English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sadece bu mu

Sadece bu mu translate Spanish

455 parallel translation
Sana kalan sadece bu mu?
¿ Es todo lo que recibió por el dinero?
- Bu cins silahtan sadece bu mu var?
¿ Sólo tienes estas?
İnsanlar öldükten sonra söylediğiniz sadece bu mu? Anlaşılmaz bir durum?
¿ Dice eso después de morirse alguien, "vaya, es un contratiempo"?
Bana önermen gereken sadece bu mu?
- ¿ Es todo Io que tiene que decir?
Sadece bu mu? Olmadı. Daha fazlası gerek.
Escandaloso, pero mejor que nada.
Sadece bu mu?
¿ Es sólo eso?
Yarın Spangler'in bu kasabaya yaptıklarına şaşırdığın zaman, söyleyeceğin sadece bu mu olacak?
Eso es lo que va a decirme mañana? Una vez que sepas lo que Spangler hizo a esta ciudad.
Eğer mesaj onlara yadım etmek isteyen ve bunu yapabilecek bir İngiliz'den geliyorsa, ilgilenirler. Tüm istediğin sadece bu mu?
- Que, cuando saben que es un inglés que quiere ayudar a ellos, y que no pueden hacerlo.
Yeni olan sadece bu mu?
¿ Es todo lo que dices?
- Sadece bu mu? Hırsızlık mı?
- Aparte de robar, ¿ hay más?
Sadece bu mu?
¿ Es ése?
Sadece bu mu?
- ¿ Eso es todo? - Sí.
Sadece bu mu? Bu toza ve örümcek ağına ne diyeceksin?
sólo eso... ¿ Y el polvo, la churre y la telaraña?
- Muhtemelen sadece bir taş yarası. - Sence sadece bu mu?
- Probablemente se lesionó con una piedra. - ¿ Crees que sólo es eso?
- Sadece bu mu?
- Eso es todo, ¿ eh?
- Ahlâk polisinin elinde sadece bu mu var? - Evet.
¿ Es el único tipo al que ha arrestado Antivicio?
- Sadece bu mu? - Kesinlikle.
Es un síntoma de su demandante subconsciente.
Julie, söyle bana, ki bu sadece senin söyleyebiliceğin birşey Pres hala seni seviyor mu?
Julie, dime algo que sólo tú puedes decirme ¿ Preston aún te quiere?
Sadece bu tarz şeyler sana uygun mu sence?
Pero, ¿ crees que esa clase de ropa te va bien?
İstediğin sadece bu mu?
Te lo concedo.
Tüm olduğun bu mu Asker? Sadece bir teğmen mi?
¿ Sólo llegaste a teniente?
Bu işe koyulduğumuzda benim sadece bir iş olduğumu bunun hiç eğlencesi olmadığını açıkça beyan etmiştin, unuttun mu?
Al salir dejó claro que yo era... una misión y que le disgustaba.
Yani bu sadece bir oyun mu?
¿ Apenas es un juego?
Sadece biraz. Merdivenlerden mi yuvarlansın? Bu sana cazip geliyor mu?
Pero podría reponerse.
- Sadece bir sayfa. Tam rapor bu mu?
- Sólo una hoja, ¿ eso es completo?
Sizce bu maske bir aktöre uygun mu? Sadece sordum.
¿ Es esta una máscara para un actor?
Bu sadece... "Pullukçu" mu?
Justo... ¿ "Labriego"?
Bu randevunuz sadece bir randevu mu? Yoksa önemli bir şey mi?
Esa cita, ¿ es... sólo una cita, o es algo serio?
Sadece bu kadar kafana takma olur mu? Her şey kendiliğinden düzelecek.
Todo saldrá bien, es sólo una etapa por la que estamos pasando, eso es todo.
Sadece bu mu?
¿ Es por eso?
Sadece konuşmak istiyorum, Bu, bu kadar korkunç mu?
¡ Estoy harto de rechazos! ¡ Cinco minutos de su tiempo! Sólo quiero hablar. ¿ Qué hay de malo en ello?
Bu köpek hasta mı yoksa sadece yorgun mu? Oh, hayır.
- ¿ Su perro está enfermo o cansado?
- Bu mantıklı geliyor mu? - Bu sadece... - Peki...
- ¿ Le parece razonable?
Bu sadece bir oyun mu? " dedi. Hem de poker için?
¿ Es un simple juego? ". ¿ El póquer?
Bu gecelik sadece bir evimiz var, unuttun mu?
¡ El piso es sólo por esta noche!
- Bu oyun sadece bir oyun mu?
- ¿ Es este juego sólo un juego?
Sadece bacaklarını mı açıyordun hepsi bu mu?
Es que sólo abres las piernas?
- Sadece bu. Doğru olmuş mu?
- Sólo esto. ¿ Está bien?
Bu mu senin için anlamı sadece?
eso es todo lo que significa para usted?
Şimdi eğer bunu sizin için sergilersek, resim olmadan sadece müzikle bu uygun olur mu?
Si fuéramos a mostrárselas, sólo con la música, sin imágenes, ¿ estaría bien? Supongo que sí.
Sadece sana dokunmam seni bu kadar heyecanlandırıyor mu?
El solo tocarte te excita tanto?
Bu sadece bir oyun mu?
- ¿ Sólo un partido?
Sadece bu mu?
¿ Eso es todo lo que me toca?
- Hepsi bu mu, sadece Fong?
- ¿ Eso es todo?
- Kahvaltın sadece bu mu?
¿ Eso es todo lo que tomarás para el desayuno?
- Bu sadece bir oyun unuttun mu?
Es sólo un juego, eh
Hapishanede plaka yaptıkları doğru mu, yoksa bu sadece filmlerde mi olur?
Dígame, ¿ de veras fabrican las matrículas de los autos en las prisiones... o eso sólo ocurre en las películas?
Bu, bütün yaptığın bu mu? Sadece konuşmak mı?
Eso es lo único que haces aquí, hablar?
Bu canavarın sadece kötü insanlara saldırdığı doğru mu acaba?
Díganos doctor, ¿ Es verdad que el monstruo ataca sólo a la gente mala?
Aklını başından almıyor mu? Bu sadece dört silindirli.
¡ Alucino : sólo tiene 4 cilindros!
Bu senin için sadece bir oyun mu?
¿ Esto es sólo un juego para ti?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]