O kadar da değil translate Spanish
6,018 parallel translation
- O kadar da değil.
No sé si llegué a tanto.
Gazetede uzun süredir çalışıyorum Morse ama o kadar da değil.
He estado en el Mail un tiempo, Morse, pero eso es incluso antes de mi época.
Unuttum da, o kadar da değil.
Sabes, no me olvidé tanto como piensas.
O kadar da değil.
Estoy segura de que te equivocas.
O kadar da değil.
No fue gran cosa.
O kadar da değil, sadece kumar oynamak istiyorum.
Yo no soy fuerte. Sólo quiero apostar
Sizden o kadar da yaşlı değil.
No es mucho mayor que todos ustedes.
O kadar da kötü bir tuzak değil ne dersin?
No está mal el cebo, ¿ eh?
O kadar da kötü değil.
No es tan malo así.
- O kadar da ihtiyar değil ayrıca.
No hable de los viejos, si no le molesta. Señor.
O kadar da soğuk değil.
En realidad no es tan frío.
Hem hapishane o kadar da kötü değil.
Además no es tan terrible la cárcel.
O kadar da kötü değil.
Eso no es malo.
Burdan kötü görünüyor ama o kadar da kötü değil.
Tiene un aspecto impresionante, pero no es tan malo.
Doğruyu söylemek benim ailemde o kadar da büyük bir öncelik değil.
Mientras todo el mundo sonriese para la foto de Navidad, simplemente... miente. Decir la verdad no era una gran prioridad en mi familia.
Tahmin ediyorum ki zaman eklenme... ihtimali ya da... yeni suçlardan hüküm giyme senin için o kadar da önemli değil.
Imagino que la posibilidad de... tiempo añadido u... otra sentencia con nuevos cargos no es tanto para ti.
Günümüz sensörleri o kadar da sıkı değil.
En estos días, la censura no es un problema.
Marnie. O kadar da kötü değil.
Marnie, calla, no es tan malo.
- O kadar da fazla değil.
- Oh, esto no es mucho.
Çocuklar, o kadar da hızlı değil!
Muchachos, no caminen tan rápido.
- Ne? Evet, sana taşınırım, Charlie'lerin eve ya da kendi evimize çıkarız. Ne kadar güzel olurdu değil mi?
Sí, me mudaré contigo a casa de Charlie o nos haremos con nuestro propio sitio. ¿ No sería acojonante?
O kadar da kötü değil.
No todo es malo.
O kadar da kötü değil.
No es tan malo.
"O kadar da karışık değil."
"Miren, tan complicado".
Duygularu çıkarıp gerekliliğine odaklandığın zaman o kadar da kötü değil.
- No es tan malo, una vez le quitas la emoción y te centras en la necesidad de ello.
Ama param o kadar aşağıda değil sanırım?
Pero mi dinero está por encima del desprecio. Entiendo.
Bayan Howard cilveli bir kadındı ve III. Napolyon kaplan kadar kıskançtı ya da korkunç bir röntgenciydi, değil mi?
Miss Howard era una mujer ligera y Napoleón llI o era muy celoso... o un maldito "voyeur".
O kadar da zor değil.
No es para tanto.
O kadar da kötü değil. Yemin ederim.
No es tan malo.
Hey, o kadar da kolay değil.
Usted debe deshacerse de IG
Bu o kadar da kolay değil.
No es tan fácil.
O kadar da hoş değil.
No es tan guapo.
O kadar da kötü değil.
Eso no me vuelve loco.
O kadar da çekici bir yer değil.
No es para nada sexy.
O kadar da kötü değil.
No está tan mal.
O kadar da çekici değil.
No está tan bueno.
O kadar da kötü değildi, değil mi?
¿ verdad?
Futbol oynamamam da o kadar önemli değil demektir.
Que yo no juegue al fútbol no es gran cosa.
Buraya gelip masana oturmam da o kadar önemli değil.
No es gran cosa si me acerco y me siento a tu mesa.
- Tamam, o kadar da önemli değil.
- Vale, no es nada importante.
Aslında o kadar da kötü bir adam değil. - Onlar için zor olan kısım yeni başladı.
Sabes, el podría no ser tan malo, después de todo. ¿ Qué si la parte difícil recién está comenzando para ellos?
O kadar da kötü bir şey değil. Özellikle bir şeyi dinlemek ya da görmek istemediğinde.
Bueno, no todo es tan malo, menos cuando, tú sabes, ves algo que realmente no quieres ver.
Dürüst olmak gerekirse seni dönüşürken gördüm ve her ay bunun hakkında dırdır edip duruyorsun hem bence o kadar da kötü değil. Benim fikrim tabii.
Sinceramente, te he visto transformarte, y todos los meses, zumbas y tartamudeas y siseas y lo desprecias, y solo diré que no parece tan malo.
- O kadar da önemli değil.
- No es nada del otro mundo. - ¡ Oh, tío!
Oh, o kadar da zor değil.
Oh, no es tan duro.
O kadar da kötü değil. Orada evlendik. Isaac'i orada vaftiz ettik.
No es tán malo.Nos casamos allí, bautizamos a Isaac.
Yani benim için normal bir gün o kadar da normal değil.
Por lo que un día normal, para mí, no es normal en absoluto.
O kadar da kötü değil.
No es todo tan malo.
Ellerin o kadar da temiz değil.
No tienes las manos más limpias.
Her şey göz önünde bulundurulduğunda burası o kadar da kötü değil.
Pues, con todo, aquí adentro no hace tanto calor.
Bu yüzden, ölüyor olmak o kadar da korkunç değil benim için.
Así que para mí, morir... no es algo atemorizante.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar param yok 29
o kadar iyi 85
o kadar iyi olur 16
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar güzel ki 39
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar param yok 29
o kadar iyi 85
o kadar iyi olur 16
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar güzel ki 39