Başka bir yol bulmalıyız translate French
99 parallel translation
Başka bir yol bulmalıyız. Bu arada, hepsini Roma'ya Kardinal Hazretlerine götüreceğiz.
Nous allons porter le tout à Son Eminence à Rome.
Gant'i bir şekilde durdurmalıyız. başka bir yol bulmalıyız. Sözlerimin hepsi bu kadar.
Si on veut se débarrasser de Gant et arrêter ces tueries... on devra trouver une autre façon, c'est tout.
- Başka bir yol bulmalıyız.
- Il faut qu'on y accède.
Görünüşe göre Sandi'nin kontrol odasına giden başka bir yol bulmalıyız.
Il faudra trouver un autre chemin vers la salle des commandes.
Başka bir yol bulmalıyız.
On va devoir trouver un autre chemin.
Başka bir yol bulmalıyız.
On va trouver un autre moyen.
Yerini tespit edecek başka bir yol bulmalıyız.
Il faut trouver un autre moyen.
- Başka bir yol bulmalıyız.
- Il faut trouver une alternative.
- Yukarıya giden başka bir yol bulmalıyız.
- Il faut trouver un autre chemin.
- Başka bir yol bulmalıyız.
- Il faut faire un détour.
İçeri ışınlanmak için riske edemeyiz. Mokra'nın tespit edemeyeceği, başka bir yol bulmalıyız.
Il faut trouver le moyen de ne pas nous faire repérer.
Başka bir yol bulmalıyız.
Cherchons un autre moyen.
Başka bir yol bulmalıyız. Hadi.
II faut en trouver une autre.
Başka bir yol bulmalıyız.
Il faut trouver autre chose.
Başka bir yol bulmalıyız.
Cherchons autre chose.
Başka bir yol bulmalıyız.
- Trop risqué, il faut trouver un autre passage.
Başka bir yol bulmalıyız.
Il faut trouver une autre entrée.
Biz başka bir yol bulmalıyız onu korkututrsak bizi bir süpernovaya doğru sürükler.
Si nous l'effrayons, elle pourrait nous laisser tomber droit dans une supernova. Nous devons trouver autre chose.
- Başka bir yol bulmalıyız.
- Il faut trouver un autre moyen.
Başka bir yol bulmalıyız.
Il faut trouver une autre issue.
Başka bir yol bulmalıyız.
Il faut trouver un autre itinéraire.
- Başka bir yol bulmalıyız.
- On doit trouver un autre moyen.
Düşünelim. Alüminyum bulamazsak başka bir yol bulmalıyız.
Il faut trouver une alternative si on n'obtient pas d'aluminium.
- Başka bir yol bulmalıyız.
On doit trouver un autre moyen.
Belkide başka bir yol bulmalıyız.
Peut-être que nous pourrions penser à un autre plan.
Buradan çıkacaksak başka bir yol bulmalıyız.
Si on veut sortir d'ici il faut trouver un autre moyen.
Kendimizi dünyaya gösterişli bir biçimde duyurduğumuza göre bu tepeleri geçmek için başka bir yol bulmalıyız.
Bon, puisque nous sommes arrivés de manière si spectaculaire nous allons devoir trouver un autre chemin à travers les collines.
Eğer bu doğruysa... Başkan'a dava açmak için başka bir yol bulmalıyız.
Si c'est vrai, on doit trouver une autre façon de prouver sa culpabilité.
Dinamiti patlatmak için başka bir yol bulmalıyız.
Il faut trouver un autre moyen de sauter la dynamite.
Oradan aşağıya inemeyeceğiz anlaşıldığına göre başka bir yol bulmalıyız!
On ne peut pas l'amener en bas, faut trouver autre chose.
Kanatlanıp uçma pahasına bile olsa bu dağın etrafından başka bir yol bulmalıyız.
On trouvera une autre route, même s'il doit nous pousser des ailes.
Evet, başka bir yol bulmalıyız çünkü yatakta saklanamayız.
On doit en trouver une autre, car on se cache pas sur le lit.
Yani, buradan gitmek için başka bir yol bulmalıyız.
Donc on doit trouver un autre moyen de sortir d'ici.
O zaman başka bir yol bulmalıyız.
Alors on va trouver une autre solution.
Bu yüzden başka bir yol bulmalıyız. Evet.
- On doit donc trouver un autre moyen.
Federaller senin yargıca rüşvet vermeni bekliyorlar, yani sanırım davayı kazanmak için başka bir yol bulmalıyız.
Les Fédéraux attendent que tu soudoies le juge, donc... Je crois qu'on va devoir trouver un autre moyen de gagner cette affaire.
Eczaneye başka bir yol bulmalıyız.
Cherchons un autre accés à la pharmacie.
Başka bir yol bulmalıyız.
On doit trouver un autre chemin.
- Almak için başka bir yol bulmalıyız.
Il faut qu'on trouve un moyen. Ne vous en faites pas.
İçeri girecek başka bir yol bulmalıyız.
On doit se remettre en selle.
- Başka bir yol bulmalıyız.
On doit donc trouver un autre moyen.
Geminin içine dönmeniz için başka bir yol bulmalıyız.
Il faut trouver une autre entrée.
Evet, bu da onu oradan çıkarmaya yardım etmek için başka bir yol bulmalıyız demek.
Donc on doit trouver un autre moyen de le sortir de là.
Bundan kurtulmak için başka bir yol bulmalıyız.
On va devoir trouver un autre moyen.
Başka bir yol bulmalıyız.
Il y a une corniche, non?
Başka bir yol bulmalıyız.
Nous devons trouver un autre moyen.
Başka bir yol bulmalıyız.
Enterprise, ici Picard.
Eve dönebilmenin başka bir yolunu bulmalıyız. Orada başka olan yol ne?
- ll faudra trouver un autre moyen.
Peki, başka bir yapmak için bir yol bulmalıyız yeterince güçlü ve hızlı.
Tu dois trouver comment en refaire une efficace et rapide.
Başka bir yol bulmalıyız.
Nous devons les contourner.
Geri dönüp başka bir yol mu bulmalıyız?
On essaye de trouver une autre route?
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23