Konuşmak istiyor translate Spanish
3,103 parallel translation
Evet, bekle Emily de konuşmak istiyor.
- Sí, aguarda. Aguarda un segundo. Emily quiere hablarte.
Konuşmak istiyor musun?
¿ Quieres hablar de eso?
Güvenliğimizin başı sizinle konuşmak istiyor. Teşekkürler.
Nuestro jefe de seguridad querría tener una charla con vosotros.
- Sadece konuşmak istiyor.
- Solo quiere hablar.
Okul müdürün benimle sana Ritalin başlamam konusunda konuşmak istiyor.
Ahora el director quiere tener una discusión conmigo acerca de ponerte el Ritalin.
Norman seninle konuşmak istiyor.
Norman quiere hablar contigo.
Benimle sonra konuşmak istiyor.
El quiere hablar luego conmigo.
Sanırım Gavin bizimle konuşmak istiyor.
He oído que Gavin quiere hablar con nosotros.
Hala konuşmak istiyor musun?
¿ Aún quieres hablar?
Gerçekten bunu konuşmak istiyor musun?
¿ De verdad quieres hacer esto?
Babası onunla konuşmak istiyor, öyle söyle.
- Es mi hijastro. Dile que su padre quiere hablar con él.
Anne, annem konuşmak istiyor.
Mamá, mami quiere hablar.
Konuşmak istiyor musun, istemiyor musun?
¿ Quieres que nos encontremos o no?
Annem seninle konuşmak istiyor.
Oye, mamá quiere hablar contigo.
Annen seninle konuşmak istiyor.
Tu madre quiere hablar contigo.
AA'e gitmeyi kabul etti ve seninle konuşmak istiyor.
Ha aceptado ir a Alcohólicos Anónimos, y quiere hablar... contigo.
Takımdan biriyle konuşmak istiyor.
Quiere hablar con alguien del equipo.
Simon konuşmak istiyor.
Simon quiere hablar.
Sanırım birisi benimle konuşmak istiyor.
Tengo la impresión de que alguien quiere hablar conmigo.
Generalimiz, iptal edilen saldırı hakkında sizinle konuşmak istiyor.
Nuestro general desea hablar contigo sobre el ataque cancelado.
Seninle konuşmak istiyor.
Quiere hablar contigo.
Gabrielle'le olanlar hakkında konuşmak istiyor.
Sobre lo que está pasando con Gabrielle.
Bu genç bayan sizinle konuşmak istiyor.
Esta jovencita necesita hablar con usted.
Frank Cafferty, Samantha hayatta ve seninle konuşmak istiyor.
Frank Cafferty, Samantha está viva y quiere hablar contigo.
Babasıyla olan sorunları hakkında konuşmak istiyor.
Quiere hablar de los problemas con su padre.
Onun arkadaşını vuran memur ile konuşmak istiyor.
Quiere hablar con el agente que disparó a su amigo.
Dedektif benimle konuşmak istiyor.
El detective quiere hablar conmigo.
Peder Potter pek konuşmak istiyor gibi görünmüyor.
El Reverendo Potter no parece querer hablar.
Müdür Cox kıyafetler konusunda konuşmak istiyor.
El director Cox quiere hablar sobre el código de vestimenta.
Violet, seninle konuşmak istiyor.
Violet, ella quiere hablar contigo.
Gerçekten onlarla konuşmak istiyor musun?
¿ Realmente quieres hablar con ellas?
Bay Daniel Golden sizinle konuşmak istiyor.
A un tal Sr. Daniel Golden le gustaría hablar con usted.
DNI sizinle konuşmak istiyor.
Al D.N.I. le gustaría hablar con usted.
Yaşlıların sıkıcı şeyleri hakkında konuşmak istiyor.
" ¿ quieres hablar sobre cosas de hombre viejo aburrido?
Hadi. Adam konuşmak istiyor.
El hombre quiere hablar.
Leydi Morgana konuşmak istiyor. Kendisi burada mı? Karşılayın onu.
mi Lady Morgana pido una audiencia ella esta aqui, haganla sentir bienvenida, dile que la vere
Sizinle konuşmak istiyor.
Quiere hablar contigo.
Seninle konuşmak istiyor.
Ella quiere hablarte.
Neyse, eski bir arkadaş sizinle konuşmak istiyor.
Bueno, que un viejo amigo quiere hablar con vosotros.
Şerif seninle konuşmak istiyor.
El sheriff quiere hablar contigo
İkna edici olun, Bay Kaplan. Roxane sizinle konuşmak istiyor.
Sea convincente, Sr. Caplan, Roxane quiere hablar con usted.
Bayan Arifa bizimle kargomuzu iade etme konusunda konuşmak istiyor.
Una tal Sra. Arifa quiere hablar con nosotros sobre nuestro cargamento y sus condiciones para devolvérnoslo.
Başhekim seninle konuşmak istiyor.
El director del hospital quiere hablar contigo.
Başkomiser Zhong, zanlı sizinle konuşmak istiyor.
Capitán Zhong, el sospechoso quiere hablar con usted.
Affedersin. Dunkin'Donuts'çılar bizimle konuşmak istiyor.
Los de Donas Dunkin quieren hablar con nosotros.
İdare, sizinle konuşmak istiyor, efendim.
La administración quisiera hablar con usted, por favor, señor.
Yapımcım seninle konuşmak istiyor.
Mi productor quiere hablar contigo.
Sarah benimle konusmak istiyor.
- Sarah quiere tener una charla.
Sizin türünüz toplantılar yapmak istiyor benim türüm ise gerektiği gibi konuşmak.
El tipo quiere tener una reunion, y hay que llamar a las cosas por su nombre.
- Marshall konuşmak istiyor.
- Marshall quiere hablar.
John 10 dakika içinde 10 dakikaligina konusmak istiyor.
John quiere diez minutos en diez minutos.
konuşmak istiyorum 121
istiyorum 518
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyorum ki 20
istiyor musun 190
istiyoruz 36
istiyorsan 64
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
istiyorum 518
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyorum ki 20
istiyor musun 190
istiyoruz 36
istiyorsan 64
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuş 892
konuşmalıyız 270
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16