Mesele para değil translate Spanish
294 parallel translation
Mesele para değil!
¡ Pero si yo no hablo de dinero!
Mesele para değil.
No es el dinero.
- Mesele para değil.
No es una cuestión de dinero.
Mesele para değil. 50 bin Vi Yenge için devede kulak kalır.
- 50,000 son monedas para la tía Vicky.
Mesele para değil.
No es cuestión de dinero.
- Mesele para değil ki.
- No es el dinero.
- Mesele para değil.
No es el dinero.
- Mesele para değil.
- No es por la plata.
Tek mesele para değil, bunu bir açıklığa kavuşturalım, mösyö...
No se trata sólo de dinero. Seamos francos, señor...
Bak, mesele para değil.
No es por el dinero.
Mesele para değil, Mieze.
Pero no es por el dinero, Mieze.
Mesele para değil.
No se trata de dinero.
Mesele para değil, sevgilim, gerçek şu ki...
No es el dinero, cielo, es sólo el hecho...
Marge, mesele para değil.
Marge, no es el dinero.
- Mesele para değil.
- No es por el dinero.
Jerry, saati sana verebilirim. Mesele para değil. Saat hoşuma gidiyor.
Jerry, no es cuestión de dinero, es que me gusta.
Mesele para değil.
Jesús, no se trata sólo de dinero.
Hayır Phyllis, bütün mesele para değil.
No, Phyllis, no se trata de dinero.
Mesele para değil.
No se trata del dinero.
Mesele para değil seni piç kurusu.
Esto no es sobre el dinero, estúpido bastardo.
Ama mesele para değil mi.
Pero usted venía por dinero.
Benim için ufak bir mesele değil.
No es un grano de arena para mí.
Saçmalama. Aramızda paranın lafı mı olur? Para mesele değil.
No seas tonto, el dinero no tiene valor entre nosotros solo ven otros lo que cuenta.
- Mesele sadece para da değil.
- No es solo por el dinero, tampoco.
Çok da uzakta olmayan bir yerde başka bir yuvarlak masa toplantısı var. Ama bu sefer mesele köpeğin çiğ ya da pişirilerek yenmesi değil tek amaç kâğıt oynamak.
Al lado se reúne una nueva conferencia pero para jugar a las cartas.
Ama mesele bu değil. - Para senin içine işlemiş.
No es esto, la verdad es que el dinero está dentro de ti.
Mesele sadece para değil.
No es sólo el dinero.
- Hayır, mesele bu değil.
- No, para nada.
Para mesele değil. Hiç değil.
El dinero no es ningún impedimento, en absoluto.
Mesele sadece para değil!
Significa mucho para mí. No es sólo el dinero.
Mesele para bile değil.
Ni siquiera es por el dinero.
Oraya kış ayları için tatil merkezi kurmak istiyorlar. Mesele sadece para da değil.
Quieren construir un hotel de invierno.
Islak bir ceket mi giymek istiyorsun, Madam Ruby için hiç mesele değil.
Quieres llevar una chaqueta mojada, para Madam Ruby esta bien.
Bütün mesele, Alman askerlerini öldürmek, değil mi?
- Para matar al teutón, ¿ no?
Sizin yaşınızda biri için uygun bir hükme varmak o kadar kolay bir mesele değil.
No es fácil decidir una sentencia para alguien de sus años.
Mesele güvenlik tehlikesi değil, güvenin suistimal edilip edilmediğidir.
La pregunta no es si era un riesgo para la seguridad. Es si hubo violaciones de seguridad.
Ama mesele para meselesi değil bay Siegel.
No es una cuestión financiera, Sr. Siegel. Ben...
İnan bana, büyük bir mesele değil.
Creeme, no es para tanto.
İstemiyorsunuz, çünkü para kazanamıyorsunuz. Mesele mahalle falan değil.
por que no entra plata.... no es por el barrio.... ¡
- Mesele o değil. Sana bunu anlayabileceğin bir şekilde açıklayabilir miyim bir bakalım.
Te lo explicaré para que lo entiendas.
Mesele sadece para değildi, değil mi?
No era sólo el dinero, ¿ cierto?
Para mesele değil, Bayan.
El dinero no es obstáculo, Señora...
O kadar büyük bir mesele değil.
- No te odio. No es para tanto.
Başkanken misafirlerine kendi eliyle yemek hazırlardı. Mesele o değil.
El Sr. Reynolds apreciaria que firme esto para su hija.
Bir ihtimal bebek öldürme suçu var. Ama bu F.B.I.'lık bir mesele değil.
Hay evidencias de infanticidio, pero éste no es un caso para el FBI.
Bütün mesele, tankın ana yoldan çıkmasını sağlayarak, bu caddeye sokup, çalışmaz hale sokmak değil, değil mi?
Pero todo depende de que el tanque entre por aquí para que podamos inmovilizarlo, ¿ verdad?
- Mesele, arkadaşın hastanede öldüğü için hastanelerden korktuğundan, herkesi kurtarıp, kendini aciz hissetmemek için uydurduğun savaşabileceğin bir canavar değil yani?
- ¿ No se trata de tu miedo a los hospitales porque tu amiga murió y quieres que aparezca un monstruo para derrotarlo y poder salvarlos a todos para no sentirte impotente?
- Buffy bu gülünecek bir mesele değil.
- Buffy, esto no es para reirse.
Andie bu o kadar da büyük bir mesele değil.
Andie, no es para tanto.
Önemli bir mesele değil.
Ross, no es para tanto.
Sadece yardım etmek istiyorum. Mesele para falan değil.
Lo hago para ayudarte, sabes que no me beneficio.
para değil 18
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66