Şad translate Spanish
8,799 parallel translation
Bu zenci sadıkların isimlerini kaydedeceğin defter. Zencilerin Kitabı.
Este es el libro en el cual escribirás los nombres de los negros leales, el Libro de los Negros.
Shelburne dürüst sadıklar için.
Shelburne es para monárquicos decentes.
Shelburne dürüst sadıklar için!
¡ Shelburne es para monárquicos decentes!
Onun gibi çok az Protestan sadıktır.
Pocos protestantes han sido tan leales como él.
Kocam her zaman, bana, Kral'a, ülkesine sadıktı...
Mi marido siempre ha sido leal, y yo...
Metresine sadık olmaya çalışacaktı.
Iba a intentar serie fiel a su amante.
Bunu sevmeyeceksin ama, eğer bana sadıksan sorgulamazsın.
No te gustará, pero si me eres leal, no lo cuestionarás.
Arkadaşlarıma sadık olmam aptallık değil Hunter.
Mostrar lealtad a mis amigos no es estupidez, Hunter.
Bu yüzden sadece kendisine sadık casuslardan oluşan bir ağ kuruyor.
Así que se está construyendo su propia red de espías leales solo a ella.
- İmparatoruna sadık mısın?
¿ Eres leal a tu emperador?
Ne kadar sadıksın?
¿ Cómo de leal?
- Sadık mısın?
¿ Eres leal?
Davaya sadık olduğumu size söyledim.
Te dije que soy leal a la causa.
Peki, Romalılar bize saldırdığında eline kılıç alıp o zaman da sadık olacak mısın?
Y cuando los romanos carguen contra todos nosotros, ¿ seguirás siendo leal entonces, con una espada en la mano?
Bana sadık kalman gerektiğine dair bir uyarıydı.
Un recordatorio de debo seguir siendo leal a mí mismo. Eso es todo.
Seni seçti çünkü O'na sadık olacağını sanıyordu.
Le eligió porque pensó que sería leal.
Kurtarma planına sadık kalıyoruz.
Nos quedamos con el plan de extracción.
ADAM CURTIS : Ama kral ve kraliçelerin hüküm sürdüğü, köpeklerin sadık davrandığı ısmarlama dünya çökmek üzereydi.
Pero el mundo ordenado, donde los reyes y reinas gobernaban y los perros se comportaban obedientemente, estaba a punto de colapsar.
LeMarchal soyadına sadığım, ki bu soyisim, tahtının varisi bir canavarın oğlu olduğuna inanılıyorsa
Soy leal al apellido LeMarchal que perderá toda su credibilidad si se piensa que el heredero de ese trono
Kime sadık olacağın ve güveneceğin hayatta vereceğin en önemli karar olacak.
En quien pongas tu confianza y tu fidelidad será la decisión más importante de tu vida.
Her zaman S.H.I.E.L.D'a bize olduğundan daha çok sadık olduğunu biliyordum.
Siempre supe que eras más leal a S.H.I.E.L.D. que a nosotros.
Sadık kalmak hata olurdu zaten.
Serme fiel sería un error.
Bunu yaptığıma göre sana ne kadar sadık olduğumu bir düşün.
¿ Cuánto debo estar de tu lado para que esté haciendo esto?
Sağır, sadık bir Teksas vatandaşı ve bölgedeki önde gelen otorite olarak senin fikrine değer veriyorum.
Deaf, como leal ciudadano tejano y principal autoridad en esta tierra, valoraría tu opinión ahora mismo.
Sözüne sadık bir adammışsın.
Es usted un verdadero hombre de palabra.
Bunun Michael Gregson'a sadık olmanla ilgisi yok değil mi?
Esto no es sólo la lealtad a Michael Gregson, ¿ verdad?
Sana sadık olanlara karşı senin de nasıl sadık olduğunu herkesten iyi biliyorum.
Sé mejor que nadie lo leal que eres para los que te son leales a ti.
Bana ve kraliyete sadık olmaktan başka bir şey yapmayan adamla mı?
¿ Con un hombre que no hecho nada salvo probar su lealtad a la Corona y a mí?
Ne sözüme, ne de evlilik yeminime sadık kaldım, biliyorum ama bu odada, beni yargılamayan insanlarla birlikte bulunmak içgüdülerim sayesine şunu anlamamı sağladı bedenim bana ait.
