Çok kötü translate Spanish
29,603 parallel translation
Celladın ilmeği fazla sıkmaması çok kötü olmuştu.
Qué lástima que el verdugo no apretó demasiado el nudo.
Çok kötü sıçtım batırdım.
Estoy bien jodido.
- Çok kötü sıçtım batırdım.
Estoy bien, bien jodido.
- Çok kötü birisin.
Eres una mala persona.
Durum, çok kötü.
Es... es algo muy malo.
- Kafasından çok kötü yaralanmış.
Tiene una herida grave en la cabeza.
- Ailesi ona çok kötü davranıyormuş.
- Su familia fue muy mala con ella.
Umarım çok kötü değildir, bu akşam karımın kitap kulübü toplantısı var.
Más vale que sea buena, es la noche del club de lectura nocturna de mi esposa.
Finansal durumu çok kötü ama görünüşe göre doğruyu söylüyor.
Investigamos sus finanzas, pero parece que dijo la verdad. Bien.
Birinci sınıftaki erkek arkadaşınla evlenecektin. Bu arada, ben o çocuğu hiç sevmemiştim ve çok kötü bir eş olacağını düşünüyordum. Demeye çalıştığım...
Quiero decir, tú querías casarte con tu novio de primer grado Lo que quiero decir es que te van las relaciones.
Bir de Cam'in ablası Lily'ye çok kötü örnek oluyor.
Y la hermana de Cam es la peor influencia para Lily.
Ama çok kötü durumda olduğu için ona bağıramıyorum.
Pero no puedo gritarle porque es un desastre lacrimógeno.
Ona öyle bağırdığım için çok kötü oldum.
Me siento terrible para gritar a ella de esa manera.
Süper hasta olması, benim açımdan çok kötü bir zamana denk geldi.
Su enfermedad me ha pillado en un mal momento.
Üzülmemen için her şeyin yolunda olduğunu söylemek isterdim ama her şey çok kötü.
Me gustaría decirte que todo está bien para que no te preocupes, - pero las cosas están realmente mal.
- Çok kötü oldum şimdi.
- Me siento tan mal.
Çok kötü yaralanmış.
Mucho daño. Ha muerto.
Orada çok kötü bir şekilde bitmesini sağladın, Douglas.
Lo dejaste llegar terriblemente cerca, Douglas.
Kakülleri çok kötü.
Su flequillo es ridículo.
Çok ama çok kötü bir kız oldun.
Te has portado muy, muy mal.
Çok kötü yaralamış olmalı, ama asla yavaşlamamış.
Debe haber sido raspada hasta bastante mal, pero nunca se ralentizó.
- Pekâlâ, çok kötü. Bu beysbol kulübünü ben yönetiyorum ve bir süredir bir şeylerin yükseldiğini fark ettim ; ben de biraz araştırma yaptım.
Administro este club de pelota y me he dado cuenta de las cosas escalada por un tiempo, así que hice un poco de investigación.
Zamanlamalarının çok kötü olduğunu farkındasındır umarım.
Te das cuenta de que su tiempo chupa crónicamente.
Çok kötü bir şey olduğu hissine kapılıverdim... Alo?
Tuve ese extraño presentimiento, como si algo malo fuera a suced...
Omuzum çok kötü.
Mi hombro me está matando.
Çok kötü olacak.
Se pone mala.
Sadece çok kötü.
Agh.
- Çok kötü.
- Realmente mal.
Sana bunu yapmaları çok kötü.
Siento que te hicieran esto.
Babamın annemi ve kardeşimi öldürdüğü... Beni yaraladığı geceydi. Hem de çok kötü.
Fue la noche en que mi padre asesinó a mi madre a mi hermano y me dejó muy malherido.
Pealla ile çok kötü bir tecrübesi var.
Ella tuvo una mala experiencia con la paella.
Bobby ve Rufus'un burada olup bunları görememesi çok kötü.
Sabes, es una pena que Bobby y Rufus no estén aquí para ver esto.
- Haklısın fakat çok kötü bir şey yaşanmak üzere ve bunu durdurmak istiyorum ve bana yardım edebilecek tek kişi sensin.
Tienes razón, pero una cosa muy mala va a suceder, y quiero detenerla, y eres la única persona, en todo el mundo quien me puede ayudar.
Kafanı kapıya çarpmış olman çok kötü, evlat.
Es una lástima que te golpeaste la cabeza en ese marco de la puerta, hijo.
- Evet, çok kötü.
- Sí, está mal.
Kötü iş çıkardın dostum, çok kötü.
- Bueno, yo... - Mal trabajo, amigo, muy malo.
Evet, çok kötü.
Sí, muy malo.
Herkes çok kötü zamanlar yaşıyor.
Todo el mundo ha tenido un mal momento.
- Çok güçlü ve kötü bir adam.
Abdul Azim Abad, un hombre muy poderoso y cruel.
Teşekkürler ama ben daha çok her şeyi daha kötü hâle getiren türde bir kızım. Daha kötü olacak zaten.
Gracias, pero soy el tipo de chica que empeora todo.
- Çok kötü olmuş ya.
Es terrible.
Çok fazla kötü iş yaptım.
He hecho muchas cosas mal.
Çok kötü.
Es una lástima.
Ben de çok daha kötü bir şey yaptım.
Así que hice algo mucho peor.
Ve hangisi daha kötü diye yarıştırmak çok saçma olurdu.
Y las dificultades no son una competición.
Paranoya çok mu kötü olur dersin?
¿ Crees que la paranoia va a ser mala?
Sonra çok daha kötü haberler aldım.
Y después recibí más noticias desagradables.
- Hayır, çok daha kötü olacak.
No, que va a ser mucho peor.
Kötü haber ise, çok gizli görevde olan bir kaç ajana hâlâ ulaşamıyoruz.
- Las malas noticias son que todavía hay unos cuantos operadores encubiertos con los que no podemos contactar en estos momentos.
Çok kötü bir olay.
Una puta pena.
Gördün mü, çok da kötü değilmiş.
Ves, esto no es tan malo.
çok kötüyüm 33
çok kötüsün 99
çok kötü bir şey 17
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok kötü durumda 17
çok kötü değil 64
çok kötü görünüyorsun 23
çok kötüsün 99
çok kötü bir şey 17
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok kötü görünüyor 21
çok kötü bir şey oldu 27
çok kötü durumda 17
çok kötü değil 64
çok kötü görünüyorsun 23
çok kötüydü 74
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü olmuş 26
kötü bir rüya gördüm 21
kötü günde 30
kötü bir şey 23
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü mü 170
kötü haberlerim var 53
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü olmuş 26
kötü bir rüya gördüm 21
kötü günde 30
kötü bir şey 23
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü mü 170