Küçük joe translate Spanish
169 parallel translation
Kavgacı Küçük Joe...
PequeñoJoe el vaquero
Küçük Joe!
PequeñoJoe
Küçük Joe! Küçük Joe!
PequeñoJoe
Küçük Joe!
PequeñoJoe PequeñoJoe
Bir sabah keşfe çıkmış... - Küçük Joe! Küçük Joe!
Estaba explorando una mañana, y se topó cara a cara... con una tribu entera de indios.
Küçük Joe, birader işte bu kadar.
Joe, hermano, eso es.
Senin için, Marian ve Joe ve küçük Joe.
Por ti, Marian por Joe y por el pequeño.
Hoşçakal, küçük Joe.
Adiós, pequeño.
Bana küçük Joe'mu getirin!
¡ Traigan a mi pequeño Joe!
Küçük Joe'mu seviyorum.
Amo a mi pequeño Joe.
Küçük Joe.
¡ Oye! Little Joe!
Küçük Joe, zor yöntemle başardık.
Estar allí... Little Joe, de la manera difícil!
Küçük Joe, bana konyak şişesini verir misin?
Eh, Pequeño Joe, ¿ me pasas el coñac?
Küçük Joe!
¡ Pequeño Joe!
"... Büyük Joe, Küçük Joe, Antika "...
"Pequeño Joe, Bicho Raro..."
Haydi Küçük Joe.
¡ Vamos, Gran Joe!
Anne küçük Joe'nun kaybolmasından bir yıl sonra öldü.
Ella murio un año despues de que el pequeño Joe desaparecio.
Küçük Joe'yu zar zor tanıyabildim.
Casi no reconozco al pequeño Joe.
Küçük Joe, adamım!
¡ Pequeño Joe!
" Küçük Joe buradan hoşlandı.
El pequeño Joe está contento.
Küçük Joe.
A Little Joe.
- Küçük Joe mu?
- ¿ Joey Young?
Bak, diğer küçük joe fırında. İşte doktor raporuda bunu kanıtlıyor.
Y hay otro Joe en camino, aca esta el papel del Doctor para certificarlo.
Merhaba. Kusura bakma, küçük bir şakaydı işte.
Hola Joe lo siento, era sólo una pequeña broma.
Salı buldukları ana kadar umudumu yitirmemiştim. Joe'nun küçük ayakkabıları salın üstünteydi.
Oh, no había perdido la esperanza hasta que encontraron la balsa, con los zapatitos de Joe en ella.
Küçük Joe! Küçük Joe!
- PequeñoJoe - ¡ PequeñoJoe!
Küçük torbada Joe.
Está en la bolsa de costura.
Bir sene önce, Joe Brody adındaki bir adama küçük kızımı rahat bırakması için 5000 dolar verdim.
Hace un año pagué 5000 $ a un tal Joe Brody con relación a la menor.
- Yine sende Küçük Joe.
- Cuatro.
Bu küçük partiyi iyi giderken bölmekten nefret ediyorumi... fakat Art ve ben söylemek zorundayız.
Siento mucho dejar esta pequeña fiesta justo cuando se ponía bien... pero tenemos un recado que atender, Art y yo. El viejo amigo de Joe Sam.
Neden? Çünkü o küçük bir adamdı, Joe. Senin gibi küçük bir adamdı.
Por qué él era un hombrecito cualquiera como tú.
Çölde küçük bir grubuz, Joe.
En el desierto somos un pequeño mundo, Joe.
Arkadaşımla ben, Bay Rose'un Joe adındaki aptal şoförüyle Dyker Heights golf sahasında küçük bir adamı öldüresiye dövdüklerini gördük.
Mi compañero y yo hemos visto al señor Rose y al grandullón de su chófer, que se llama Joe, pegarle a un tipo donde el campo de golf de Dyker Heights.
Küçük bir çocukken Joe'nun hali.
Es Joe, cuando era un crío.
Joe düştü, kafasında küçük, kırmızı bir delik vardı.
Joe se cae, tiene un perfecto agujero rojo en la cabeza.
Joe Aiello'dan küçük bir hediye alıyorum.
Recibo un regalito de Joe Aiello.
Biliyor muydun, Junior, Makineli Tüfek Joe, Chicago'da daha küçük bir çocukken evcil yılan beslermiş ve üç tekerlekli bisikleti ile onu ezmeye bayılırmış.
Junior, ¿ Sabías que cuando Joe Metralleta era solo un pequeño en Chicago... tenía una serpiente mascota que adoraba atropellar con su triciclo?
İzninizle Kaptan... Gelecek gösterimdeki yeni eserimden küçük bir bölümü ilk defa halka açık bir şekilde çalacağım. Bay Joe Spah da bu küçük eğlencemizde yer almayı nezaketle kabul etti.
Con su permiso, Capitán, quisiera interpretar por primera vez en público... un pequeño número de mi próximo espectáculo, y el Sr Joe Spah amablemente ha aceptado formar parte de la diversión.
Joe! - Biliyorum, küçük bir olasılık.
- Sé qué es poca cosa.
Giuseppe Verdi'ye İngilizce'de Joe Green denileceğiyle ilgili... küçük şakayı ya da eskiden küçük çocuklara Latince öğrettiğinizle... ilgili hikayeyi bana anlatmamanız gerekirdi.
Cometió un error con su broma de Giuseppe Verdi, que se llamaría Joe Green en inglés, o que había enseñado latín a niños pequeños.
Joe, o daha küçük bir çocuk.
Joe, sólo es una niñita.
Joe'nun küçük oğlu.
Es el hijito de Joe.
Joe'nun küçük oğlu olduğunu biliyorum ama burada ne işi var?
Ya sé que es el hijito de Joe, ¿ pero qué hace aquí?
Bu Joe sadece küçük bir rahatsızlık oldu.
Este Joe es solo un inconveniente menor.
Küçük Jo'yu unutma.
No olvides al pequeño Joe.
Waverly, Tredwell ve yeğeni Jessie Withers. Kendisini olabildiğince gürültülü bir şekilde kovdurttu. Böylece Rogers'ı tuzağa düşürüp çocuğu anıt mezardan alacaktı ve ormandaki küçük kulübeye gideceklerdi.
Waverly, Tredwell y su sobrina Jessie Whithers a quien despide lo más bruscamente posible para que pueda atraer al señuelo, Joe Rogers, recoger al chico en el mausoleo y llevarlo hasta la pequeña casa del bosque.
Biliyor musun, orada küçük bir şey var, Joe.
Sabes Joe, sí necesito algo pequeñito.
Küçük Joe mu?
- ¿ Michael Landon, judío?
Joe DiMaggio'yu Dinky Doughnuts'ın küçük, dar, kirli, kokan tezgahında oturmasını anlayamıyorum.
No me imagino a Joe DiMaggio en la barra de un pequeño, asqueroso y maloliente Dinky Donuts.
Küçük Joe.
Querido Joe.
Bırakın onu bizim Joe yakalasın Küçük Bey.
Mejor dejar que el joven Joe lo atrape, Amo Alfred.
joel 234
joey 1328
joe amca 21
joe nerede 16
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
joey 1328
joe amca 21
joe nerede 16
küçük 429
küçükken 45
küçük kız 168
küçük kardeş 36
küçük adam 77
küçük kızım 28
küçük çocuk 37
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük serseri 26
küçük prenses 23
küçük kardeşim 59
küçük ayak 20
küçük hanım 234
küçük bir hediye 18
küçük bir kız 38
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük serseri 26