English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Evet yaptım

Evet yaptım translate French

2,461 parallel translation
Evet yaptım. Yaptım. Öyle olmasına izin verdim.
Et c'est vrai, je l'avoue, je me suis reposé sur elle.
Evet yaptım.
Oui, je l'ai fait.
Evet yaptım.
C'est fait.
Evet, dostum. Kendim yaptım.
Oui, je les fabrique.
Evet, biraz plandan şaştım ama endişelenme. Ben ne yaptığımı biliyorum.
J'improvise, mais t'inquiète pas.
- Kesinlikle öyle bir şey yapmadım. - Evet, yaptın.
- Oh, je n'ai certainement pas fait ça.
Evet, sanırım onunla bir şeyler yaptım.
J'ai fait un truc avec lui.
Tamam, evet, bir hata yaptım. Ama Louis'te yaptı.
J'ai fait une erreur, Louis aussi.
Evet, kim olduğunla ve bu odada ne yaptığınla başlayalım.
Commençons par qui tu es et ce que tu fais ici.
Evet mesela beşli yaptığım zamanki gibi.
Oui, comme la fois où j'ai eu ce couple à Cinco.
Evet biraz güncelleme yaptım, ekran kartları falan.
Tu vas bien? Tu peux bouger?
Evet, sanırım öyle yaptım.
Je suppose, oui.
Evet, sanırım. Öyle yaptım.
Je l'ai gardé pour moi.
Şimdiye kadar okuduğuma bakılırsa, katil "Evet, ben yaptım" yazısını alnına dövme yaptırsaydı, bu dava ancak bu kadar kolay olurdu.
De ce que j'ai lu jusqu'à présent, cette affaire n'aurait pas pu être plus facile si le meurtrier avait eu "oui, je l'ai fait" tatoué sur le front.
- Gerçekten mi? Evet, verdi. Kesinlikle yaptı bunu.
il m'en a parlé.
Yapmam gerekeni yaptığımı biliyorum evet. Ama nefret ettim. Bu ekibe başladığımızda lider olmak istiyordum.
Et j-je sais que j'ai fait ce que je devais faire mais je déteste ça.
Evet, ve sanırım isteyerek mi, istemeden mi yaptıklarını bulabilirim.
Ouais, et je crois que je sais comment comprendre si c'était volontaire ou non.
Evet, şu andan itibaren tüm önemsiz kararlarımı zar atarak alacağım böylece zihnimi en iyi yaptığı şey için boşaltacağım, öğretmek ve şaşırtmak.
À partir de maintenant, toutes mes décisions anodines seront jouées aux dés. Ce qui libère mon cerveau pour lui permettre de sidérer le monde entier.
Evet, ve ben de hiçbir şeyin yapılmışına sahip olmadım,... bu yüzden kendim yaptım.
Ouais, et on a jamais fait de choses pour moi, alors je les fais.
Evet.Yaptım.
- Si, je l'ai dit.
Evet. