Bir yıl kadar önce translate French
532 parallel translation
Bir yıl kadar önce bu üç bey beni öldürüp gömdüler.
- Que signifie? Du calme! - De quoi vous les accusez?
Bir yıl kadar önce şu ağacı kesiyordum ki birden yağmur başladı.
Ilya un an,'ye coupafls set arbre, et il s'est mis é pleuvoir.
Buraya bir yıl kadar önce geldi. Spruce Sokağında Bn.
Il avait une chambre chez madame Hirsch.
Kararını verdiği akşam, sanırım Kirk'ün hayatının en talihsiz gecesiydi. Bir yıl kadar önce, Beverly Hills, California'da, hoş bir gece geçiriyorduk.
La nuit où il s'effondra, sans doute la pire qu'ait connue Kirk, a eu lieu il y a un an, à Beverly Hills, en Californie.
- Evet, bir yıl kadar önce. - İşte, buyurun.
Oui, il y a un an.
Bir yıl kadar önce, sana çok büyük bir iyilik yapmıştım.
Je t'ai rendu un service.
Bir yıl kadar önce, bir Alman devriyesine, yaralılarını hastaneye götürmesi için güvenli geçiş sağladım.
J'avais donné un sauf-conduit à une patrouille allemande... pour évacuer une partie de leurs blessés.
- Bir yıl kadar önce Paris'te.
A Paris.
Bir yıl kadar önce evlerindeki laboratuvarda çıkan yangında Dr. Kurt Zubrovnik yanarak öldü.
Il y a environ un an, Kurt Zubrovnik est mort brûlé dans un incendie de laboratoire chez lui.
Bir yıl kadar önce altın saati satmam icap etti.
J'ai vendu la montre, il y a un an.
Bir yıl kadar önce...
- Il y a un peu plus d'un an.
Arabaya binerken kafasına darbe aldı. O küçük arabalardan birine, kızının arabasıydı. Bir yıl kadar önce oldu.
Elle a pris un coup sur la tête en montant dans une de ces petites voitures, c'était la voiture de sa fille, c'est arrivé il y a presque un an, personne n'avait pensé que ça se transformerait en cette chose horrible.
Bir yıl kadar önce Hal Philip Walker adında bir adam bazı sorularla bir grup öğrenciyi heyecanlandırdı.
Il y a un peu plus d'un an, un certain Hal Phillip Walker a fait réfléchir des étudiants avec quelques questions.
Yaklaşık bir yıl kadar önce aramayı bıraktı.
Il y a un peu plus d'un an, elle a cessé d'appeler.
Bir yıl kadar önce Blaupunkt Üniversitesi'nde siyahların tarihiyle ilgili ders veriyordum.
Vois-tu, il y a un an, j'enseignais l'histoire des Noirs a l'université de Blaupunkt.
Nasıl? Bir saat kadar önce bir İngiliz... bayanla çay içiyordum. Onu gördünüz değil mi?
Je prenais le thé, il y a une heure... avec une dame anglaise.
Üç gün önce Moskova'dan korkunç bir kadın elçinin... gelmesine kadar her şey çok iyi gidiyordu.
Tout marchait bien il y a trois jours avant l'arrivée de cette horrible envoyée de Moscou.
Ushuaia Yüz yıl önce, İngiltere'nin çorak Yorkshire fundalıklarında, etrafındaki boş arazi kadar kasvetli ve ıssız bir ev yükseliyordu.
Sur la lande stérile du Yorkshire en Angleterre, il y a un siècle, se trouvait une maison aussi désolée que les terres alentour.
Uzun düz bir çizgi görüyorum, kıtayı boydan boya geçen. Kale zincirleri, ya da derinden akan nehir, ya da sıra dağlar yok Ama bir çizgi, yüz yıl kadar önce insan tarafından haritaya çizilmiş el sıkışılarak kabul edilmiş ve o günden beri korunmuş iki toplumu bölen bir sınır, dostça yapılan toplantıların zeminini oluşturan,
Je vois une ligne qui traverse un continent sans fortification, ni fleuve ni montagne, mais une ligne tracée, voici près d'un siècle, à l'amiable, et respectée depuis.
