Açıklama translate French
5,236 parallel translation
Özür dilerim, bu çılgın seyahat için sana açıklama yapmadım, ama gerçek şu ki, ben de sebebini bilmiyordum.
Pardon de ne pas avoir donné d'explications pour ce voyage insensé. La vérité, c'est que je n'avais pas vraiment de raison.
- Olayla ilgili açıklama.
Notre communiqué.
Resmi bir açıklama elimize ulaşmadı.
- Rien d'officiel...
Göründüğü gibi değil, açıklama...
C'est pas ce que tu crois.
Evet, bir açıklama yapmanızı isterim.
La prostituée. Ouais, j'adorerais avoir une explication.
Bir açıklama yapmama izin verecek misin?
Laisse-moi m'expliquer.
Hatta bana daha bilimsel bir fikir sunup bir konuda daha mantıklı bir açıklama bulmama yardım edebilirsiniz.
Vous pourriez m'offrir un avis plus cartésien, une explication plus rationnelle.
Todd, niyetim bunlardan çıkardığınız sihirli anlamı yermek değil ama birçok açıklama mevcut, altıncı his için bile.
Todd, je ne veux pas ignorer ce que vous y voyez de magique, mais il y a de nombreuses explications. Même à la connaissance extrasensorielle.
Yakında, açıklama yapmam için arayacaklar.
On ne va pas tarder à me demander des explications.
En azından Kree İmparatorluğu'ndan onun eylemlerini kınayan bir açıklama.
Une déclaration de l'Empire Kree condamnant ses actions.
Peki, herhangi bir açıklama
Tiré par les cheveux. Comme toutes les explications actuelles.
- Biz yalvarana kadar kararını açıklama. - Lütfen...
Attends qu'on te supplie pour annoncer.
Hediyem için açıklama gerekiyor.
Je vais t'expliquer!
- İzin ver, her şeyi açıklayayım. - Hayır, tatlım açıklama.
Laisse-moi tout t'expliquer.
Açıklama yapmana gerek yok.
T'as pas besoin d'expliquer quoi que ce soit. Je t'assure, il y a pas de malaise.
Sana açıklama yapmak istemiyorum.
Je don apos ; t veulent continuer à expliquer cela.
Açıklama yapmaya filan mı çalışıyorsun?
Vous essayez de faire une déclaration?
Yani bak, bu saat bir açıklama yapıyor.
Regardez cette montre, là.
Açıklama.
Explication.
- YazıIı bir açıklama yapsak?
- Pourquoi pas une simple déclaration?
Bir açıklama yapmadan öyle aceleyle gittiğim için özür dilerim.
Je suis désolé d'être parti sans aucune explication.
Ben her şey netleştiğinde sana açıklama yapacağım.
Je t'expliquerai tout quand ce sera plus clair.
Açıklama için hepimiz buradayız.
Nous sommes tous présents et pris en compte.
Kameralar yedek jeneratörlere bağlıydı, ama hayvanat bahçesi avukatları görüntüler için yazılı bir açıklama bekliyorlar.
Elles fonctionnaient. Mais les avocats du zoo exigent une demande écrite.
Herhangi bir açıklama?
Une description?
Super kahraman kostümünün neden banyoda bokla dolu olduğunu açıklama ister misin?
Tu peux m'expliquer pourquoi ton costume de super-héros est par-terre dans la salle de bain et rempli de merde?
Aktrisin en son galası olan Dark Sky Third Wave'in yapımcıları, önümüzdeki birkaç saat içinde resmi bir açıklama yapacaklarını bildirdi.
A ce stade, nous n'avons aucune nouvelle de l'actrice principale de "the third wave". La police a annoncé qu'ils feraient un rapport dans les prochaines heures.
- Sadece bir açıklama bekliyorum.
Je veux juste comprendre.
En azından bana bir açıklama borçlusun Roger.
Tu me dois des explications, Roger, c'est un putain de minimum.
Yaptığım hiçbir şeyi açıklama gereği duymadan yaşamak.
Vivre sans décrire tout ce que je fais?
Üzgünüm bunu açıklama iznim yok.
