English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir yıldız

Bir yıldız translate French

6,148 parallel translation
Burada büyük bir yıldız olacağına dair içimde bir his var.
Je pense que tu vas devenir une grande star, ici.
Anakin Skywalker ve Padawanı Ahsoka Tano... bir yıldız avcısı takımına liderlik ederek, kurtarmak için gezegene akın ediyorlar.
Anakin Skywalker et sa padawan, Ahsoka Tano, sont appelés à l'aide, alors qu'ils mènent un escadron de chasseurs vers la planète.
Hayatında bir yıldız olmayı terket!
arrête d'essayer d'être une star dans la vie réelle.
Bir yıldız olmak istemiyorum, Bir oyuncu olmak istiyorum.
Je ne veux pas être une star, je veux être une actrice.
Nihayet farkına vardığım bir şey var. Yeteneğin olsa da, dans eden bir yıldızın doğması için kargaşa gerekir.
J'ai finalement compris que, même avec du talent, il faut du chaos pour créer une étoile dansante.
Bir gün insanoğlu hiç bir yıldızı doğuramayacak.
Un jour, l'homme ne créera plus d'étoiles.
İşte bir yıldız böylece doğdu.
Et c'est comme ça qu'est née une star.
Buna inanamıyorum. Hope bir yıldız olacak.
Je peux pas y croire, Hope va devenir une star.
Hope bir yıldız olacak!
Hope va devenir une star!
Jonas Brothers'ın kalanlarını alan büyük bir yıldızım.
Je suis une grande star qui récupère les restes des Jonas Brothers.
Yapamayacağınız tek şey ; bir yıldızın sesini çalmak.
Le seul truc que vous pouvez pas faire c'est voler le grondement d'une star.
Trevor büyük bir yıldız.
Trevor est une grande star.
Hope bir yıldız olacak.
Hope va être une star. Je suis désolé.
Kızlara gelince de büyük bir yıldız olmanın nasıl olacağını hayal etmek istiyorlarsa bu zor zamanda onlara yardımcı olacaksa ne zararı olur?
Et concernant les filles, si elles ont envie de fantasmer un peu sur ce que ça serait d'être une star si ça les aide à traverser ce moment difficile, où est le problème?
Büyük bir yıldız olacaksın, olacak olan bu.
Tu seras une star, voilà ce qui arrivera.
Bir yıldız ilgileniyorsa, belki ama Daisy toplulukta. Hiç anlamlı olmaz.
Peut être que si une star était intéressée, mais Daisy est dans la troupe, cela n'aurait aucun sens.
Hakkıyla verilmiş bir yıldızın süratle bir aile işini yıkabileceğini biliyor musun?
Savais tu qu'une étoile bien placée peut détruire une quincaillerie familiale en un rien de temps?
Seni yönetim danışmanlığının lanet kıçının sivilcesindeki lanet olası bir yıldız işareti yapacağım!
Tu seras une putain d'astérisque sur un bouton du cul du conseil en gestion!
Midi-klorian, Yıldız Savaşları Bölüm 1 Gizli Tehlike filminde, Jedi'nin şovalyelerinin kanında bulunan kurgusal bir maddedir.
Les midi-chloriens sont une substance fictionnelle trouvée dans le sang des chevaliers Jedi tirés du film Star Wars Episode 1 : La menace fantôme.
Ön ve şakak kemiklerdeki kıvrımlı ve yıldızımsı kırıklara göre künt bir travma söz konusu.
Fractures en creux et en étoile aux os frontaux et temporaux suggérant un trauma par objet contondant.
Koltuğuma bir sakız yapıştırıldığını görmeye dayanamıyorum.
Je ne peux pas m'assoir Quand il y a du chewing-gum coller sur mon siège.
Evet, bu yaptığıyla Jodie Foster diye bir film yıldızını etkileyeceğini sanmış.
Ouais, en fait il pensait impressioner La star de ciné, Jodie Foster.
Merhum bir dalış yıldızı Zheng Jun.
La nouvelle victime est Zheng Jun star de la plongée.
Bak, Huang gibi bir polisle Onu bir pop yıldızı yapamaz, Çünkü o rol yapamaz.
Regardez, un flic comme Huang, ne peut pas faire un bon flic infiltré, ce n'est pas un bon acteur.
Sizi bir film yıldızı olarak istiyoruz!
Nous voulons que vous soyez la star de notre film.
# Film yıldızı bir köpek için hiç fena değil #
♪ Pas mal pour un film de chien ♪
Bir Spielberg filminde yıldız olabilir ama yine de sonunda bir sitcom dizide çılgın anneyi canlandırabilir.
