English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Açıklayayım

Açıklayayım translate French

1,368 parallel translation
Sana açık değilse duygularımı açıklayayım, bence sen iyi bir adamsın.
Au cas où ça ne serait pas clair, je tiens à vous dire que je pense... que vous êtes un type bien.
12 yaşında bir çocuk gibisin, sana bazı şeyleri açıklayayım.
T'as l'air d'avoir 12 ans, alors je t'explique.
- Açıklayayım.
- Clarifions.
Bırak açıklayayım.
Laissez-moi vous expliquer.
Hey, hey, hey, yapma... Bırak açıklayayım.
Laisse-moi t'expliquer, frangin.
Bırak açıklayayım. Ben doğarken annem neredeyse ölecekmiş.
Je t'explique : ma mère en a bavé â l'accouchement.
Açıklayayım, üzgünüm.
Je me suis trompé. Désolé.
Açıklayayım, Patrick.
Je vais t'explicer, Patrick.
- Bunu sana sonra açıklayayım mı?
- Je t'explique plus tard.
İzin verin, açıklayayım.
Permets-moi de m'expliquer.
Sana tekrar açıklayayım...
Reprenons depuis le début.
Nasıl açıklayayım?
Comment dire...
Zor durumdayım, hemen açıklayayım.
J'ai un problème, j'irai droit au but.
Açıklayayım.
Je vais vous l'expliquer.
İzin ver açıklayayım.
Je vais t'expliquer.
Senin için durumu biraz açıklayayım.
Voilà le topo :
Sana belki henüz anlamamış olduğun bir şeyi açıklayayım.
Laisse-moi t'expliquer une chose que tu n'as peut-être pas saisie.
Bırakın burada neler olduğunu açıklayayım.
Je vais vous expliquer ce qui se passe ici.
Tamam. Söyle açıklayayım, cinsellik, silahlar ya da araba kovalamaca sahneleri yer alsın istemiyorum. Ya da karakterler, bilirsin işte hayatı derinlemesine anlayan karakterler...
D'accord mais pas non plus de sexe ou d'armes ou de poursuites de voiture vous voyez, pas de personnages qui tirent de grandes leçons de la vie ou qui grandissent ou en viennent à s'aimer ou à surmonter des obstacles pour triompher à la fin du film.
Dur şunu açıklayayım. Sence buradaki küçük mesafe halledilemez bir şey mi?
Cette petite distance n'est pas négociable?
Bırak açıklayayım.
C'est une erreur!
İzin ver açıklayayım. Dinle, açıklayacağım.
J'ai pas le temps.
Sana bir şeyi açıklayayım.
Laisse-moi t'expliquer.
Hayır size bir kart bırakmayacağız. Burada olmamızın nedenini size açıklayayım :
Non nous ne vous laisserons pas de carte, je vais vous expliquer :
Efendim, izin verin olanları açıklayayım.
Laissez-moi vous expliquer!
- Şöyle açıklayayım... Konuşabilecek ve düşünebilecek.
Ça veut dire qu'il pourra parler et penser.
- Açıklayayım mı?
Tu veux que...? - Tais-toi et joue.
- Sana bir şey açıklayayım.
Je vais vous expliquer une chose.
Kaynaklarımı mı açıklayayım? Bunu yapamayacağımı biliyorsunuz.
Je ne peux pas vous révéler mes sources.
Ben sana açıklayayım Fran.
Je vais t'expliquer, Fran.
Açıklayayım.
- J'ai compris.
- Bir şeyi açıklayayım evimin temiz olmasını isterken, Ray'den yardım istemem yanlış mı?
- Que les choses soient claires. Si je veux que ma maison soit propre, ai-je tort de demander à Raymond de m'aider?
İzin ver, açıklayayım.
Je vais t'expliquer.
İzin verirseniz Qatal yumuşakçasını açıklayayım.
Laissez-moi expliquer le mollusque Qatal.
Pekala, bırak da durumu sana açıklayayım.
D'accord, laisse-moi t'expliquer un truc.
- Müsaadenle ben açıklayayım.
- Moi, je vous explique.
Sana da açıklayayım. 16 yaşında değilim artık.
Je n'ai plus 16 ans, je ne vis plus avec vous.
Sana olan biteni açıklayayım.
Tu te sens bien et moi je me sens minable.
Nasıl yürüyeceğini de açıklayayım. Boynundaki zinciri çıkarır burun kıllarını uzatırsın, sonra da ikimiz beraber kanepeye ve normale döneriz.
Tu vas raccrocher ta chaîne, laisser tes poils de nez repousser et on va retourner sur le canapé et se sentir bien.
Patronunun İrlanda hakkında duygusal olduğunu düşündüğünü biliyorum, ben de öyleyim, ve bu ekibin iyiliği için nedenini açıklayayım.
Vous pensez que votre chef est un peu... trop sensible sur les questions irlandaises? Je le suis. Pour le bien de cette équipe, je vais vous dire pourquoi.
Grace, ben bir mankenim. O yüzden sana şöyle açıklayayım...
Grace, je suis mannequin, alors je t'explique.
Müsaadenizle size bir şey açıklayayım.
- le travail des professeurs. - Je vais vous expliquer.
Bunu senin için açıklayayım, Fred.
- Laisse-moi te montrer quelque chose, Fred.
Merak ediyorsanız nasıl olduğunu açıklayayım.
Non, je ne peux pas mentir.
Senin için açıklayayım mı? Evet.
Ok.
Açıklayayım.
Non.
- Bırak açıklayayım. - Bu yanlıştı? Daha hızlı olabilirdi.
Il fallait que je tire un coup comme un lapin et deux heures après, tu jouissais quand j'étais sous la douche ou que je dormais.
Ray, en iyisi sen de orada ol, ben ikinize de açıklayayım.
J'ai une meilleure idée. Tu n'auras qu'à être là et je vous l'expliquerai à tous les deux.
- Bırak ben açıklayayım.
J'ai honte.
- Açıklayayım.
Je vais vous expliquer.
- Açıklayayım.
Je serai bref.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]