Je crains de ne pouvoir parler de ça.
Tanrıya izin vermeyen bir aşamaya gelerek kendinizi oldukca zor inanılmaz bir cevap bulmaya itersiniz. Bir şeylerin nasıl başladığına alternatif açıklama aradığınızda kendinizi bu konumda bulursunuz.
dans la mesure où vous ne laissez pas de place à Dieu, vous seriez mal à l'aise de trouver une incroyable explication alternative sur l'origine des choses,
ama Hawking evrenin kendi kendisini yaratmasını öne sürdüğünde kendi kendisini yaratmak zorunda olduğu için bunu yapmıştır der, ve bu cümleyi nasıl ve neden yaratılmıştır diye bir açıklama olarak bize sunar. başta onun aynı şeylerden bahsettiğini farketmeyiz.
quand Hawking affirme que l'univers s'est lui-même créé car elle avait besoin de se créer, et offre comme une explication comment et pourquoi il a été créé, nous ne reconnaissons pas immédiatement qu'il fait la même chose.
- Açıklama istemiyor musun?
Vous ne voulez pas une explication?
Bu güzel bir açıklama oldu.
Les meilleurs des meilleurs... Vous êtes les meilleurs?
Neden bir açıklama istediğimi bile bilmiyorum.
Je ne sais même pas pourquoi j'en voulais une.
Bu kişinin öldürüldüğüne inanıyoruz fakat henüz bu kişinin kimliğini açıklama veya cinayetin ayrıntılarını açıklama durumunda değiliz.
Nous pensons que cette personne a été assassinée, et nous ne pouvons pas encore dévoiler l'identité de la victime ni révéler les détails du crime.
Üstlerimiz halka açık, gündem getiren bir açıklama istiyor.
Nos supérieurs veulent qu'on renvoie une bonne image publique.
- Hep evet derim çünkü ne zaman hayır desen insanlar bir açıklama bekler.
J'accepte toujours. Si vous refusez, les gens veulent une explication.
Şimdi böyle oluyor... Sen çıldıyorsun, ben açıklama yapıyorum, sende mutlu olduğun bir yer yaratıyorsun.
C'est comme ça que ça se passe... tu flippes, je t'expliques les choses, tu fais un endroit heureux.
Tıp uzmanları bir açıklama getiremediler.
Les médecins légistes n'ont pas donné de réponses.
Bir açıklama hak ettiğini düşünüyorsun ama bu seni ilgilendirmiyor.
Vous pensez que vous avez droit à une explication, mais cela ne vous concerne pas.
Melodramınızı herkes kadar takdir ediyorum ancak bir açıklama olayı aydınlatabilir.
J'apprécie un mélodrame autant que les autres, mais une explication pourrait aider à clarifier les choses.
Açıklama için zamanım yok.
Je n'ai pas le temps pour des explications.
Polis bir açıklama yapmadı ama Walgreens'in müdürü araç gasp etme olduğunu söylüyor. Kurban da dükkân sahibiymiş.
Non, le L.A.P.D. n'a rien annoncé, mais un gérant de Walgreens dit que c'est un vol de voiture.
Ve şu sıralarda polis, olayla ilgili bir açıklama yapmaya hazırlanıyor. Arkadaşımız Joel Beatty orada bunun için beklemede.
Nous apprenons que la police s'apprête à faire un commentaire en direct de la scène.
- Polis 60 saniye içinde olayla ilgili bir açıklama yapacak.
Écoutez, tout le monde. La police fera - une annonce dans une minute.
Geçici bir süreliğine görevimi bırakmak durumundayım. Meslektaşım Jack Beaumont, dün akşamki saldırı hakkında SEU adına açıklama yapacak.
Je prendrai un congé exceptionnel de la force mais mon collègue, l'officier Jack Beaumont, parlera au nom de la SEU au sujet de l'attaque de la nuit dernière.
Babanızın ölümü hakkında açıklama yapacak mısınız?
Tu supportes la mort de ton père?
Mantıklı açıklama.
L'explication rationnelle!
Açıklama.
Ne l'explique pas