Bu çocuk translate French
8,332 parallel translation
Neden özellikle bu çocuk peki?
Pourquoi cet enfant en particulier?
Bu çocuk Çin'de bir kasabada ortaya çıktı.
Ce garçon est apparu en Chine.
Ve içimde de, bir türlü uslu durmayan bu çocuk var.
Et il y a une gosse en moi qui refuse de se calmer.
Bu çocuk kayıptı o zamanlar.
Ce gosse était paumé, à l'époque.
Ergenlikten dolayı saçma şeyler yaşıyor ama bu çocuk mülayimdir.
Il traverse ces emmerdes parce-que c'est un ado, mais c'est un garçon bien élevé.
24 saattir babam olmana dayanarak söylüyorum ki... bu çocuk kesinlikle aile piyangosunu kazandı.
Basé sur les 24 heures où tu étais mon père, Je suis sûr que ce gamin a gagné à la loterie des meilleurs parents.
Bu çocuk Kaliforniya Eyaleti'nden daha mı önemli?
Ce gamin est-il plus important que l'état de Californie?
Bu çocuk, Josh, Sutton'da tam akademik bursluymuş.
Le gamin, Josh, a passé toute l'année scolaire à Sutton.
Cidde, eğer bu çocuk bir toparlanabilirse, Çok özel bir şey olacak.
Sérieusement, s'il arrête de faire des conneries, il va devenir quelqu'un.
Ben Şerifim ve bunlar da yardımcılarım. Bu çocuk ise bir hırsız.
ce sont mes adjoints et ce gamin est un voleur.
Hizmetinde bulunduğumuz karanlıkların efendisine sundun çocuğu, bu çocuk son bin yıl içindeki en değerli çocuktu.
Tu l'as donné à notre Sombre Seigneur que nous servons, et cet enfant a été chéri comme aucun autre en des milliers d'années.
Yani, bu çocuk gibi. Kafasını zorladı ve kırdı.
Comme ce mec, il a perdu pied et a craqué.
Bu çocuk arka kapıyı nasıl kullanacağını biliyor.
Ce gars sait comment utiliser la porte de derrière.
Bu çocuk da kim?
Qui est cet enfant?
Bu çocuk da kim!
Qui est cet enfant?
Bu çocuk bir harika!
Ce gosse est surprenant!
Bu çocuk yıllardır gördüğüm en yetenekli çocuk.
Ce gars est le meilleur talent que j'ai jamais vu depuis des années.
Ama anne bu çocuk bir fahişe ve sağlam ayakkabı değil.
Mais écoutes-moi, fiston. Le fait qu'elle se drogue n'a rien à voir avec toi.
Bu ucuz atlatmış çocuk nerede yaşıyor peki?
Où est ce chanceux gars?
Bu senin ispiyoncu çocuk.
C'est ta balance.
Ben onu iyileştirebilmek için ne gerekirse kullanacaktım çocuk da bize hizmet ederek bu zararı ödeyecekti.
Je faisais tout pour le soigner, mais il devait rembourser après.
Sheila, benle gurur duyacaksın. İyi bir çocuk bu.
Sheila, tu seras fière de moi.
Kate, eğer bu adam boşandıysa çocuk her zaman onda olmayabilir.
Tu sais, Kate, si ce gars est divorcé, ce n'est pas comme s'il avait l'enfant tout le temps
- Arabada bahsettiğim çocuk bu. - Baba.
C'est de lui que j'ai parlé dans la voiture.
Bu aralar birden fazla annesi olan bir sürü çocuk var.
Beaucoup d'enfants ont plus d'une mère de nos jours.
Ama bu gece, New York'a geri döneceğim ve evde beni beklerken televizyonun karşısında yemeğini yiyen 10 yaşında bir çocuk olacak.
Mais ce soir, je vais rentrer à New York, et je vais rentrer à mon appartement, et je vais trouver un garçon de 10 ans installé devant ma TV, en train de dîner.
Çok kolay olmayan bir başlangıçtan sonra bu iki çocuk arasında çok büyük bir dostluk ve yıllarca birlikte eğitim almaktan güçlü bir bağ oluştu.
Après un début difficile ces deux garçons ont développé une grande amitié. Un lien spécial formé par les années d'entrainement ensemble.
- Bu bildiğin çocuk pornosu.
C'est de la pornographie juvénile.
Hassas ve zeki bir çocuk bu.
C'est un garçon intelligent et sensible.
Çocuk parkına on adım mesafede bu yaşlı adamdan zorla para almaya utanmıyor musunuz?
Quel genre d'êtres humains vole l'argent d'un retraité à 3 mètres d'un parc de jeux?
