Tabiiki translate Spanish
320 parallel translation
Tabiiki ikisini karıştırmamak lazım. Beyler, Hala orduyla ticaret yapıyorsunuz, değil mi?
Es el gobierno el que debe protegerlos y no entorpecerlos.
Ve, tabiiki tatil için eve döndüğümde senin orada olmanı istiyorum.
Y naturalmente, me gustaría verte allá cuando regrese a casa por Navidad.
Tabiiki iyiler.
Y deberían serlo.
- Tabiiki.
Pues claro que no.
- Niye, tabiiki işin içinde para da var.
Sí, hombre, claro que hay dinero.
Kardeşim bana benzediğini söylüyor ama değil, tabiiki o önyargılı,
Mi hermano dice que incluso se parece a mí, pero, claro, es parcial.
Tabiiki
Por supuesto.
- Evet, tabiiki. - Hım.
Sí, claro.
O öldürüldü, tabiiki.
Obviamente, la asesinaron.
Bekar biri olsaydım tabiiki de seninle evlenirdim, ama...
Me casaría contigo si fueses libre, pero no lo eres.
Tabiiki Naziler gibi, onlarda bilirlerdi Ben yapmadan önce de onlar biliyorlardı.
Claro que la sabrían, igual que los nazis.
Tabiiki, o adamaların öldüğüne çok üzüldün.
Cierto, usted lamenta que estén muertos.
- Tabiiki yapacağız.
Sí que lo sabremos.
Tabiiki.
Naturalmente.
- Tabiiki, biz eski arkadaşız.
- Claro, somos viejos amigos.
- Tabiiki farkettim.
- Claro que sí.
Neden öyle söylemiyorsun tabiiki bırakıcağım.
¿ Por qué no lo dijiste? Claro que pararé.
- Tabiiki hayır ama çantada bir şarjör dolusu mermi var.
- Claro que no pero hay balas en la caja.
Tabiiki.
Por supuesto.
Kiranızı kim ödüyor? Ben tabiiki!
- ¿ Quién paga su alquiler?
Gerçek keyif tabiiki sizin varlığınız.
El verdadero placer es, por supuesto, es su presencia aquí.
Tabiiki, önce Willard'ı öldürdü.
Bueno, él mató a Willard primero.
Olur, tabiiki.
Sí, claro.
Sana öbür adamlardan çok para veriyorum, tabiiki senden daha fazla şey beklerim.
Te pago más que a los otros, así que espero más de ti.
Tabiiki pek çoğu yabancı kadınlardı. Fakat yine de kadın kadındır.
Por cierto, la mayoría sólo van a sacarte dinero, pero según mi opinión, una mujer es una mujer.
Tabiiki sen asla hata yapmazsın.
Por supuesto. Nunca cometes errores.
... ve tabiiki bundan sonra gelişen olayları da?
Y todo lo sucedido a partir de entonces.
Tabiiki vermedi.
Claro que no.
Tabiiki de yasadışı.
Claro, es ilegal.
Senin resmin tabiiki.
Tu retrato, por supuesto.
Tabiiki eminim.
- Sí. Muy seguro.
Tabiiki de unutmam.
Por supuesto que no.
Tabiiki, neden?
Por supuesto, ¿ por qué?
Olayın seninle ilgili kısmını söylemem, tabiiki.
Claro, no va a mencionar su partcipación.
Uçaktır tabiiki de.
Un avión. Por supuesto.
- Tabiiki yaparım.
- Creo que sí.
Bir evde kalmayı tabiiki tercih ederim.
Me gusta hospedarme en casas particulares.
Tabiiki.
¡ Por supuesto!
Tabiiki tanıyor, öyle değil mi tatlım?
Por supuesto que sí. ¿ No es cierto, cariño?
Tabiiki büyük.
Desde luego que sí.
Tabiiki, biliyorum.
Por supuesto, por supuesto.
Tabiiki, neden yalan söyleyeyim?
Por supuesto. ¿ Por qué te iba a mentir?
Eğer bir açıklama yazarsan..... Shimazo Ölmeyecek... .. tabiiki sen de ölmeyeceksin.
Si escribes una declaración entonces Shimazo no tendrá que morir y tú tampoco.
Tabiiki.
Sí, cómo no.
- Tabiiki.
- Seguro.
Mürettabata söylemeliydin tabiiki
Hay que avisarle a la tripulación, claro.
- Tabiiki takıyordu.
- Claro que sí.
Onlar başa döndüler, tabiiki,
- No.
- Tabiiki.
- Por supuesto.
Evet, tabiiki.
Claro.
Bak, eğer yüzünde çil varsa benim o iskelenin sonunda tuttuğum her bir barakuda içindir... Tabiiki tuttuk.
Claro.
tabii 9702
tabiî 81
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki istiyorum 19
tabiî 81
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii ki olmaz 20
tabii eminim 16
tabii efendim 146
tabii ki biliyorum 29
tabii ki yok 71
tabii ya 578
tabii ki eminim 28
tabii var 20
tabii ki benim 18
tabii ki olmaz 20
tabii eminim 16
tabii efendim 146
tabii ki biliyorum 29
tabii ki yok 71
tabii ya 578
tabii ki eminim 28
tabii var 20