Ils peuvent être des stars dans un film de Spielberg et finir par être la mère timbrée dans une sitcom.
Hope bir günlüğüne televizyon yıldızı oldu.
Hope a été la star d'une émission télé pendant une journée.
Sadece bir film yıldızı başarabilirdi.
Seul un acteur de cinéma peut le faire.
Yani bizim değil, ama bir arkadaşımızın başına öyle korkunç bir olay geldi ki yıkıldık.
Enfin, pas nous, mais un de nos nouveaux amis a eu un horrible accident, et nous sommes dévastées.
Pekâlâ, beş yıldızlı bir restoranda mı yoksa Cape Cod'daki bir kumsal partisinde mi olacağız?
Donc, je me demandais : restaurant 5 étoiles ou diner décontracté?
Bir nötron yıldızını bir anda yok etmemizi ve toplanan fotonlardan çok güçlü bir enerji ışını üretmemizi sağlıyor.
Il récolte l'énergie des photons en faisant imploser des étoiles à neutron!
Kaleido Yıldız Sistemi nötron yıldızlarını patlatarak çıkan enerjiyi güçlü bir ışık kaynağına dönüştürüyor.
Le système Kaleido Star détruit les étoiles à neutrons. Pour les transformer en une source de lumière extrêmement puissante.
Ve bir rap yıldızıyla mısır tarlasına inmemiz ve tek parça oluşumuz oldukça büyüleyiciydi, değil mi?
Et atterrir en catastrophe dans un champs de blé avec un rappeur sans se casser le cou... c'est plutôt magique, non?
İronik olacak ama ben de bir nevi TV yıldızı sayılırım.
C'est ironique que je devienne une star.
Çünkü son Chad Flanderman romanım öldürülmüş bir TV yıldızından ilham alındı.
Mon dernier roman sur Chad Flenderman s'inspire du meurtre d'une star télé.
Lanet olası bir film yıldızına benziyor.
Andy.
Sana bir altın yıldız.
Un bon point pour toi.
Ben bir altın yıldız alıyor muyum?
J'ai un bon point?
Başka bir rock yıldızı zamansız ayrılıyor.
Une autre rock star partie trop tôt.
Gerçek bir gökbilimci tarafından düzenlenen yıldız gözlemleme turu ve Beaumont Oteli'nin dans salonundaki Hayden Posner isimli bir bilim adamının konuşması.
Euh, une excursion d'astronomie mené par un actuel astronome. et un discours d'un scientifique nommé Hayden Posner, hum, dans la salle de bal de l'hotêl Beaumont.
Ve küçük kırmızı yıldızım, hâlâ bir yerde duruyordur.
Je dois encore avoir ma petite étoile rouge.
Güzel bir ikramiye olarak sınıfın yıldızıyla yatma şansın oldu.
Vous avez pu coucher avec l'étalon de la classe comme petit plus.
Bir ninja yıldızı gibi sana saldırıp kafanı mı kesecek?
Il va te sauter dessus comme un ninja, et te couper la tête?
Tamam, özel bir etkinlik derken pazartesi gecesi futbolu gibi mi yoksa halley kuyruklu yıldızı gibi özel bir durumdan bahsediyoruz?
Ok, on parle d'un moment spécial comme... le football du lundi soir? Ou comme la comète de Halley?
Yıldız Savaşları'ndaki gibi uydurma bir dil gevelesem?
Et si je fais du charabia dans une langue de Star Wars?
Emekli bir güvenlik görevlisi Cabo'daki dört yıldızı bir otelin güvenlik kamerası görüntülerini verdi.
Un agent de sécurité à la retraite a présenté un enregistrement d'un weekend en amoureux dans un 4 étoiles de Cabo.
İki yıldız daha kap, bir pizza partin olsun.
Oh. Deux étoiles de plus et tu as le droit à de la pizza.
Yani kısacası, bir alay Broadway yıldızının unutulmuş bir müzikalden söyleyeceği sıkıcı bir parçayı bir hikâyesi olan ve hareketli bir revüye döndüreceğiz.
Donc fondamentalement, on va changer ce qui serait une autre cavalcade ennuyante d'une star de Broadway chantant des numéros oubliés de sombres comédies musicales... en une revue avec une histoire et une agitation.
Aslında bir koşu yıldızı olması gereken bir kız var mesela.
Il y a une fille qui aurait dû être une championne d'athlétisme.
70 yıldır konuşmamanızın nedeni bir yanlış anlaşılma mı?
Tu veux dire que vous n'avez pas parlé depuis 70 ans juste à cause d'un quiproquo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]