English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Küçük köpek

Küçük köpek translate Spanish

418 parallel translation
Seni küçük köpek, eve annene git. Onları tanımıyorum. Benim onlarla ilgim yok.
Vete a casa con tu madre, desgraciado.
- Anne, Elizabeth'in bana verdiği küçük köpek yavrusuna bak.
Mamá, mira el cachorrito que me ha dado Elizabeth.
- Steve, küçük köpek!
- ¡ Oh, Steve, el perrito!
Küçük köpek.
Ese perrito.
Sizin gibi bazı zavallı küçük köpek balıklarını suya geri atacağım ama su, benim suyum olacak.
Echaré algunos tiburoncillos moribundos otra vez al agua. Pero el agua será mía y cubrirá todo el país. - Aguas profundas.
Hadi gel, küçük köpek.
Vamos, perrito.
Ne tatlı küçük köpek
Qué perrita tan bonita.
! Küçük köpek, küçük bir köpek.
Un perrito, un perrito.
Aferin küçük köpek!
Lindo perrito.
Küçük köpek?
¿ El perrito?
Bu makinenin tek yaptığı yüzmek yemek ve küçük köpek balıkları üretmek.
Lo único que hace esta máquina es nadar, comer y hacer tiburoncitos.
Evet, geç yerine, seni kokulu küçük köpek pipisi.
Sí, vete a tu sitio, trozo inmundo de excremento de perro.
Sence o küçük köpek kendini nasıl hissediyordur?
Cómo cree que se siente ese perrito?
Büyük köpek, küçük köpeği ısırır, küçük köpek de kaçar.
El perro grande muerde al pequeño, el perro pequeño se escapa.
Bu küçük köpek ne istiyor benden?
¿ Qué quiere este cachorro de mierda?
Anlamı "küçük köpek".
Significa "cachorrito".
Zowie, seni küçük yaramaz köpek.
Zowie, perro malo.
Sebep nasıl küçük bir köpek olur? Çok saçma!
¿ Cómo un perro podría ser la causa?
Yanında Marie adında bir kadınla ve Pard adında küçük gri beyaz bir melez köpek var. "
"La policía le sigue la pista. Viaja con una tal Marie y un perro gris y blanco llamado Pard".
Küçük, gri beyaz bir köpek?
¿ Un perrito gris y blanco?
Jimmy wheat küçük kırmızı boyunlu tarımcı kuduz bir vahşi kedi gibi kim savasabilir? ...... ama gereksiz bir köpek tasıdı 2000 mil.
Jimmy Wheat, el pequeño, que pelea como un gato pero le tiene miedo al agua, y que lleva consigo a su perro durante 3.000 Km.
Hepsinin boyunlarında küçük bir kedi ya da köpek tarafından açıldığı tahmin edilen diş izlerine rast gelinmektedir.
... La policía sigue investigando "
Küçük bir köpek bile bunu yapabilir Bir tane benden iç Kaplan.
Incluso un chucho pequeño puede hacerlo. Tómate uno por mí, Tiger.
Şu küçük cocker cinsi köpek, Bill. - Dört numarada.
- Es el Cocker de la número 4, Bill.
Küçük bir göldeki iki köpek yavrusu gibi.
Felices como dos terneros en una charca.
Eğer yatarsan sana küçük bir köpek getiririm ve senin olur.
Mira, si te vas a la cama, entonces puede ser que te traiga un perrito para ti solo.
Küçük gruplar halinde yaşarlar ve sesi bir köpek havlamasını andırır.
Vive en pequeños grupos su grito parece el ladrar de un perro.
O küçük beyaz bir köpek ile yürüdü.
Ella se pasea con un perrito blanco.
Şu Kuchar kuşunu yakaladık, şimdi onu sergilemek için küçük, güzel bir kafese koyacağız ve sonra onu bir köpek gibi vuracağız veya asacağız!
ya atrapamos al pájaro Kuchar, y ahora lo pondremos en una linda jaula, para mostrarlo, y luego lo fusilaremos como a un perro, ¡ o lo ahorcaremos!
Şu küçük köpek çok tatlı.
Excepto usted, Herr Rieber. Lo siento.
Şurada kemik yiyen küçük bir köpek var. Harry.
Adentro hay un perrito muy pequeño comiéndose un hueso.
Beni küçük bir köpek gibi takip etme.
Ya no hago más de comediante.
Beni küçük bir köpek gibi sevmen için sana yalvaracağımı sanıyorsun.
Seguro que piensas que suplicaré que me acaricies como a un perrito.
- Küçük bir köpek. Fazla yemez.
Cual es el problema, no comera tanto.
Biliyor musunuz, hep bir köpek istedim. Ve küçük bir çocukken...
Sabes siempre quise un perro cuando era niño.
Myrtle'ın dairesine gittim ve o küçük kutudaki köpek bisküvilerini gördüm.
Cuando volví a casa de Myrtle y vi aquella cajita con galletas para perros.
Gel buraya, güzel köpek. Gel buraya, benim küçük köpeğim.
Ven acá mi buen perrito, acércate, mi perrito.
Elektrikli dudaklar. Küçük bir köpek.
Labios Eléctricos.
- Küçük bir köpek gördünüz mü?
- Han visto un perrito marrón?
Küçük bir köpek gibi.
Empezar, parar. Como un perrito.
- Dalga geçmiyorum. Vietnamlı bir hizmetçi ve... havlayan küçük bir köpek aldılar.
Se llevaron la sirvienta Vietnamita y ese pequeño perro ruidoso del porche.
Demek istediğim, bu küçük bir köpek.
Este es un perrito.
Biliyorum, bir ansiklopedi kadar küçük bir köpek için oldukça fazla.
Lo sé, son algo pocos para una "Enciclopedia".
Ama altında küçük piranalar yani çeteler, köpek balıkları yani patronlar, balinalar yani daha büyük patronlar sinsice kol geziyor.
Los tiburones, jefes de las bandas, y las ballenas, los grandes jefes, se mueven en grupos mortales.
# Sana küçük bir köpek getireceğim #
Te traeré un perrito ".
Küçük bir köpek gördünüz mü?
Habéis visto a un perrito marrón?
Küçük sarı bir köpek.
Es pequeno y marrón.
- Küçük bir köpek gibi mi davranmak istiyorsun? - Hayır.
¿ quieres ser como una perrita?
Banliyöde küçük bir ev, beyaz parmaklıklı bir bahçe... belki bir köpek ve 2,4 çocuk.
Una casita en las afueras, una valla blanca... tal vez un perro, 2,4 hijos.
Film, küçük bir New England kasabasında terör estiren kuduz bir köpek balığıyla ilgiliydi.
Acerca de un delfín gigante con rabia que aterroriza a una pequeña villa.
Köpek almaya karşıyımdır aslında ama bizim küçük hanım bayılıyor.
Estoy en contra de tener un perro. Pero la Srta. Chizuko los ama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]