Çok dar translate Spanish
2,171 parallel translation
- Çok dar olmadı mı?
- ¿ No están muy ajustados?
- Yani... Ahbap, pantolonun çok dar.
- Es decir, amigo, tus pantalones están muy apretados.
Bu elbise gerçekten çok dar.
Este vestido es realmente muy muy apretado.
- Çünkü orası çok dar.
- Porque es una mierda.
- çok dar düşünüyorsun.
¡ Tienes que pensar creativamente!
Benim için çok dar gibi.
- Hay demasiada gente.
Çok dar ama, sanırım bizi dağdan aşağı götürebilir.
Es muy angosto, pero creo que podrá llevarnos hasta abajo.
Yatak çok dar.
La cama es bastante angosta.
Şehrin arka kısımları çok dar.
La ciudad baja es muy estrecha.
Evet Ayrton, çok güzel bir şehir, bilmediğimiz bir şehir sanki sokaklar daha çok yürümek için, yarışmak için çok dar gibi. sen ne düşünüyorsun?
Ayrton, es una ciudad hermosa con calles estrechas para caminar, pero no para correr, ¿ cierto?
Sanmıyorum aşkın sahte olduğunu ama bende bir his vardı bu tip kendini bırakmaların çok dar bir akıntı olduğunu. çünkü onun için çok zordu bu hayatta, kendini başkalarına açmak.
No creo que eso significara que que ese amor era falso, pero yo tenía la sensación de que este tipo de flujo era un canal muy estrecho porque era demasiado difícil para él, en esta vida, abrirse a otras personas.
Hayata karşı çok dar görüşlü bir bakış açın var.
Tienes una visión tan reduccionista del mundo.
Oradan geçemez, çok dar!
Estamos atravesando por una pequeña fisura en el espacio y en el tiempo.
Kral ve ülken için büyük bir iş yüklenmek için çok ender bir fırsat geldi ayağında.
Esta es una oportunidad única para dar un golpe masivo por el Rey y el país.
beni hayal kırıklığına uğrattın. sorumsuzca davrandın, benim söylediğim her şeyi alıp filtreden geçirip kendi dar görüşünle dünyaya sunuyorsun bak, gerçekten çok korkunç şeyler yaşandı.
De eso hablo, del acto reflejo, tomar todo lo que digo y filtrarlo a través de su estrecha visión del mundo.
Ama öğrenmeyi çok isterdim.
Ya sabes, las modelos pueden dar dolores de cabeza
Bir gün erken alınca LSU'ya çok mu faydası dokunuyormuş.
¿ Realmente cree que verlos un día antes le va a dar un respiro a LSU?
İsim vermek istemiyorum ama Michael'ı ilk gezisinde striptizciye götürenler olmuş. - Bu çok kötü.
No quiero dar nombres, pero en los dos primeros viajes de Michael alguien lo llevó a un bar de desnudistas.
Çok süt üretiyor olmalısın.
Debes dar mucha leche.
Kanamalı hastayı kontrol ettim kartları gözden geçirdim ameliyat yaptım ve bir çok hastamızı taburcu ettim.
Me tomé Ia libertad de sacar sangre, revisar las historias clínicas, realizar cirugías y dar el alta a Ia mayoría de nuestros pacientes :
Madem kelime haznesi dar diyorsun peki o zaman nasıl oluyor da, bu kadar çok küfür mevcut?
Si indica falta de vocabulario ¿ por qué hay tantas malas palabras?
Benim uzmanlık alanım çok dar
En serio, no hay nada de divertido en esto, soy un especialista muy ajustado.
Bu arada, o dar elbiseleri giymediğinize çok sevindim, Karen.
Y me agrada que no siempre vista ropa fantástica.
Kendisinden bahsetmekten daha çok nefret ettiği tek şey, kaybetmek olsa gerek.
Lo única cosa que odia peor que hablar de sí misma es dar marcha atrás.
Aman Tanrım.. beni çok korkuttun
Oh, Dios mío. Me acabas de dar tremendo susto.
Askıda duran para verilen paradan çok daha etkilidir.
Menear el dinero es mucho más eficaz que dar el dinero.
Bu çok sağlam bir iş olacak, cidden...
Y esa va a "dar" en serio...
Onun şımarık ve kendine düşkün bir genç gibi davranan annesinden çok yardıma daha fazla ihtiyacı var.
Y necesita más que la ayuda que una madre le puede dar, que es toda una quinceañera mimada.
