English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ K ] / Kırk iki

Kırk iki translate Spanish

220 parallel translation
- Kırk iki.
- Cuarenta y dos.
Kırk iki, altmış ne?
¿ Cuarenta y dos, sesenta y qué?
- Kırk iki, altmış-on.
- Cuarenta y dos, sesenta y diez.
24 Nisanda kırk iki oldu.
Cumplió 42 años el 24 de abril.
- Yaşınız? - Kırk iki.
- ¿ Su edad, por favor?
Yanılmıyorsam, kırk iki ya da kırk üç.
Cuarenta y dos o cuarenta y tres, me parece.
Kırk iki, kırk üç.
42, 43...
Altı kere yedi, kırk iki. - Günaydın mösyö. - Günaydın.
Una madre lo convirtió en columpio para sus niñas.
Kırk iki 15 daha 57 eder.
Parecéis una buena madre.
Kırk iki araba bu sayı çok şey ifade etmeli. Tehlikeli ve zorlu bir yarış, hem sürücüler, hem de arabalar için.
Sólo 42 coches han llegado a Montecarlo dadas las dificultades de una prueba que ha dejado exhaustos a pilotos y mecánicos.
Kaç kilo geliyordunuz? - Kırk iki kiloydum.
Sí, ví mucho sufrimiento.
Kırk iki yıl önce.
Hace 42 años.
Maden ocaklarında kırk iki yıl, havada yankısı bile kalmadı.
42 años en la mina y ni siquiera un eco que se quedara flotando en el aire.
- Kırk iki. 42 yaşındayım.
- Cuarenta y dos. Tengo 42.
Kırk iki!
Cuarenta y dos!
"Kaybedecek zaman yok." Kırk iki yıldır ordudayım ve bu sözü hiç duymadım.
Llevo 44 años en el ejército y nunca había oído esta frase.
Amerikalılar geldiğinde, kırk iki kiloya düşmüştüm.
( Traductor ) Cuando los estadounidenses entrado, L pesaba 42 kilos.
oniki. Kırk iki.
Las 00 : 4... 2.
- Kırk iki.
- 42.
Şimdiye kadar kırk iki kuyu açtım.
Ya he perforado cuarenta y dos pozos.
Üç yüz ve kırk iki.
342.
Kırk iki.
Ciento siete.
Kırk iki milyon.
Cuarenta y dos millones.
Kırk iki milyon dolar vergisiz kazanç.
Cuarenta y dos millones de dólares sin impuestos.
... otuz üç, otuz dört otuz beş, otuz altı otuz yedi, otuz sekiz otuz dokuz, kırk kırk bir, kırk iki kırk üç...
Treinta y tres, treinta y cuatro, treinta y cinco, treinta y seis, treinta siete, treinta y ocho, treinta y nueve, cuarenta, - - cuarenta y uno, cuarenta y dos, cuarenta y tres- -
Ben kırk iki giyerim.
Utilizo el cuarenta y dos.
Kırk iki tutuklama. Evet efendim.
42 arrestos, sí, señor.
Kırk iki.
Una cuarenta y dos.
Tekerlekler tarafından bırakılan kırk iki izi çok iyi bilirim.
Conozco 42... diferentes marcas dejadas por cubiertas.
On dört bin beş yüz kırk iki.
Catorce mil quinientos cuarenta y dos.
Beş kızdan iki kız çıkarsa... gürültü yüzde kırk azalır.
Dos hijas de cinco, representa un 40 % menos de ruido.
Bir, iki, üç, dört, beş yirmi, kırk, altmış, seksen.
100, 200, 300, 400, 500 20, 40, 60, 80.
Bir, iki, üç, yirmi, kırk, altmış.
100, 200, 300, 20, 40, 60. Tenga.
Horace'a gerçekte hak ettiği yüzde otuz üç payın yerine yüzde kırk vereceğim. Tabii iki hafta içinde parası hazır halde eve dönmesi şartıyla.
le daré a Horace el 40 por ciento en lugar del tercio que debería recibir siempre y cuando él y su dinero estén aquí antes de dos semanas.
İki yüz elli kişi, on iki saat kırk üç dakika...
Doscientas cincuenta personas, 12 horas, 43 minutos...
Su haricinde bize lazım olan iki yüz öküz beş yüz domuz, yüz kintal tuz kırk ton un, on ton şeker, beş ton tütün, bir ton kahve kırk bin limonun suyu ve burada hiç şarap bulunur mu?
Además del agua, necesitaré 200 bueyes quinientos cerdos, cien quintales de sal cuarenta toneladas de harina diez de azúcar, cinco de tabaco, una de café el zumo de cuarenta mil limas y, ¿ tienen algún tipo de vino aquí? ¿ Algún licor?
... on iki bin dört yüz kırk bir.
12.441.
Bir düşünün. On-üç çizgi ve kırk-iki de yıldız...
Fíjense, trece franjas y cuarenta y dos estrellas.
Kırk üç tümeni ve iki bin tankı saf dışı kalmıştı.
43 divisiones habían sido aplastados, y 2.000 tanques.
Bir, iki, üç, dört. Kırk dolar.
Uno, dos, tres, cuatro... $ 40.
Alex Haley'nin, ırkının yedi kuşağı üzerinde yaptığı on iki yıllık bir araştırma sonucu ortaya çıkardığı gerçek bir hikaye.
Raíces. La historia real que Alex Haley desveló tras 12 años de investigar 7 generaciones de antepasados.
Kırk iki!
¡ Cuarentaidos!
- İki cümle. Otuz altı ve kırk.
- Dos frases. 29 y 19.
Kırk iki yıllık.
42 años.
İki cinayet, bir sülfirik asit püskürtme vakası, bir intihar ve çok sayıda hırsızlık olayı ; bu kırk greyn ağırlığındaki kristalize kömürün hatırı için yaşananlar.
Se han cometido dos asesinatos, un ataque con vitriolo, un suicidio, y numerosos robos provocados por... estos cuarenta quilates de carbón cristalizado.
Oh, harika. Düşün, iki yıl içinde kırk, on iki yıl içinde elli olacağım.
Cómo te sientes por cumplir 38?
Bir, iki, üç dört, beş, altı yedi, sekiz, dokuz on, on bir, kırk üç kırk dört kırk beş...
Una, dos, tres cuatro, cinco, seis siete, ocho, nueve diez, once, cuarenta y tres cuarenta y cuatro,... cuarenta y cinco...
Bir, iki, üç, dört beş, altı, yedi, sekiz, dokuz... -... on, on bir, kırk üç... - Baştan say, amca.
Uno, dos, tres, cuatro cinco, seis, siete, ocho, nueve diez, once, cuarenta y tres...
Dört yüz kırk dokuz dolar ve yetmiiş bir, iki, üç sent.
Cuatrocientos cuarenta y nueve dólares con setenta y un, dos, tres, centavos.
Kırk iki!
- Cuarenta y dos.
Seyahat süremizin yüz yirmi iki dakika kırk yedi saniye olduğunu göz önünde bulundurursak ve bir de rüzgarın saatte on dört nokta yedi mil şiddetinde estiğini diğer etkenleri ele alıp, sabit verileri bileşkelerine ayırırsak, ki bu iki derece çarpı iki kilometre demek yani iki artı iki eşittir...
Viajamos aprox. 122 minutos 47 segundos, A una velocidad de 14.7 nudos. Si las variantes de los factores fuera de la constante, de dos grados por dos kilómetros estaríamos a...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]