Çok iyi translate Spanish
85,304 parallel translation
Sana teşekkür etmek istedim Maia çünkü çok iyi davrandın, her konuda. Fazla konuşarak içine etme.
Maia, solo quería darte las gracias por ser tan genial sobre, ya sabes todo.
Ama çok iyi hissediyorum. - Senin de hissettiğini biliyorum.
- Sé que tú también lo sientes, Raphael.
- Evet, hem de çok iyi.
- Sí, demasiado bien.
Birini çok iyi tanıdığını sanıyorsun ama sonra hiç beklenmedik şeyler yapıyor.
¿ Alguna vez has creído que conoces a alguien muy bien y entonces empieza a actuar muy raro?
Clarissa ile çok iyi anlaşacaksınız.
Clarissa y tú vais a llevaros muy bien.
Bana çok iyi davrandın ama bu savaşı kendi başıma vermeliyim.
Has estado genial. Esta es una batalla que debo pelear sola.
- Kim olduğunu çok iyi biliyorum.
Sé exactamente quién es usted.
Çok iyi görünmüyorsun ama seni gülümsetebilecek bir şey getirdim yanımda.
No te ves muy bien, pero tengo algo aquí que podría hacerte sonreír. Mira lo que tenemos aquí.
Cilt için çok iyi. Botoksa iyi bir alternatif bence.
Es excelente para la piel y una alternativa para el bótox.
Cidden çok iyi.
Te cambia la vida.
Hayır, çok iyi. Gerçekten.
No, es grandiosa, en serio.
Çok iyi ama.
Es muy buena.
Hem ben satış işinden iyi anlarım, ekip çalışmasında da çok iyiyimdir.
Y yo sé mucho de ventas y trabajo muy bien en grupo.
Bu çok iyi.
Esto está muy bien.
Çok iyi geldi.
Qué bueno.
Çok iyi anlıyorum.
Claro, lo entiendo.
Evet, iş çok iyi gidiyor.
Sí, el trabajo va muy bien.
Tanrım, enginarlar çok iyi, değil mi?
Dios, las alcachofas están buenas, ¿ no?
Çok iyi anlıyorum.
Te entiendo.
Çocuk Suç Sisteminin içini dışını çok iyi biliyor.
Se sabe el sistema juvenil de adentro hacia afuera.
Bölge Savcısı ve Hakimle de arası çok iyi.
Tiene una gran relación con el fiscal y el juez.
Çok iyi, çok iyi ve Emma ellerini burada tuttuğundan emin ol...
Eso es, eso es, y Emma, asegúrate de poner tus manos así...
Çok iyi, işte böyle....
Eso es... muy bien...
Pekala, baştan alalım, baştan. Çok iyi gidiyorsunuz.
Bueno, empecemos otra vez, otra vez.
- Bu çok iyi bir haber.
- Vaya, esas son buenas noticias.
Bratva sığınağı bir hokey sahası. Ama çok iyi korunur.
El escondite de la Bratva está en la pista de hockey, pero está bien protegido.
Gay'le aram çok iyi olmamış olabilir ama her zaman çocukların yanındaydı.
Es que... puede que las cosas no funcionaran entre Gay y yo, pero ella siempre estaba ahí para los niños.
Çok iyi düzenlenmiş bir kopyasını buldum.
Encontré una copia muy sofisticada.
Beni çok iyi tanıyorsun.
Me conoces demasiado bien.
Çok iyi değil mi?
Buenos tiempos, ¿ verdad?
Samantha kendini ve William'ı gerçekten çok iyi saklamış.
Samantha ha hecho un muy buen trabajo escondiéndose a sí misma y a William.
Zekice fikirlerinden varsa şu an çok iyi gider!
¡ Si tienes alguna de esas buenas ideas, me interesa!
Yalnızca çok iyi hissediyorum.
Es que se siente bien.
Oraya gidersek pek çok iyi insan ölür.
Mucha gente buena morirá si vamos allí.
Notlarınızın kopyasını alabilirsem çok iyi olur.
Me ayudaría tener una copia de tus notas.
Bize çok iyi davranıyor.
Nos está tratando demasiado bien.
İyi bir Gölge Avcısı olmadığımı o kadar çok söyledin ki...
Todas aquellas veces que me dijiste que no era una buena cazadora de sombras...
Çünkü şimdi çok daha iyi anlıyorum ki... her günümü seninle geçirmek istiyorum.
Quiero pasar cada minuto de cada día contigo.
Çok iyi bir şey.
Es muy, muy bueno.
Çok daha iyi bir şeyle.
Algo mucho mejor.
Malcolm iyi bir insan değildi ve çok kötü bir babaydı ama kendince bir şekilde seni seviyordu.
Malcolm no fue una buena persona y también fue el peor padre, pero a su propia manera, te quería.
Oliver, bu iyi. Çünkü annen ve Felicity olmadan çok yalnız olacaksın.
Oliver, es bueno porque estará solo... sin mamá y Felicity.
O iyi olacak. Çok öz güvenli bir çocuk.
Estará bien, es una niña segura de sí misma.
Çok boş vakti var, ilişkinin başında bu iyi oluyor.
Tiene mucho tiempo libre, que es lindo al inicio de una relación.
Onu çok mu iyi tanıyorsun?
¿ Porque la conoces muy bien?
Belki de öyle daha iyi olur diyorum, eğer sen oraya taşınırsan, daha çok banyomuz ve daha çok özel alanımız olur.
Y se me ocurría que tal vez, sería mejor si, pues, ustedes se quedan ahí. Tendríamos más baños y más espacio también.
İyi bir dostum, kora kor mücadele vereceksen yanarsın dedi ama sonra başka bir arkadaşım bu akşam çok korkutucu bir olayı atlattı çünkü desteği, bir ekibi vardı.
Un buen amigo me dijo que si combates fuego con fuego, terminarás quemándote, pero luego otro amigo logró salir de algo muy aterrador esta noche porque tenía apoyo, a un equipo.
Bilincini kaybetti ama iyi yani. Geçen akşam sizi korkuttuğum için çok üzgünüm.
Bueno, está inconsciente, pero mire, siento haberla asustado la otra noche.
- Çok iyi.
Dijo que si el trabajo no se alargaba, se pasaría. - ¡ Sí!
Umduğumdan çok daha iyi.
Mi motor funcionaba mejor.
Burası çok daha iyi görünüyor.
Oh, este lugar luce mucho mejor.
çok iyiyim 275
çok iyisin 250
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyiydin 139
çok iyi görünüyorsun 123
çok iyiydiniz 31
çok iyisin 250
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyiydin 139
çok iyi görünüyorsun 123
çok iyiydiniz 31