Çok geç olacak translate Spanish
397 parallel translation
Sabah kalktığın zaman kendini ölmüş bulunca pişman olmak için çok geç olacak.
Cuando despierte por la mañana y se dé cuenta de que está muerta... será demasiado tarde para arrepentirse.
Fikrimizi değiştirmek için çok geç olacak.
Aun podemos echarnos atras.
Tanrı bizim için bir şey yapacaksa elini çabuk tutsa iyi olur yoksa çok geç olacak.
Y si el Señor piensa hacer algo por nosotros, ya puede darse prisa o también él llegará tarde.
O zaman çok geç olacak.
- Será demasiado tarde.
Eğer bulmak için beklersem çok geç olacak.
Pero no puedo esperar.
Yarın çok geç olacak.
Mañana será tarde.
Çok geç olacak.
Pero se hará muy tarde.
Konuşsan iyi olur, tatlım, çünkü birazdan dalgalar gelecek ve sonra çok geç olacak.
Es mejor hablar, querida mía. La marea va a subir luego. - No hay tiempo que perder.
- Tabii, çünkü o zaman çok geç olacak.
- Entonces será demasiado tarde.
Çıktığı vakit, kaçmak için çok geç olacak.
Si lo hace, será demasiado tarde para escapar.
Sen toza dönüştüğünde çok geç olacak.
Cuando sólo seas polvo en el polvo, será demasiado tarde.
Bu çok geç olacak.
Demasiado tarde.
Ancak ilkel beyinleriniz, meydana gelecek felaketi anladığında çok geç olacak.
Pero las mentes infantiles que poseen... no comprenderán su fuerza hasta que sea demasiado tarde.
1 dakika sonra çok geç olacak.
Enseguida será demasiado tarde.
O zaman çok geç olacak.
Será demasiado tarde.
Var mısın? Bunu bir an önce yapmamız lazım yoksa çok geç olacak. Başarmalıyız.
Tenemos que hacerlo ahora, antes de que sea tarde.
Yakında çok geç olacak.
O será demasiado tarde.
Çok geç olacak.
Será demasiado tarde.
Bir telefon ederse, çok geç olacak.
Una llamada, y será demasiado tarde.
Ondan sonra tam gaz gideceğiz. Bizi durdurmak için çok geç olacak.
Iremos a toda velocidad, y no podrán detenernos.
Acele et yoksa çok geç olacak.
Rápido o será tarde.
Carsinome, gezegenin çevresini kuşattığı an, çok geç olacak.
Para cuando la Carsinome rodee el planeta, será demasiado tardis ( xDDD )
Çünkü kartlar bunu gerektiriyor, albay, bu sefer çok geç olacak.
Porque se ve venir que esta expedición llegará demasiado tarde.
Ama çok geç olacak, Sam.
Pero será demasiado tarde, Sam.
Ama yarın çok geç olacak.
Pero mañana será muy tarde.
Bir an önce, yoksa çok geç olacak.
Ahora, antes de que sea demasiado tarde.
Acele edin yoksa çok geç olacak.
Rápido. Dentro de 1 hora será demasiado tarde.
Doktora görünecek kadar kötü haldeysen oraya vardığında çok geç olacak.
Si tiene tanta prisa, es tarde para que vea a un médico.
Bu benim son şansım. Pazartesi çok geç olacak. Evet mi?
Es mi última oportunidad, el lunes sería demasiado tarde.
Bir an önce bilincim yerine gelmezse, çok geç olacak.
- Maldición, pégueme. Si no recupero la conciencia pronto, puede ser demasiado tarde. ¡ Hágalo!
- Yakında çok geç olacak.
- Dentro de poco será tarde.
- Çok geç olacak!
- ¡ Demasiado tarde!
Bunu duyduklarında ünite faaliyete geçecektir, çok geç olacak.
Activaremos la unidad. Cuando oigan esto, será demasiado tarde.
Bunu duyduklarında, çok geç olacak.
Cuando oigan esto, será demasiado tarde.
O zaman çok geç olacak.
Para entonces, quizá sea tarde.
Birine kara kılarlarsa, bizim için çok geç olacak.
Si Se ponen de acuerdo, Será demasiado tarde para nosotros.
Çok geç olacak.
Demasiado tarde.
- Yarın çok geç olacak!
- Para mañana, será muy tarde.
Yakında çok geç olacak!
¡ O será muy tarde!
Fraser bir an önce buraya gelmezse her şey için çok geç olacak.
Si Fraser no llega pronto, será demasiado tarde.
Serbest kaldığımda çok geç olacak.
Cuando me den el desagravio será demasiado tarde.
Birkaç dakika sonra, çok geç olacak.
En pocos minutos ya será demasiado tarde.
- Çok geç olacak, prenses
Será demasiado tarde, princesa.
Bazıları ne için olduğunu bilecek ama çok geç kalmış olacak.
Alguien sabrá por qué, pero será demasiado tarde.
Bu yıl için artık çok geç ama sanıyoruz ki gelecek yıl değişik olacak.
Este año está acabando. ¡ Pero 1950 será el año! Esto es lo que nos mantiene.
Elbette, O nu bulacağız. Ama, tahminime göre, çok geç olmuş olacak.
Seguro que la encontraremos, pero quizás tarde.
Çok geç olmadan bir yerlerde saklan. Çünkü ölüm kaçınılmaz olacak.
Ocúltate antes de que sea tarde.
Ve eğer kızın dediği doğruysa, yarın çok geç olacak.
- Qu ¡ zá nunca.
Eğer şimdi gitmezsek çok geç olacak.
Pero yo no puedo cambiar el viento ni el cielo.
Er veya geç beni seveceksin ve her şey çok iyi olacak diyecek. Ben de ona...
Diré...
Geç olmadan dönsek çok iyi olacak.
Hay que volver, que después será demasiado tarde.
çok geç 640
çok geç değil 68
çok geç kalma 19
çok geç kaldım 55
çok geç oldu 179
çok geç artık 28
çok geç olmadan 54
çok geç kaldın 48
çok geç kaldık 53
çok geç kaldınız 24
çok geç değil 68
çok geç kalma 19
çok geç kaldım 55
çok geç oldu 179
çok geç artık 28
çok geç olmadan 54
çok geç kaldın 48
çok geç kaldık 53
çok geç kaldınız 24
çok geciktim 21
çok geçmeden 34
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok geçmeden 34
olacak 363
olacaksın 65
olacaktı 30
olacaktır 25
olacak iş değil 36
olacak şey değil 41
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel bir şey 32
çok güzel olur 30
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel bir şey 32
çok güzel olur 30