Çok mutlu translate Spanish
7,085 parallel translation
Çok mutlu görünüyorlar ama bu kadının gözlerine her baktığımda içimi kötü bir his kaplıyor, anlıyor musunuz?
Y parecen muy felices, pero cada vez que miro la imagen y veo los ojos de ella, tengo una mala sensación, ¿ sabe?
Çok mutlu olduğunu söylemişti.
Me dijo que era tan feliz.
GPS'in buzağısıyla çok mutlu olur.
Igual estará contento de tener al ternero de GPS.
Bazı insanlar gürültü meselesi konusunda çok mutlu değil.
Los vecinos se quejaban del ruido.
- Umarım çok mutlu olursun.
- Espero que seas muy feliz.
Çok mutlu oldum, çok mutluyum.
- ¡ Día feliz! ¡ Día feliz! ¡ Dios!
Zaten sen de burada çok mutlu değilsin.
Además, tú misma no estás muy feliz de estar aquí.
Çok mutlu küçük bir kızdın.
Eras una niña tan feliz.
Çok mutlu olurdum.
Me harías muy feliz.
Bunu düşününce çok mutlu oldum.
Estoy feliz solo pensando en eso.
Müzik duyduğunda hep çok mutlu oluyor.
Cuando oye música, se pone muy contento.
- Dinozor çok mutlu görünmüyor.
El dinosaurio no parece muy feliz.
Ş imdi de bana, seni hayatta en çok mutlu yapan şeyi göster.
Ahora muéstrame lo que te hace más feliz.
Şunları yazdım... " Bayanlar ve baylar, Marty Pepper'ın ailemize katılması beni çok mutlu etti...
Escribí esto, " Damas y caballeros, me alegra que Marty Pepper sea de nuestra familia.
Seninle çıkmaktan çok mutlu olurum.
Me encantaría tener una cita contigo.
Beni çok mutlu ettin.
Es un verdadero placer. No hagas eso.
Ama, bir sürü bakire kız da çok mutlu olacaklar.
Muchas vírgenes estarán contentas.
Kasıtlı değil ama Catherine bana Gabe ile devam etme konusunda şüpheli olduğunu söyleyince çok mutlu olmuştum.
No conscientemente, pero cuando Catherine me dijo que no sabía si podía seguir adelante con Gabe, estaba tan feliz.
Evet, o çok mutlu.
Sí, ella está superfeliz.
Tanrım. Noel Baba, bir babayı ve kızını çok mutlu ettin.
Santa Claus has hecho muy felices a un padre y a su hijita.
Yaptığımız hazırlıklar sizi çok mutlu edecek.
Estará feliz con los arreglos.
- Az önce beni çok mutlu ettin.
Bien, genial. Me acabas de hacer el día.
Umarım bir gün ne olursa olsun çok mutlu olabilirsin.
Solo espero que algún día, a pesar de todo, puedas ser feliz.
Sadece, bunun onları çok mutlu edeceğini biliyordum
Es que pensé que se pondrían muy contentos.
JT, senin adına çok mutlu oldum.
JT, estoy tan feliz por ti.
Fakat onun yerine geçmek için geri döndüğünü öğrendiğinde çok mutlu görünüyordu.
Pero parecía muy feliz de saber... que ibas a volver a tomar su lugar.
Alcide ile çok konuşmazdık ama son zamanlarda sesi çok mutlu geliyordu.
Alcide y yo, no hablamos mucho, pero... cuando lo hicimos, nunca lo había visto más feliz.
- Çok mutlu görünüyorsun.
- Parecías feliz es todo.
Geri döndüğün için çok mutlu.
Está tan contenta de que hayas vuelto.
Dostum, Charles baş komiserin partisinde şu profesörle yiyiştiğinden beri çok mutlu ve kendinden emin oldu.
Tío, Charles ha estado muy contento y seguro de sí mismo desde que se enrolló con esa profesora de la fiesta del capitán.
Onun yerine 5,000 dolarla, yeni bir hesap açabilirsek çok mutlu olurum.
Estaría encantado de abrir una cuenta con, digamos, ¿ unos 5.000 dólares de saldo inicial?
Bize katılırsan da çok mutlu oluruz.
Eres bienvenido a unirte a nosotros si te apetece.
Çok mutlu görünüyor.
Parece muy feliz.
Charlie küçük kızını görse çok mutlu olurdu.
Charlie estaría tan feliz de ver a su hija ahora.
Kahrolasıcalar çok mutlu değil.
Los Casacas Rojas no están muy felices.
Hediyeleriniz beni çok mutlu etti.
Atesoraré estos regalos.
Bu, beni çok mutlu ediyor.
Esto me hace tan feliz.
Çok mutlu görünüyorlar.
Parecen realmente felices.
Evliliği boz ve buradan çok uzaklara git, kendine mutlu bir hayat bağışla.
Concédele la anulación, y luego vete lejos de aquí y lleva una vida feliz.
Tatlım, annen ve ben boşandıktan sonra çok kısa görüşebiliyorduk ve ben her anı mutlu geçirmeni istedim.
Cariño, cuando tu madre y yo nos divorciamos, teníamos un tiempo limitado, quería hacerlo todo positivo.
- Çok mu mutlu görünüyorum?
Qué, ¿ parezco feliz?
Kacey, bak çok fazla hata yaptım. Bunların hepsini sana anlatmak beni mutlu eder.
Kacey, mira, he cometido muchos errores, y estoy feliz de poder contártelo todo sobre ellos.
- Burada çok mutlu olmalı.
Debe estar feliz aquí.
Mutlu olduğuna çok sevindim.
Me alegro de que estés contento.
Ejderhalar onu çok isterler fakat bu onları mutlu ve sakin yapmak yerine onları daha çok...
Cuando los dragones la huelen, en vez de hacerlos felices y tranquilos... hace que...
Sizi mutlu etmek için ne kadar çok çalıştığımı biliyor musun?
¿ Sabes lo duro que trabajo para hacerte feliz?
Yapımcılarıma dedim ki, eğer her gün arkadaşlarımla... Metroya binersem çok daha mutlu olacağım.
Le he dicho a los productores que estaría mejor si cojo el metro con mi amigo todos los días.
Çok fazla mutlu olan kontağım, bana New York'un termal haritalarını sağladı.
Estaba más que contenta de proporcionarme mapas térmicos de Nueva York.
Onu çok mutlu edecek.
La pondrá muy feliz.
Tabii kızının sevgilisinin cicişlerini görse çok daha mutlu olurdu.
Claro, estaría más feliz de ver el busto de la novia de su hija.
Seni mutlu etmeyi çok istedim. Seni taklit ettim.
Deseaba tanto hacerte feliz, te imité.
çok mutluyum 368
çok mutlu oldum 39
çok mutluyduk 17
çok mutluydum 20
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutlu 183
mutluluk 95
çok mutlu oldum 39
çok mutluyduk 17
çok mutluydum 20
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu musun 338
mutlu olun 20
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlumusun 18
mutlusun 26
mutluyum 175
mutlu musun 338
mutlu olun 20
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlumusun 18
mutlusun 26