Onu duyuyorum translate Spanish
179 parallel translation
O benim, kendimi takip ediyorum. Sessizlikte bile onu duyuyorum! Evet, kendimi avlıyorum, kendimden kaçmaya çalışıyorum ama yapamıyorum, kendimden kaçamıyorum.
Es así todo el tiempo, llevándome a errar por las calles siguiéndome, silenciosamente, pero puede sentirlo allí, a mi lado... soy yo... me persigo yo mismo.
- Onu duyuyorum.
Le oigo,
Onu duyuyorum.
Le he oído.
Yataktan kalkarken onu duyuyorum.
Le oigo cuando me levanto.
Onu duyuyorum.
Lo oigo.
Dört haftadır sadece onu duyuyorum ama onu nerede görebiliriz ki?
Es lo único que he escuchado las últimas cuatro semanas pero, ¿ en dónde se lo puede ver?
Onu duyuyorum.
Lo escucho.
Onu duyuyorum!
¡ Le escucho!
Onu duyuyorum.
Se dirige a nosotros.
Beceriksiz olmaktan onu duyuyorum. Düş gücümün zengin olmasından da.
Me siento orgulloso de ser bruto.
- Onu duyuyorum.
- Lo oigo. Está llamando a su mamá.
- Onu duyuyorum.
- ¡ Lo escucho!
Onu duyuyorum. Onu duyuyorum.
Lo oigo.
Onu duyuyorum.
Aún la oigo.
HAyır gerçekten bilmiyorum. Ama onu duyuyorum.
No lo sé, pero lo oigo.
Onu duyuyorum! Bize doğru koşuyor! Çabuk!
¡ Lo oigo, se dirige a nosotros!
Onu duyuyorum.
lo oigo.
Galiba onu duyuyorum.
Creo que aún le escucho.
Onu duyuyorum.
Dios mío.
Onu duyuyorum.
La oigo.
- Onu duyuyorum... fısıldıyor.
Lo escucho... susurrando.
- Her yerden. Genellikle önce onu duyuyorum.
Normalmente le oigo antes.
Bu çok komik. Bazen kafamda bir melodi oluyor. Ve hemen sonra başka birinin daha onu mırıldandığını duyuyorum.
Sabéis, a veces se me mete en la cabeza una melodía, y poco después alguien la tararea también.
Adını da değiştirmeyeceksin, sinema yıldızı da olmayacaksın sadece ben sana ne diyorsam onu yapacaksın ve ben de sana diyorum ki : Ben Aldo Vanucci'yim ve bununla gurur duyuyorum ve bunu tüm dünyaya da haykıracağım.
Ni cambiarás de nombre, ni serás estrella de cine harás lo que yo te diga, y te digo esto yo soy Aldo Vanucci y estoy orgulloso y lo gritaré ante el mundo.
Ve ben onu keşfetmiş olmaktan, onur duyuyorum.
Y tengo el honor de ser su descubridor.
Şu anda onu sahneye davet etmekten onur duyuyorum. Evet doğru tahmin ettiniz, o bir oyuncu.
Pero cómo no estar absolutamente emocionado cuando se tiene el honor de invitar y acoger en este escenario...
Onu tanımaktan endişe duyuyorum.
No me importa conocerlo.
Peggy, şehrin içinde yok olmak üzere ofisimden her çıktığında onu geri çağırmak için korkunç bir arzu duyuyorum. Çünkü New York'un ona göre olmadığını biliyorum.
Cada vez que Peggy se va de mi oficina para desaparecer en la ciudad... tengo unas ganas terribles de llamarla... porque sé que para ella Nueva York no existe.
Onu şimdi duyuyorum.
La oigo ahora.
Onu duyuyorum.
Le oigo.
Onu yaralamak için söylediğim her şeyden, vicdan azabı duyuyorum.
Me arrepiento de todo lo que dije para herirlo.
Onu hala ara sıra duyuyorum. Çığlık atışını.
Todavía la escucho ocasionalmente, gritando.
Camdan dışarı baktığımda, Jim'i görüyorum, Jim'i duyuyorum... onu özlüyorum.
Veo detrás del vidrio, y veo a Jim, y escucho a Jim... pero lo extraño.
annen size ne ögretti sevgilim onu birak ben iyi duyuyorum bu sizin isiniz degil bizim
¿ Qué te enseñaron tus padres? Déjalo, querida. Estoy bien.
Buna saygı duyuyorum, ama lütfen, onu görebilir miyiz?
Lo respeto. Pero, por favor ¿ Podemos verlo?
Orada, duyuyorum onu.
¡ Mamá! Está ahí.
Onu takımımızın bir parçası olarak görmekten büyük mutluluk duyuyorum.
Todo un triunfo, un ejemplo para todos nosotros.
Ama bazen onu düşlediğim anlarda bir fısıltı duyuyorum...
Pero ahora oigo una voz, detrás de las nubes, llamando.
Onu ilk defa duyuyorum.
No sabía acerca de ella.
Şimdi insanların söylediklerini duyuyorum, "Ama Ellsberg onu ülkenin iyiliği için yaptı."
Hay gente que dice : "Ellsberg lo hizo por el bien del país".
Ben... ben onu tanıdığım için gurur duyuyorum.
Estoy orgulloso de haberla conocido.
Onu duyuyorum.
Dios mío, la oigo.
Onu duyuyorum... fısıldıyor.
-... susurrando.
Donny Ray Black'in... son nefesini verip, yavaşça ölmesini düşündüğümde... kendimden ve onu kurtaramayan, tüm hukuk sisteminden... dolayı utanç duyuyorum.
Cuando pienso en Donny Ray Black... jadeando por su última bocanada de aire, muriendo lentamente... siento disgusto por mí mismo. Y por toda la profesión legal que no logró salvarlo.
Arı sesi duyuyorum. Onu görüyor musun?
Oigo una abeja. ¿ La ves?
Onu senden daha iyi duyuyorum.
Puedo oírla mejor que tú.
Ve şimdi sağolasın, ne zaman onu yüzüne baksam, yok yere suçluluk duyuyorum.
Ahora gracias a ti, me siento culpable cada vez que lo veo.
- Saygı duyuyorum ama Jack'le onu burada bıraktığınızda
Con el debido respeto, usted sabía lo de Andie cuando los abandonó.
Söyleyin ona... onu çok özledim ve onunla çok gurur duyuyorum.
Dígale... dígale que lo extraño, y que estoy orgulloso de él.
Onu bütün gün duyuyorum!
Escuchen. ¿ Eric?
ben Madoon, kizim bir lezbiyen, onu seviyorum ve annesi oldugum icin gurur duyuyorum.
Soy Maureen y mi hija es lesbiana La quiero, y estoy orgullosa de ser su madre!
duyuyorum 154
onu duydum 61
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu demiyorum 23
onu durdurun 30
onu duydum 61
onu da 41
onu demek istemedim 83
onu durdur 23
onu da getir 24
onu da bilmiyorum 20
onu dinle 40
onu demiyorum 23
onu durdurun 30