O kadar translate Spanish
129,627 parallel translation
Bazı şeyler o kadar da değişmemiş.
Y parece que no todo. Hola, damas.
O kadar da kötü değil.
No están mal las probabilidades.
Senin için o kadar önemsiz miyim? - Bebeğim...
¿ Realmente significo tan poco para ti?
Elsa senin için o kadar önemli mi?
- yo todavía esté casado. - ¿ Elsa significa tanto para ti?
Benden o kadar nefret ediyorsun.
¿ Tanto me odias?
O kadar zamanım olmayabilir.
Puede que no tenga tanto tiempo.
Ne, evden o kadar para kazanılıyor mu?
Espera. ¿ Puedes ganar tanto dinero trabajando desde casa?
O kadar azdım ki dayanamıyorum.
Estoy muy cachonda y no puedo soportarlo.
Bu yüzden o kadar azmıştım.
Por eso he estado tan cachonda.
Al benden de o kadar.
Estoy de acuerdo.
O kadar içki içmeseydin.
No deberías beber ese alcohol barato.
O kadar da ciddi bir mevzu değil.
No es para que te pongas tan seria.
Sağ salim serbest bırakıldığını duyunca o kadar rahatladım ki.
Fue un alivio saber que te liberaron sana y salva.
Yıldız ne kadar büyükse ömrü o kadar kısadır.
Más grande es la estrella, más corta es la vida.
O kadar merak ediyorsanız gelin, Doktor Velasco'ya kendiniz sorun.
Si tanto le importa, venga a preguntarle al Dr. Velasco en persona.
Ama şu anda bu o kadar da kolay değil çünkü cezaevindeyim, tamam mı?
Pero en este momento, no es sencillo. Estoy en prisión, ¿ sí?
- Al benden de o kadar.
- Somos dos.
O kadar bekleyemem.
No puedo esperar mucho más.
Seninle çıkmanın bari o kadar avantajı olsun, değil mi?
Salir contigo debería tener sus privilegios, ¿ no?
- O kadar mı?
- ¿ Nada más?
Belki o kadar iyi bir kalpazandır ki kendinin de sahtesini yapmıştır.
O tal vez es tan buena que se falsificó a sí misma.
Güvenlik protokolleri o kadar laçka ki gardiyanlardan biri dolu bir silahla rahatça içeri girebilmiş.
Y su protocolo de seguridad es tan laxo, que un oficial logró entrar aquí con un arma cargada.
O kadarını biliyorum.
Eso sí lo sé.
Geçen yıl bir kızın dişi enfeksiyon kaptı. Bir gardiyanın onu ciddiye alması o kadar uzun sürdü ki enfeksiyon ilerledi.
El año pasado, una chica tenía una infección en la muela, y el guardia tardó tanto en tomarla en serio, que la infección se expandió.
Ne kadar beklersek o kadar çok kişi helaya gider.
Cuanto más esperemos, más de ustedes irán al baño químico.
O kadar şeker sağlığına zararlı.
No necesita tanta azúcar.
O kadar kötüymüş ki Vali, geri kalan taleplerinizi karşılamak için eyalet bütçesini genişletmeyi kabul etmiş.
Es tan grave como para que el gobernador haya aumentado el presupuesto estatal para acceder a las exigencias restantes.
Evsiz, yiyeceği ne kadar istiyorsa bu kadınlar reformu o kadar istiyor.
Tan poco quería él la comida como esas mujeres una reforma.
Sanırım o kadar kahve çekmemeliydik.
Empiezo a pensar que no deberíamos haber aspirado café.
Bazı çizgiler diğerlerinden daha silik ama sanırım o kadar kafayı yedim ki artık hayal görüyorum.
Sé que algunas líneas están más borrosas que otras, pero creo que estoy tan loca que estoy alucinando.
Henüz yakalanmadın, o kadar.
Solo que aún no te han atrapado.
Ona o kadar kötü davranmana gerek yoktu!
No tenías que tratarle con tanta malicia.