Sé que he deshonrado mi palabra y mis votos matrimoniales, pero... estar aquí en esta habitación con gente que no me está juzgando hace que me dé cuenta... en mis entrañas... de que mi cuerpo me pertenece.
Aşırı derecede sadık olsa da kimsenin ölmesini istemem tabii değil mi?
Leal en exceso, ese chico. Nunca apoyaría la muerte de alguien, ¿ vale?
- Sebestian'ın aşırı sadık olduğu konusuna... -... geri dönebilir miyiz lütfen?
¿ Podemos volver a lo que estabas diciendo sobre Sebastian siendo leal en exceso?
Hâlâ Grimm'e sadıksın. Sana yaptıklarından sonra bile.
Sigues siendo leal al Grimm después de todo lo que te ha hecho.
Adam, Afganistan'a değil, ailesine sadık.
Es leal a su familia, no a Afganistán.
Sadık olduğunu senden cesur mücahitin olmadığını.
Que eres leal, que no hay Muyahidín más valiente que tú.
Ama, siz her zaman, hikayeye sadık kalacaksınız.
Pero, mantenerse dentro de su historia, en todo momento.
- İkisi de bu işi için yeterli, sadık... - Ve tepeler kadar eskiler.
Estos son leales, competentes... y tan viejos como una montaña.
Benim ancak tek bir sadık ilişkim var.
Estoy en una relación exclusiva con una cabeza de ducha.
O kadar da sadık değil.
No tan exclusiva.
Sadık kaldığı bir model de yok, ipucu da bırakmıyor.
No hay un patrón de comportamiento, no dejó nada atrás.
Bence o çekime sadık kalalım.
Tomar ese lugar...
Anlaşmaya sadık kalacaksın çünkü herkesin dilinde dolandığı aşağılık, yavşak herifin teki değilsin.
Y vas a cumplir con ese acuerdo porque no eres el reptiliano hijo de perra que todo el mundo dice que eres.
Sadık biri.
Es leal.
Yani sen sadık ve ölümcülsün.
Eres leal y letal.
Tepelerin sadık Hintlisi. - Sooni!
Leal indio de las colinas.
Sadece plana sadık kalmanı istiyordum Jones.
¡ Trataba que te atengas al plan, Jones!
Dediklerine göre, işine sadık bir şövalye.
El caballero incorruptible. Supuestamente.
Bu ciğeri beş para etmez tarafından sadık kalamayacağım.
Patético. No soportare este deshonor.
O sadık biri. Anlarsın ya.
Es leal, comprensivo.
Eğer senin cüzdanından başka bir şeye sadık olan bir ruh biliyorsan bu dünyada, mantığı kullanmamaya bahane oluşturmaya çalışan sensindir.
Si crees que hay algún alma en este mundo leal a algo que no sea su billetera, entonces, eres el único que se excusa a sí mismo por el uso de la lógica.
Çalıştığın adama sadıksın.
Bueno, eres leal al tipo que le trabajas.
Bazılarımız birbirine karşı o güzelim kuğular gibi sadık ve anlayışlı. Bazıları da evliliğe olan inançlarını kaybetmiş durumdalar. Ördekler gibi.
Algunos se aman y duran toda una vida como una pareja de preciosos cisnes, y otros andan por ahí tonteando, poniendo en peligro su matrimonio como patos.
sade 83
sadie 118
sada 43
saddam 27
sadece sen 117
sadako 40
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadie 118
sada 43
saddam 27
sadece sen 117
sadako 40
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece benim 48
sadece sen varsın 16
sadece bir adam 18
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece beni 16
sadakat 37
sadece bir gece 27
sadece seni 36
sadece benim 48
sadece sen varsın 16
sadece bir adam 18
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece beni 16
sadakat 37
sadece bir gece 27
sadece seni 36
sadece ben 126
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113
sadece bekle 58
sadece bir kere 62
sadece bu 76
sadık 33
sadece bir 91
sadece soruyorum 46
sadece bir tane 124
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113
sadece bekle 58
sadece bir kere 62
sadece bu 76
sadık 33
sadece bir 91
sadece soruyorum 46
sadece bir tane 124