Başka bir tane translate French
1,250 parallel translation
Onu yırtmak istiyorum. Başka bir tane göndereceğim.
J'aimerais la déchirer et en envoyer une autre.
Başka bir tane alabilirim.
Ce n'est qu'une voiture.
Başka bir tane ara yüz koyman için yenisini getireceğim.
- Remplacez-la. - Je vais d'abord soigner ses blessures.
Başka bir tane vereyim.
Je vais vous chercher un double.
Başka bir tane çalıp, onu iade edeceğim.
Je vais donc en voler un autre, puis le rapporter.
Hey bakın. Başka bir tane buldum.
J'en ai trouvé une autre.
Başka bir tane bulamayacağıma hemen hemen eminim.
Je suis certain que je n'en trouverai pas d'autre.
Hayır. Ama beni rahat bırakırsan başka bir tane alacağım.
Non, mais j'en prendrai un autre si vous dégagez.
Bana bunun başka bir tane daha "Erdem onun kendi ödülü" işlerinden biri olduğunu söyleme.
Ne me dis pas que la vertu va être ma récompense!
Bizim cahilliğimiz yüzünden zaten bir oğlumu kaybettim. Başka bir tane daha kaybetmeyi reddediyorum!
Notre ignorance m'a coûté un fils, je veux garder le deuxième!
- Başka bir tane ver.
- Un autre.
Başka bir tane daha var.
Il y en a un autre.
Ve öyle görünüyor ki sopasını kırdı ve başka bir tane sopa almak için yüreyecek.
Apparemment il a fendu sa batte. Il va en chercher une autre.
Çöpe atılan para. Gelecek yıl başka bir tane takıyorlar, bunun gibi.
Gaspillés, parce qu'un an après, on me l'a cassé.
Başka bir tane daha var.
J'en ai un autre aussi.
Başka bir tane alman fazla sürmez. - Çalman bile gerekmez.
Vous en aurez un autre bientot et vous n'aurez pas a Ie voler.
Başka bir tane olduğunu nerdeyse unutmuştum.
J'oubliais que vous en aviez une autre.
- O zaman başka bir tane getir.
- Trouvez-en un autre.
Başka bir tane! Başka bir tane yakalamışlar!
Il y en a un autre, ils en ont capturé un deuxième!
Ondan başka bir tane daha var mı?
Il y en a d'autres?
Ve başka bir tane daha olmayacak.
Je doute qu'il y en ait une seconde.
Başka bir tane denemek ister misiniz?
Elle a été refusée. En avez-vous une autre?
Eğer bu şeyle oynamak için bizi ziyarete gelirse... Başka bir tane daha getirmesi gerek.
Mais pas question qu'il joue avec quand il viendra!
Başka bir tane görmek ister misin?
Tu voudrais en voir un nouveau?
- Her zaman başka bir tane vardır, Armon.
- Evidemment.
Başka bir tane daha yazmak için sabırsızlandığına eminim.
Et ça te démange d'en écrire un autre.
Onu motora koy, ben başka bir tane bulacağım.
Met le sur le vélo. Je trouverai les autres.
Başka bir tane çek.
Recommence.
Kravatıma da bir şey dökmüşüm... Başka bir tane getiriver.
J'ai taché ma cravate, apportez-en-moi une autre.
Sana başka bir tane alırım.
Je t'en payerai un autre.
Sana başka bir tane vereyim.
Je t'en donne un autre.
Başka bir tane var mı?
Est-ce qu'il y en a une?
Madem onu bu kadar beğendin, sana başka bir tane daha söyleyeyim.
Puisque ce poème vous a plu, je vais vous en dire un autre.
Başka bir tane okuyacağım!
Je vais t'en dire un autre.
Başka bir tane daha alırsın!
- T'en achèteras un autre.
Sana başka bir tane alırım.
Je t'en achèterai un.
- Başka bir tane dene.
- Essaie encore. - D'accord.
Başka bir tane bulup tekrarlayalım, tamam mı?
Vous pouvez le refaire sur une autre machine?
Bana başka bir tane verin.
Une autre question.
Evet, bir de bana yarım hindi ve iki tane ellilik Bacardi... -... biraz buz ve başka... - Sakinleş artık!
Envoyez-moi une bouteille de whisky... deux bouteilles de rhum Bacardi... des glaçons, et voyons voir... quelques citrons, d'accord?
Bir cevap arayışında sorulan sayısız soru ki bu cevap başka soruları doğuracak ve sonraki cevap bir tane daha ve bu böyle devam edecek.
Questions innombrables en quête d'une réponse... une réponse qui engendrera une nouvelle question... et la réponse suivante engendrera la question suivante et ainsi de suite.
Sadece beş tane insanlı görev olduğundan, ilk inişleri yapacak başka bir guruba ihtiyaç olmayacak ki bu toplantının amacı da bu.
Donc, même si seulement cinq missions pilotées sont prévues... ça ne veux pas nécessairement dire que le 5ème groupe... effectuera le premier alunissage... ce qui m'amène au pourquoi de cette réunion.
Tabii insanlar yeni bir tane istemiyorlarsa, o başka.
A moins qu'ils en veuillent une autre.
Başka bir tane.
- Encore un.
3 tane çocuğunun annesi olan başka bir kadınla yaşıyor.
Il vit avec une femme. Ils ont eu trois petits enfants,
Ve eğer bir Solucan Deliğinden geçerek geldiysem... Geri dönmek için tek yapmam gereken, başka bir Solucan Deliği bulmak. Ya da bir tane yaratmak...
Donc si je suis entré par un vortex, le seul moyen pour repartir, c'est d'en découvrir un autre, ou d'en créer un.
Ondan başka bir tane daha var mı?
Il y en a un autre?
Eğer bir başka Fraiser varsa, tahminimce bizden de birer tane var.
s'il y a une autre fraiser, je suppose qu'il y a aussi d'autres vous et moi.
Senin bir tane kitap yazıp çok başarılı olduktan sonra başka yazamayanlardan olmadığını söyledi.
Vous n'êtes pas de ces écrivains qui ont un succès... puis une panne et n'écrivent plus jamais.
Bir tane daha. Başka hayvan aldım.
J'ai un autre animal.
Size başka bir tane getireyim.
Je vous en amène un autre.
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23