O kadar çirkin davrandın ki öz saygısı olan hiçbir adam bana ikinci defa bakmayacak bile.
Has actuado tan descaradamente que ningún hombre respetable me concederá una segunda mirada.
Bir sorun görüp onu düzeltmenin yolunu buldum, o kadar.
Lo único que hice fue ver un problema y hallar un modo de solucionarlo.
Herr Weyland, o kadar da demedim.
Bueno, Herr Weyland, yo no he dicho eso.
"Lenard'ın genel görelilik kuramına itirazları o kadar yüzeysel ki şimdiye dek onlara cevap vermeyi gerekli görmemiştim."
" Las objeciones de Lenard a la teoría general de la relatividad son de tal superficialidad que, hasta el momento, no he creído que merecieran una respuesta.
O kadar uzak değil. Kimsiniz?
No es tan lejos. ¿ Quién habla?
Albert, o tıka basa dolu kurumun fikirlerini ne zamandan beri bu kadar önemsiyorsun?
Albert, ¿ desde cuándo te preocupan las opiniones de los miembros de dicho establecimiento?
O kadar harçlık Freundlich'i Rus sınırına kadar bile götürmez.
¡ 2,000 marcos!
O kadar basit değil.
No es tan simple.
O zamana kadar Seattle'daydım, ama besin zincirinin biraz altındaydım.
Estaba en Seattle por aquel entonces, pero no tenía el nivel para ir allí.
Kızılderili İlimi ya da Arka Bahçe Şefi rozeti kadar zor görünmese de Hobi Eğlence rozeti birçok savsak kızı zorlamıştır.
No será tan difícil como la insignia de Sabiduría India o la de Cocinera, pero la insignia de Pasatiempo Divertido no es para las niñas torpes.
Delirdin mi? O zamana kadar hazırlanamayız.
No estaremos listas para entonces.
Suzanne yorulana kadar onları bırakırsanız yarım Twix, o üşütüğü sekizde yatırırsanız diğer yarısını alırsınız.
Tendrán medio chocolate si los dejan aquí hasta que Suzanne se canse, y otra mitad si logran que la loca se duerma a las 8 : 00.
Bana bak Joe. O uzun parmağını YIK'ya, bana istediğin kadar salla.
Puedes apuntar con tu largo dedo todo lo que quieras a Gerencia y Correccionales, a mí.
Burada bir iki kıyameti atlatmaya yetecek kadar acı biber var.
Aquí hay suficiente pimienta para sobrevivir a uno o dos apocalipsis.
Televizyonda asıl şimdi dikkatli olmamız gerektiğini söylediler, o yüzden bu iş bitene kadar onları daha da dikkatli izleyeceğiz. Yok.
No.
Dibine kadar lezbiyenim, o yüzden seninle asla yatmam Fransız.
Soy gay, todo el tiempo, así que nunca cogeremos, francesito.
Ya buradakiler çaresiz olduğu için epey güzel bir kadın düşürebileceğini bilen bir götsün ya da Lorna kadar çatlaksın, ki o durumda mükemmel bir çiftsiniz.
O eres un imbécil que sabía que son mujeres desesperadas y te llevarías una linda, o estás tan loco como Lorna y, en ese caso, son tal para cual.
Demir ve potasyum hidroksit etkinleştiricisi üzerine... KARLSRUHE ÜNİVERSİTESİ... bu kadar yoğun basınçla hava verilince doğal gazlardaki hidrojen havadaki azotla birleşerek saf sıvı amonyak üretir. O da azotun bitkiler tarafından en kolay tüketilen formunu içerir.
Al obligar al aire sobre un activador del hidróxido de hierro y potasio a tal intensidad de presión, el hidrógeno de los gases naturales combinados con el nitrógeno del aire, produce amonio líquido puro y que contiene la forma de nitrógeno más
O zamana kadar, onları tutacağız.
Hasta que se comunique, nosotros nos quedamos con ellos.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar param yok 29
o kadar iyi 85
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar güzel ki 39
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar param yok 29
o kadar iyi 85
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar güzel ki 39