English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Tabii tabii

Tabii tabii translate Spanish

143,853 parallel translation
- Tabii ki.
- Por supuesto.
Evet, tabii. Sorun gitsin.
Sí, claro.
Tabii ki onunla görüşürüm.
No, no, no, no. Claro que le veré.
Peki. Bu 18 yıllık bir Macallan ama keyfine bak tabii.
Es un Macallan de 18 años, pero adelante, sírvete.
Müsaitse tabii.
A no ser, claro, que no esté disponible.
Olmaz mı, var tabii.
Vaya que sí.
Tabii.
Claro.
Mini hamburgerler hariç tabii.
Excepto... cuando se trata de minihamburguesas.
Tabii canım.
Oh, seguro.
Çok iyi olurdu, olsaydı tabii.
Sí, sería genial si las tuviéramos.
Sizi kaçırmadan, katılanlardan gelen birkaç sorumuz var, sorun olmazsa tabii.
Antes de que la perdamos, hemos reunido antes algunas preguntas del público, si no le importa.
Tabii ki. Evet.
Absolutamente.
Tabii ya.
¿ El qué?
Tabii efendim.
Por supuesto, Señor.
Tabii ki taramaların tüm ülkede yasalaştığını görmeyi isterim.
Por supuesto, me gustaría ver verificación de antecedentes universal como ley general.
Ama mesele o değil tabii.
Pero ese no es el punto.
Yani müteşekkirim tabii çünkü Brooke Mathison öldüğünde içime su serpilir sanmıştım ama bu şerefsizlerin hepsi alaşağı olmadan öyle bir şey olmayacağını anladım.
Porque te digo, con Brooke Mathison muerta, creí que tendría un cierre, pero, me doy cuenta de que eso no va a pasar hasta que todos estos hijos de perra sean derribados.
Tabii ki gider.
Por supuesto que lo haces.
Memur maaşı alan birinin bunu anlamasını beklemiyorum tabii.
Es algo que alguien con un sueldo del Gobierno podría tener problemas para entender.
- Tabii. Teşekkürler.
- Claro, gracias.
- Tabii. - Buralarda kayak yapılıyor mu?
¿ Hay una zona para hacer esquí por los alrededores?
Kameraların sadece biri çalışıyor tabii.
Por supuesto, solo tienen una cámara en funcionamiento.
Bursları önümüzdeki ay bitiyor, tabii Kongre tekrar onamazsa.
Su beca expira el mes que viene, a no ser que el Congreso vuelva a aprobarla.
- Tabii.
Sí.
Tabii kendi kendini tökezletmezsen.
Si no tropiezas con tus propios pies.
- Tabii ya.
Sí, correcto.
Tabii.
Sí.
Hafızası silindi tabii ki beyni normal davranmayacak.
Su memoria ha sido borrada, su cerebro no puede actuar de forma normal.
Tabii ya.
Por supuesto.
Hepsi zehirsiz tabii ki.
Todo no tóxico, por supuesto.
Tabii ki isterim ama...
Por supuesto que sí, pero...
Evet, tabii. Neymiş?
Si, segura. ¿ Qué pasa?
Tabii ki.
Por supuesto.
Tabii
Por supuesto.
Evet, tabii ki.
Sí, por supuesto.
Tabii ki var.
Por supuesto que lo es.
Birbirimize karşı hislerimiz var. Tabii ki olacak ama...
Mira, tenemos sentimientos el uno por el otro, por supuesto que sí, pero...
Tabii ki karıştırdın.
Cómo no.
Tabii, eşyaları temizleyip DJ kiralıyorlar.
Sí, retiran el mobiliario. Tenemos un DJ.
Evet. Tabii. Tamam.
Sí, claro, bien.
- Tabii, hikâyemizle alakalı olduğunu düşünüyorsan -
A menos que crea que es relevante para... No.
Bu güzel tabii.
Está bien.
Yaptığımdan değil tabii ama...
Es decir, no es que...
Evet, tabii ki.
Sí. No, esto es...
Tabii ki. Siz de kendinizce yorumluyorsunuz, değil mi?
Sí, y ustedes tienen sus interpretaciones, ¿ no?
Tabii ki köri severim.
Por supuesto que me gusta el curry.
Tabii ki öyleyim.
Claro que lo estoy.
- Tabii.
- Claro.
Tabii ki onu Laura Morgan olarak daha iyi tanırsın.
Seguro la conoces como Laura Morgan.
İzlerler çünkü kadınların güreşmesi çok seksi. Tabii.
Van a ver porque ver mujeres luchando te pone caliente.
Tabii.
Hola.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]