English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Asıl önemli olan

Asıl önemli olan translate French

595 parallel translation
- Ama, asıl önemli olan soruyu sormadı.
- Mais ii ne m'a pas demandé une chose.
Asıl önemli olan, keskin olması değildir.
Ce n'est pas la trempe qui compte.
Amma velakin asıl önemli olan, size nasıl yardım edebilirim?
Peu importe, l'essentiel est que puis-je faire pour vous?
Yardımcı olurdu, ama asıl önemli olan davasını kazanması.
Peut-être. L'important, c'est qu'il gagne en appel.
Asıl önemli olan kazaları önlemek.
L'important, c'est qu'il n'y ait pas d'accidents.
Asıl önemli olan insan gibi yaşamakken, siz nasıl bir beyefendi gibi ve nasıl kurallara göre ölünür, onu düşünüyorsunuz!
Mourir en gentleman, dans les règles... alors que ce qui compte, c'est de vivre en être humain!
Asıl önemli olan şey, artık ayrılmış olmaları.
L'essentiel c'est que ce soit terminé.
Ve asıl önemli olan da bu.
C'est ça qui compte.
Asıl önemli olan şey bizi görmeleri.
Le fait demeure que nous avons été repérés.
"Ve yine de hazırladığınız yemekler şekerden bile tatlıydı. Asıl önemli olan yürekten gelen güzelliktir."
Mais... votre conversation envoûtante a été aussi douce que le sucre... rendant la dure réalité douce et délectable.
Asıl önemli olan, savaş çığlıkları atılması!
Ils veulent passer à l'action.
Fakat asıl önemli olan kız da onu çok derinden sevmeli.
Mais ce qui importe plus, c'est qu'elle devra l'aimer profondément.
Asıl önemli olan sınav.
Ça ne veut rien dire. Ce qui compte c'est l'examen.
Senin için asıl önemli olan bunu tüm yüreğimle istiyorum ölümümün ardından Doktor James ile evlenmeni istiyorum.
Ce qui importe, c'est toi. Je souhaite du fond du coeur... qu'après ma mort, tu épouses notre bon docteur James.
- Asıl önemli olan zili duyar duymaz ocakları kapamamız.
Dès que la sirène retentit les chaudières doivent s'arrêter.
Bir kilise yapıyoruz. Ve asıl önemli olan konu budur.
La chapelle se construit, et c'est tout ce qui compte.
Asıl önemli olan Londra'ya ne olduğudur.
Qu'est-il arrivé à Londres, cher garçon, telle est la question!
Ama asıl önemli olan şey, bu konuda hiç kimsenin bir şey bilmemesi.
L'important, c'est que l'autre n'en sache rien. À ce sujet...
Asıl önemli olan orijinal kâğıt.
Oe qui compte, c'est le morceau de papier original.
Asıl önemli olan evraklar.
La chose importante, ce sont les papiers.
Elbette süvariler mazi oldu ama asıl önemli olan bu değil.
Bien sûr, l'équitation, c'est du passé, mais là n'est pas la question.
- Asıl önemli olan şey özgür olmam! - Ve geri adım atmayacağım.
Ce qui m'intéresse, c'est que je me suis libéré, et je ne reviendrai pas en arrière.
Asıl önemli olanın hayatta kalmak olduğunu sanıyordum.
Le père intervient et soutient le frère aîné. C'est une famille confucianiste.
İşi başardık. Asıl önemli olan bu.
Le principal, c'est que ça nous rapporte un peu.
Asıl önemli olan da bu, inan bana. Hele şansölyenin gözünde.
Crois-moi, c'est cela qui intéresse la chancellerie.
Asıl önemli olan kalbin saflığıdır.
Ce qu'il faut, c'est la pureté du coeur.
Ve asıl önemli olan da bu. Birlikte bunca saat, bunca hafta geçirdikten sonra bu yürekli gençlerden birinin düştüğünü görmek bize zor geliyor.
C'est dur pour nous tous, après avoir vécu toutes ces heures et semaines ensemble, de voir un de ces courageux enfants tomber.
Asıl önemli olan konuya dönelim.
Revenons à notre affaire!
Benim sadakatim halka karşı. Asıl önemli olan insanlardır ve insanlar dışlandı bu ülkeyi yöneten kediler geldiği ve bu ülkeyi mahvettiği zaman
C'est le peuple, ce sont les gens qui comptent, on les a oubliés pendant
Asıl önemli olan buydu.
C'était l'essentiel.
Asıl önemli olan Arthur'un ne düşüneceği.
C'est l'opinion d'Arthur qui m'importe.
Bende hiç dolar yok. Benim için asıl önemli olan paradır.
Le fric c'est c'qui compte.
Asıl önemli olanı görmüyor musun?
Tu vois pas ce qui est important?
Asıl önemli olan bir şekilde konuşmak ve... nihayet bana ahırda neler olduğunu anlatmak istemesi.
Mais c'est bien, il essaie de trouver un moyen de parler, de me dire ce qui s'est passé ce soir-là.
- Asıl önemli olan da bu, değil mi?
Jésus-Marie-Joseph...
Ama asıl önemli olan kendini iyi hissetmen.
Qui plus est, tu es en pleine forme.
Asıl önemli olan ilk başladığı zaman... inlemek ve ağlamak... ama sonra hoşuna gidiyor gibi davranmalısın.
Le principal, c'est de gémir et pleurer au début, mais ensuite, de faire comme si c'était agréable.
Proletarya için asıl önemli olan şeyi bilmiyorsun :
Tu connais pas l'essentiel, dans le prolétariat.
Asıl önemli olanı öğrenmedin. Pick and roll ( perdele ve devril ).
Tu n'as pas reçu la formation de base.
Bu asıl önemli olan, mutlu olduğunuz sürece.
- C'est ce qui compte.
Evet, ama asıl önemli olan bu değil, bunu tekrar yapabilir misin?
Un vaisseau dernier cri?
Önemli olan asıl şey bu şirketin kasasında ne kadar paranın bulunduğu.
Ce qui compte, c'est combien y a.
Asıl kendimizi ortadan kaldırmamız gerekiyor. Önemli olan bu.
Mettons-nous à l'abri!
En önemli olan şeyi anlamıyorsun, seni zaten seven bir kadının var. Sanki dünyada bir tek sen varmışsın gibi seni isteyen biri.
Tu ne comprends donc pas que ce qui importe le plus, tu l'as déjà... une femme qui t'aime... qui donnerait sa vie comme si tu étais unique au monde.
Yapmadın, ama denedin, önemli olan bu.
- Non, tu ne l'as pas commis. Le principal pour nous est que tu étais d'accord avec nous pour l'exécuter.
AsıI önemli olan cilttir.
L'important, c'est le teint.
Önemli olan o değil. Asıl tehlike şurada...
N'y croyez pas. ll devra changer la nature des tribus avant cela.
Ve burada önemli olan Koç, sonunda Bağlılık yeminini öğrenmen.
La morale est que tu as finalement appris le serment d'allégeance.
Şimdi önemli kısma geldik, aşıklarla ilgili olan bölüme.
C'est maintenant que commence la partie importante. L'histoire des amants.
Ama asıI önemli olan, şarj ettik mi?
Mais l'important, c'est d'avoir eu une décharge...
Önemli olan orada olmak istiyorsan, orada ol!
L'important... c'est d'y aller si tu en as envie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]