O kadar önemli değil translate Spanish
705 parallel translation
O kadar önemli değil.
No fue nada.
- O kadar önemli değil.
- No fue nada.
O kadar önemli değil. Evet!
No es la gran cosa.
O kadar önemli değil.
No es importante.
Bu o kadar önemli değil.
No es tan importante.
Bak bu da çarpık. Yakından bak. Aslında bununki o kadar önemli değil.
¡ Mírame bien, que no es tan horrible!
- O kadar önemli değil, gerçekten.
- No es tan grave.
Evet, ama bu o kadar önemli değil.
Sí, pero eso no tiene importancia.
Hayır, o kadar önemli değil bu.
Ésta noche no hace falta.
Charlie benim için o kadar önemli değil.
Como en mi vida, en la que Charlie no es nada.
- Benim için o kadar önemli değil.
- No significa nada para mí.
Bu o kadar önemli değil.
No significa nada.
Kazanması o kadar önemli değil.
Esto no es tan importante.
Olanlar aslında o kadar önemli değil.
Pero todo esto no es lo importante.
Unutmayın, hiçbir kız o kadar önemli değil.
Recuerden que ninguna chica importa tanto.
O kadar önemli değil zaten.
No es realmente tan importante.
Ne yaptığı o kadar önemli değil.
No importa demasiado lo que haya hecho.
- O kadar önemli değil.
- No pasa nada.
Ölüp, ölmemek o kadar önemli değil.
No hay mucha diferencia entre morir y no morir.
Ukrayna'daki mahsüllerin durumu, o kadar önemli değil, bu da öyle, bu da...
No era muy importante, una historia sobre los cultivos en Ucrania, y esto y lo de más allá.
Hayır burada. O kadar önemli değil.
No, aquí, pero no es nada importante.
Oh, zaman o kadar da önemli değil Bayan Belle.
El tiempo no es importante Sra. Belle
Tek bir taraf var, o da İngiltere, ne kadar zengin ya da fakir olduğumuz önemli değil.
Sólo hay un lado : Inglaterra. No importa lo arriba o abajo que estemos.
Biliyorum bu kadar alçaldığım için beni suçlayacaksın, ama bu evliliği durdurduğum sürece ne düşündüğün hiç önemli değil.
Sé que me despreciarás por rebajarme a hacer eso, pero no importa. No me importa lo que me pase o lo que pienses de mí
O kadar önemli sayılmaz, değil mi?
No es tan importante, ¿ no?
O kadar da önemli değil.
No es tan importante.
- Aslında o kadar da önemli değil.
Después de todo.. -
Damat burada değil, gördüğünüz gibi. Damat o kadar da önemli değil, değil mi, canım?
Bueno, estoy seguro de que todo irá a la perfección y será una gran boda.
O kadar da önemli değil.
Tampoco es tan grave.
Parası önemli değil. Almaya zorlanmak istemiyorum, o kadar.
No me gustan que me vendan algo que no quiero.
Bu senin için neden bu kadar önemli? Ölmem ya da yaşamam umurunda değil. - Hadi.
¿ Por qué lo tomas así si te da igual que muera o no?
- Ödümü patlattın. - O kadar da önemli değil.
- Me has acojonado.
Ama o kadar da önemli değil. "
"... y a la vez no importa nada. "
Bay Clemmon'un 09 : 00'dan 17 : 00'a kadar emir vermesi önemli değil ama... Sen işteyken ya da seyahatteyken ya da müşterilerinin elini tutarken boş zamanımı dolduracak bir şey arıyorum.
No me molesta el dictado del Sr. Clemmon de 9 : 00 a 5 : 00, pero... debo encontrar algo para llenar el hueco cuando trabajas o sales de viaje... o consientes a tus clientes, ¿ no crees?
Mesela tenisin temel kurallarını bilmeyiz, veya acılı karides yapmayı bilmeyiz. Sadece biraz hayrına hemşirelik işte. Ama o kadar da önemli bir şey değil.
Las reglas del tenis o una receta de camarones con curry... enfermería caritativa, pero nada muy importante.
Benim kim olduğumu unutmam o kadar da önemli bir şey değil.
Y no me importaría que se olvidara totalmente de quien soy.
O kadar önemli bir şey değil.
No es mucho pedir, digo yo.
O at o kadar da önemli değil. Yeter ki sen üzülme.
No me importa ese caballo si hace que te preocupes tanto.
- Para o kadar önemli değil.
- EI dinero no Io es todo.
O kadar da önemli değil, değil mi? İnsanlar arasındaki ilişkiler gibi değil.
No es tan importante como las relaciones entre las personas.
- O kadar önemli bir şey değil bu.
- No tiene importancia.
O zaman o kadar önemli görünmemişti, değil mi efendim?
No parecía importante. ¿ Lo era, señor?
Zaman o kadar da önemli değil.
El tiempo no es muy importante.
Öncelikle sabahları o kadar güçlü olamazdım ve... Sabah çok önemli, değil mi?
Y las mañanas son importantes, ¿ no?
O kadar çok ortak yönümüz var ki... "küçük yaş farkımız" önemli değil diyor.
Dice que tenemos tanto en común,... que una pequeña diferencia de edad no tiene importancia.
Önemli bir şey değil, bor patladı o kadar.
Nada grave, un tubo ha estallado.
- O kadar önemli değil. - İşte orada, işte orada.
Está por ahí.
Hayır, o kadar da önemli değil.
- No es importante.
O kadar önemli değil.
No vale la pena.
O kadar. Önemli değil.
No es importante.
Arama emri yoksa o kadar da önemli değil demek ki.
Si no tiene la orden, no es muy importante.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar iyi 85
o kadar ki 28
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar iyi 85
o kadar ki 28
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107