Bende bahşedecek çok şey var.
Tengo mucho que dar.
Çok şefkatli biri.
Tiene mucho amor para dar, ¿ verdad?
Buraya, Amerikan Koloni Oteli'ne geldiğiniz için çok ama çok mutlu oldum.
Estoy muy contenta en dar la bienvenida a todos ustedes al American Colony Hotel.
Ben "darı" demesini daha çok sevdim.
Bien, me gusta cómo lo dijo. "Choclo".
Ok yarana darı koyman çok hoş oldu.
Me gusta poner choclo en tu herida de flecha.
Konuşmamı Abraham Lincoln üzerinden yapmayı seçtim çünkü o çok uzundu.
Elegí dar un discurso sobre Abraham Lincoln porque era tan alto.
Taşındığımız zaman, bar fikri müsriflik gibi gelmişti ama insanın işine çok yarıyormuş sahiden.
Cuando me mudé, pensé que un bar era un poco extravagante, pero te sorprendería el uso que se le puede dar.
Onlar çok para vermek hakkında konuştuk... Kim... bir şey söyle.
Hablaron de dar mucho dinero a quien dijera algo.
O buzu bu dize koyduğu zaman anladım ki, beni böyle seven bir çok kişiye rağmen... Şu dünyanın dar bakış açısının bizi zorla uydurmaya çalıştığı güzelliğe uymaya çalışıyordum.
Cuando puso el hielo en mi rodilla supe que dejaba el mundo de la belleza dictado po mi autoestima sin tener en cuenta a las personas que les gusta cómo soy.
Bugün bu binayı açıp, çok iyi bir şans yakalıycaz
Estamos aquí hoy en este edificio para dar una oportunidad de sobrevivir a las frías noches.
Çok büyük bir amaç uğruna canınızı ortaya koymanın vakti geldi.
Ha llegado el momento de dar sus vidas por una causa mayor.
Birilerine çok önemli bir haber vermek için buradayım.
Estoy aquí para dar a alguien una noticia muy importante.
Amcam çok zengin ve ona yardım ederseniz size yüklü para verecek. Hayır, kız kardeşim değil.
Mi tío es un hombre muy rico y estaría dispuesto... a dar una buena suma de dinero a quien se lo compre.
İş hakkında çok şey söyleyemezler tabiki de yeni çalışanlarına, ancak,
No se puede dar demasiada información A los nuevos, claro,
Ama, geri adım atıp hasarı asgaride tutmak için çok geç kalmış sayılmazsınız.
Pero podría no ser demasiado tarde para dar un paso hacia atrás y limitar el daño.
İçince işine daha çok değer ver.
Tienes que dar más importancia a su trabajo que a la bebida.
Çok dalgın gördüm seni.
Parece que habías salido mentalmente a dar un paseo.
Sana daha fazla dokunmamı istemiyorsan burada durmamı istiyorsan uzak durmalıyım çünkü ben ben, çok üzüldüm.
Si no quieres que te toque más, si quieres que me detenga ahora... voy a tener que dar un paso atrás, porque estoy... estoy muy enojado.
Bende çok memnun oldum.
Sólo estoy feliz de dar.
Daha çok tur için afyon ruhunu içmek istemiyor.
No ha querido el láudano. Ni ha dejado de dar vueltas.
Açtığım yarıklarla buzdan duvarı fethetmek çok hoşuma gitti.
Disfruté de la conquista de la pared de hielo y dar esos pasos.
Bebeğini gerçekten çok isteyen ve onu çok sevecek bir aileye vereceksin ve harika şeyler yapmaya devam edeceksin Quinn.
Le vas a dar tu bebé a una familia que realmente lo quiere, y lo van a amar, y entonces vas a continuar para hacer cosas increibles, Quinn.
Şimdi geri dönmek çok yazık olur.
Sería una pena dar la vuelta ahora.
darrell 27
darin 43
darrin 36
darien 20
darmok 16
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
darin 43
darrin 36
darien 20
darmok 16
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok daha fazlası 28
çok daha iyiyim 55
çok düşündüm 29
çok daha fazla 27
çok dikkatli ol 53
çok düşünceli 17
çok derin 25
çok daha iyi 204
çok değişmişsin 21
çok daha fazlası 28
çok daha iyiyim 55
çok düşündüm 29
çok daha fazla 27
çok dikkatli ol 53
çok düşünceli 17
çok derin 25
çok daha iyi 204
çok değişmişsin 21