Ama tabii bu Harold Price cinayetine kıyasla çocuk oyuncağı kalır.
Mais ca c'est un jeu d'enfant, Comparer à la peine pour le meurtre de Harold Price.
Onu öldürüp bizi cezalandırmak için. Çocuk hakkındaki gerçeği öğrenmek için ya da bunun gibi sayısız seçenek olabilir onu çığlıklarla cehenneme uğurladığımda bu sebeplerin hiçbir anlamı kalmayacak.
Pour la tuer, pour nous punir, pour apprendre la vérité sur l'enfant, peu importe laquelle de ces raisons, je la ferai avouer quand je la renverrai crier en enfer.
Ya bu sabah ki o çocuk?
Et le garçon de ce matin?
Bu bir çocuk kaçırma davası.
On dirait un kidnapping.
Bu gece Liv ve o çocuk ölecekti.
Liv et ce garçon étaient destinés à mourir ce soir.
Bu sebepten, çocuk mahkemesiyle karşı karşıya geldiler.
Donc ils ont renvoyé les charges devant le juge pour enfants.
Bana çocuk istediğini söylüyorsun,... bunun tanrının ellerinde olduğunu söylüyorsun ancak görünüşe göre bu işi Bayan Stopes'un deneyimli ellerine bırakmışsın.
Vous dites vous languir d'avoir un enfant, que c'est entre les mains de Dieu, mais vous semblez l'avoir mis entre les mains expertes de Miss Stopes.
Bence bu bir çocuk parkı.
Je pense que c'est un terrain de jeu.
Senin gibi çocuk peşindeki ödlek kaybedenler bu tuzağa her seferinde düşüyor.
C'est que les grands nuls comme vous, des lâches qui s'en prennent aux enfants, ils tombent à chaque fois.
İşte bu yüzden kocasının yanında olmalı. Çocuk gibi anne babasına kaçmamalı!
C'est pour ça qu'elle devrait être avec son mari et ne pas retourner chez ses parents comme une enfant!
Harika çocuk değil mi bu?
Eh bien si ce n'est pas l'enfant prodige.
Herkes bizim gibi değil Max, bu iş senin için çocuk oyuncağı.
Pas comme les gens comme nous, Max, toi tu en prends part à de multiples.
Bu kadar yeter aşık çocuk.
Ça suffit, l'amoureux.
Bu adamı teşhis edersen, yalanını açığa çıkarmak A için çocuk oyuncağı olur.
Si tu identifies ce mec, ce sera beaucoup trop facile pour "A" de prouver que tu mens.
Bu bir çocuk tabutu değil mi?
C'est un cercueil pour enfant, pas vrai?
Dedektif Wilson, bu bey FBI çocuk kaçırma ünitesinden Grady Smith.
Detective Wilson, c'est Grady Smith De l'unité d'enlèvement du FBI.
Bu bir çocuk partisi.
C'est une fête d'enfants.
Eğer çocuk dediğiniz gibi kabahatliyse, ki ben bu tür konularda Yüce Han'ın kararlarından asla şüphe etmem, o zaman ben de onun kadar suçluyum.
S'il est coupable des faits qui lui sont reprochés, et je n'ai aucune raison de douter du jugement du khan à ce sujet, alors je suis tout autant coupable.
Dev şeytan hakkında bir hikaye yazmış bu da çocuk gözüyle katilin tasvir edilmesidir.
Il a écrit une histoire à propos d'un géant, qui, du point de vue d'un enfant, est la représentation d'un tueur.
Çocuk da ele avuca sığmıyor bu arada.
Elle a été très occupée avec le gamin aussi.
Her zaman haklı olduğunu düşünüyorsun, neredeyse hep öylesin de ama beni oyun bahçesinden çocuk dışlar gibi dışlarsanız o zaman haklısın, bu iş uzun sürmez.
Vous pensez avoir toujours raison parce que vous avez presque toujours raison. Mais si vous continuez à me mettre à l'écart, comme les gamins cools de la cour de récré, alors tu as raison. Ça ne va pas marcher.
bu çocuklar 35
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocukları severim 21
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocukları severim 21
çocukken 158
çocuklara 23
çocuklar için 51
çocuklar nasıl 59
çocuklar iyi mi 22
çocuklar nerede 87
çocuklarım var 24
çocuklarla evde 16
çocuk yok 22
çocuk oyuncağıydı 17
çocuklara 23
çocuklar için 51
çocuklar nasıl 59
çocuklar iyi mi 22
çocuklar nerede 87
çocuklarım var 24
çocuklarla evde 16
çocuk yok 22
çocuk oyuncağıydı 17