Öyledir. Dört yavrudan biri. Bir tekir bir ay kadar önce doğurmuştu.
L'un des 4 que Tabby a eus il y a un mois.
Ben Bayan Jacqueline'i bir hafta kadar önce gördüm. Erkek arkadaşımla gittiğimiz restoranda. Dante isimli küçük bir İtalyan Lokantası.
Je l'ai vue il y a environ une semaine, dans un restaurant où j'étais invitée, un restaurant italien appelé Le Dante.
Onu tanıyor olabilirsiniz. Bir hafta kadar önce buradaymış.
On l'a vue ici il y a une semaine.
Her şey, üç yıl kadar önce, yağmurlu bir öğleden sonrasında başlar.
Ça commence par un apres-midi de pluie, il y a environ trois ans.
- Bir sene kadar önce telefon etmiştim.
- Je l'ai appelé il y a un an.
Şu anda, gemi iki saat önce tam iniş yaptığı noktada hareketsiz bulunmakta. Ve şimdiye kadar içerisinde bir hayat belirtisi görülmedi.
Le vaisseau est immobilisé là où il s'est posé il y a 2 heures et on n'a décelé aucun signe de vie pour l'instant.
Amiral Wards'un bu emri bir saat kadar önce elime geçti.
Il y a environ une heure, j'ai reçu cette dépêche de l'amiral wards.
Birkaç yıl önce Schliemann adında bir alman gidip onu kralın hazinesiyle birlkte bulana kadar.
Il y a quelques années, un Allemand nommé Schliemann l'a trouvée. Il a aussi trouvé le trésor d'un roi, et pas par hasard.
Sekiz yıl kadar önce Baltimore'da bir davaya bakıyordum.
Je travaillais à Baltimore sur une affaire, il y a environ huit ans.
Beş yıl önce annesi ölünce çiftlik ona miras kalmış. Onu şu ana kadar getiren, 40,000 Dolara sattığı bir kaç yüz akrelik arazi.
Sa mère meurt, lui laisse un ranch avec peu de terres qu'il vend vite pour 40000 dollars qui le font vivre.
" Bir yıl kadar sonra, zamanından önce kocamış
" Bientôt ses cheveux grisonneront
Ordu İstihbarat, Albay Broderick hakkında... 2 yıl kadar önce, bir güvenlik soruşturması düzenlemiş.
Le S.R. a fait une enquête... sur le colonel Broderick.
Bu fosiller kanıtlıyor ki buna güçlü bir biçimde inanıyorum insanoğluna çok benzeyen bu yaratıklar 5 milyon yıl kadar önce Dünya üstünde yürüyordu.
Des fossiles qui indiquent que des anthropoïdes ont foulé notre sol il y a 5 millions d'années.
Bir yıl kadar önce.
Il y a un an.
Dört yıl kadar önce, ölümle sonuçlanan bir ameliyata katıldığımızı hatırlıyor musun?
Vous souvenez-vous de m'avoir assisté à une opération il y a quatre ans?
Bir akşam, yedi yıl kadar önce Harvard'daki bir Pentecostal toplantısına gitmiş sonra da kendini bir anda bilmediği bir lisanı konuşurken bulmuş.
Un soir, il y a sept ans, il a assisté à une réunion pentecôtiste à Harvard, et il s'est mis à délirer.
" Otuz yıl kadar önce, katil Doktor Grayson Oleg Graysinski adıyla Rus Bale grubunda dans eden önemli bir üyeydi.
" Il y a 30 ans, le meurtrier du Dr. Grayson, était un membre éminent des ballets russes, dansant sous le nom de Oleg Graysinski.
Bak ben hatırlıyorum, beş yıl kadar önce... bir tur atmak için birkaç saat alırdı ve... bir depo dolusu benzin gerekirdi.
Il y a cinq ans, ça prenait deux heures et un réservoir d'essence plein pour faire le tour du secteur.
Şey - 40 yıl kadar önce, kız kardeşiniz Harriet'in bebeğini herhangi bir iz bırakmadan evlatlık verdirdiniz.
Il y a quelques 40 ans, vous vous êtes arrangée... pour que le bébé de votre soeur soit abandonné.
Bir yıl kadar önce buraya gelmişti...
Elle est restée un an.
20 yıl kadar önce, Yi Feng isminde bir kız buraya geldi. O zamanlar Prenses Yin Chi 10 yaşındaydı.
Il y a environ vingt ans, une jeune fille est venue au Palais de l'eau magique.
Bir ara Russellville'de olduğunu hatırlıyorum. İhtiyar Charly Bowles. 15 yıl kadar önce.
A Russelville, Charlie Bowers, il y a 15 ans...
Profesör Çetin El yaptığı basın toplantısında bu güne kadar yeryüzünde eşine rastlanmamış bir meteor taşı bulduklarını ve bu taşın 7 ışık yılı önce parçalanan Kripton gezegeninden dünyamıza düşmüş olabileceğini açıkladı.
Le Professeur El Hetin a expliqué, dans sa conférence de presse, ce qu'ils ont trouvé une météorite unique et cette pierre aurait pu tomber sur la Terre à partir de la planète Krypton qui a été désintégrée il y a 7 années lumière.
Neredeyse bin yıl kadar önce Güney Amerika'daki, Anasazi halkı yılın en uzun gününü gözlemlemek için taş bir tapınak inşa etti.
Il y a mille ans, dans le sud-ouest de l'Amérique... les Anasazi élevèrent un temple... un observatoire pour contempler le jour le plus long de l'année.
Yaklaşık 15 milyar yıl önce görünür evreni oluşturan tüm madde ve enerji topluiğne başı kadar bir boyuttaydı.
Il y a 15 milliards d'années... toute la matière et l'énergie de notre univers... étaient concentrées dans un espace plus petit qu'une tête d'épingle.
Şimdi, Bu olağanüstü durum bir fırtınaydı. 18 saat kadar önce... Nimitz bu fırtınanın içinden geçti.
Ce phénomène, c'est l'orage que le Nimitz a traversé il y a moins de 18 heures.
Milyonlarca yıl önce, yüksek derecede zeki, boyutlararası bir ırk, hayatın anlamı üzerine yapılan atışmalardan o kadar bıktı ki, bu sorunu ilelebet çözmeye karar verdi.
Il y a des milliers de millions d'années, une race d'hyper-intelligences pan-dimensionnelles, en eut tellement marre des querelles perpétuelles sur la signification de la vie qu'elles décidèrent de s'asseoir un moment pour résoudre leurs problèmes une bonne fois pour toutes.
10 yıl kadar önce, uzun bir Varşova ziyareti esnasında, servet ve mevki avcısı olarak bilinen bir kadınla tanıştım, Irena Adler.
Il y a cinq ans, au cours d'une visite à Varsovie, j'ai fait la connaissance d'une aventurière très connue, Irene Adler.
Bir kaç yıl önce o kadar da kötü değildi.
Cela ne l'étais pas il y a quelques années.
Buraya bir buçuk yıl kadar önce bir kahve teknesiyle geldim.
Je suis venu ici sur un bateau chargé de café il y a un an et demi.
İki yıl önce, bir sabah o güne kadar, benim için tamamen bir yabancı olan Blessington adındaki bir adam ziyaretime geldi.
Un matin il y a deux ans j'ai reçu un homme s'appellant Blessington. Jusque là je ne l'avais jamais rencontré.
Gördüğüm kadarıyla oradan, 800 ya da 900 yıl önce bir adamımız vardı!
Il me semble qu'il y avait un homme de là-bas il y a huit ou 900 ans de cela.
bir yıl sonra 30
bir yıl önce 51
bir yıldız 18
bir yıl 90
bir yıl mı 27
bir yılan 29
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yıl önce 51
bir yıldız 18
bir yıl 90
bir yıl mı 27
bir yılan 29
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yerlerde 73
bir yere gitmiyorum 43
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yere gidemezsin 16
bir yolunu buluruz 32
bir yere gitmiyoruz 22
bir yudum 17
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yolu var 41
bir yere gitmiyorsun 28
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yere gidemezsin 16
bir yolunu buluruz 32
bir yere gitmiyoruz 22
bir yudum 17
bir yere kaybolma 21
bir yere ayrılma 38
bir yolu var 41
bir yere gitmiyorsun 28