su vieja aya, ¿ verdad?
Dadının işini güçleştirme Küçük Bey.
No se lo ponga difícil al aya, señorito Joey.
Küçük Bey yaptığın çok aptalca!
Señorito Joey, qué tontería tan grande ha hecho.
Küçük bey!
¡ Ay, jovencito!
İyi günler, küçük bey!
Buenos días, Señorito!
Neymiş yapacağım, küçük bey?
Que hay que hacer, joven señor?
Biz buna asla cesaret edemedik küçük bey gibi korkusuzca.
No nos atrevemos a ir de caza por miedo a los hombres pequeños.
İyi günler küçük bey.
Buen día os deseo, señor.
- Doktor bey... Kocam ile benim küçük bir kızımız var. Her zaman kalabalık bir ailemiz olsun istemişizdir.
Doctor mi marido y yo tenemos una niña.
- Küçük Bey?
- ¿ Señorito Joey?
Noter Bey, onun adını küçük harflerle yaz.
Sr. Notario, escriba su nombre con letras minúsculas.
Ne kadar sürecek bu, küçük bey?
cuanto va a durar, señorito?
Herşey yolunda memur bey O küçük yaramazı affettim bile
Todo está bien, oficial. Perdono al pequeño truhán.
Şey, tek bildiğim... masanın başında ayakta duruyordum, şarap dağıtıyordum... o sırada aksanlı küçük toparlak bey, tuzu öne doğru itti, ve ah, bu bey de biberi dışarı itti, ve çok geçmeden onlar masadaki her şeyi itiyorlardı,
Yo lo único que sé... Estuve aquí parado, sirviéndoles vino cuando el caballero regordete que tenía acento extranjero movió hacia delante el salero y este señor movió el pimentero y siguieron moviendo todos los objetos de la mesa pero yo no sabía qué estaban haciendo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]