Doğru değildi translate French
746 parallel translation
Bu doğru değildi tabii.
C'est faux.
Evet? Benim düşünceme göre bu mektup gösteriyor ki ; belki de onun ifadesi her yönüyle doğru değildi.
Cette lettre prouverait donc que sa déposition n'était pas tout à fait exacte.
Sizi ziyaret ettiğimiz o gece, ona yaptığım şey doğru değildi.
Quand je pense que je l'ai rossé!
Ayrıca, onların hiçbiri doğru değildi.
En outre, rien n'était vrai.
Tabii ki. Bu şekilde gitmesi doğru değildi.
Bien sûr, c'était mal de disparaître ainsi.
Biliyorsun, doğru değildi.
Non, ce n'est pas vrai et tu le sais.
O zaman söylediklerim doğru değildi, Susan.
J'avais tort quand je t'ai dit ça.
Yukarıdaki sözlerimi bağışla. Doğru değildi. Beni affedecek misin?
Je regrette ce que je vous ai dit tout à l'heure.
lvy, bir daha göremeyeceğim bir kızla yakınlaşma hakkında söylediklerim doğru değildi. Değil mi?
Je ne pensais pas ce que j'ai dit à propos de l'engagement.
Böyle bir durumda yazman hiç de doğru değildi.
Tu t'es nul en les écrivant.
Çok korkunç şeyler yaptı. Onlar doğru değildi, Jeff! Doğru değildi!
Il m'a punie pour une faute que je n'ai pas commise.
Carlota Sanchez gözcülük için bayanların uygun olmadığını söyledi. Bu doğru değildi. Belki de günahtı!
Carlotta Sanchez estimait que ce n'était pas la place d'une femme, que c'était mal, que c'était un péché.
Tahta geçecek bir veliahtı yok diye majestelerini bir erkek gibi yetiştirmesi hiç doğru değildi.
N'ayant pas d'héritier mâle, il l'a élevée comme un garçon. Voilà le résultat.
Bahse girmek doğru değildi zaten.
Ce n'était pas un pari honorable de toute façon.
Doğru değildi.
C'est faux, n'est-ce pas?
Demek ki, söylediğin hiç bir şey doğru değildi.
Mais alors... rien n'était vrai.
Bu sabahki şu köpek balığı hikayesi de doğru değildi.
Elle a inventé l'histoire du requin.
Doğru değildi. Seni seviyorum.
C'est faux, je t'aime.
İnkar edemezsin. Yaptığın doğru değildi.
Avoue-le, c'était pas bien.
- Buraya gelmeniz doğru değildi.
- Vous n'auriez pas dû venir ici.
Bu mümkün, ama böyle bir risk almamız doğru değildi.
On peut pas prendre de risque.
Çünkü doğru değildi.
Parce que ce n'était pas vrai.
Böyle parlayıvermem doğru değildi.
Je n'aurais pas dû m'emporter.
Doğru değildi.
Tu ne la pensais pas.
Bu arada, o teypte benim hakkımda söylenenler, doğru değildi.
Vous savez, ce qu'il a dit sur moi sur la bande, ce n'est pas vrai.
Doğru değildi, değil mi?
Ce n'est pas vrai, n'est-ce pas?
Yaptığın, hiç doğru değildi. Çok tedbirsizsin.
Ce que tu as fait est tres imprudent.
Özür dilerim efendim ama bunlar tam doğru değildi.
Ce n'est pas tout à fait vrai.
Mümkündür. Fakat bilgisayar yine de doğru değildi.
Mais l'ordinateur fait néanmoins une erreur.
Ancak, bu bilgi doğru değildi.
Il semblerait que nos informations aient été inexactes.
Söylediklerim doğru değildi.
Je ne pensais pas ce que j'ai dit.
Tamam, anlattıklarım doğru değildi.
Bon, ce n'est pas vrai.
Öyle gerekiyordu ama tek kelimesi bile doğru değildi!
C'est ce qu'on a dit, mais ce n'était pas vrai!
Bana korse alman da doğru değildi.
Tu ne devais pas m'acheter ces fleurs non plus.
İnsanların onun hakkında düşündükleri doğru değildi.
Ce n'est pas vrai, ce qu'on pensait d'elle.
İnsanların düşündüğü doğru değildi.
Ce n'est pas vrai, ce qu'on pensait d'elle.
Ama Bayan Stanley'in zavallı oğlum hakkında polise anlattıkları doğru sözler değildi, o yüzden bana yardım edin.
Mais ce que Mlle Stanley a dit à propos de mon garçon ne contient pas une once de vérité, Dieu m'est témoin.
- Biz ışık görmedik, bu da demek oluyor ki - - O odasında değildi. - Doğru!
Et si nous n'avons pas vu son bureau éclairé... c'est qu'il n'y était pas.
Ama o bana ait değildi : Ona doğru şeyleri verebilecek piyanist çocuğa aitti :
Sa place n'était pas auprès de moi... mais de son pianiste qui lui apportait ce qu'elle désirait vraiment.
Jennie katolik değildi ama teyzesi bir kız için en doğru yerin manastır olduğunu söylerdi.
Jennie n'était pas catholique, mais sa tante disait qu'il n'existait pas de meilleur endroit pour une fille.
Evet doğru Toulouse, benim babam bir Kont değildi.
Tu as raison. Mon père n'était pas comte.
- Doğru değildi.
Eh bien, ce n'était pas vrai.
Cherry sana yaptığım şey doğru değildi, sana öyle davranmak.
Ce que je vous ai fait n'est pas bien.
- Evet, doğru. O tek böbreği de iyi durumda değildi.
Et il était gravement atteint.
Doğru yer değildi arkadaşlarınla birlikteydin.
Ce n'était pas le bon endroit, tu étais avec tes amis.
- Evet, doğru. - Ama, benim hatam değildi.
- Dis-moi que je rêve.
Doğru, eski bir aktris olsa da ilgisi sırf oyuna yönelik değildi.
Vrai, mais son intérêt n'était pas principalement dans le jeu de... l'ancienne actrice quoiqu'elle puisse avoir été.
Eğer gelen kişi, eve doğru yöneliyorsa bu babamızdı. Yönelmiyorsa, o değildi. Ve bir daha hiç gelmeyecek demekti.
Si la silhouette tournait dans notre direction, c'était mon père, autrement ce n'était pas mon père, et ça voulait dire qu'il ne viendrait plus jamais.
Doğru kişi değildi ne de olsa.
Ça valait rien, hein?
- Evet. - Doğru değildi.
Je l'ai inventé.
Bu doğru, Bay Strang. Oraya gitme fikri AIan'ın değildi.
Ce n'était pas l'idée d'Alan.
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
değildir 62
değildim 75
değildin 22
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğruymuş 64
doğru bildin 42
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyorum 192
doğru mu anladım 18
doğruyu söyle 121
doğrulandı 46
doğruymuş 64
doğru bildin 42
doğru söylüyor 187
doğru değil 421
doğru mu söylüyorsun 24
doğru söylüyorum 192
doğru mu anladım 18
doğruyu söyle 121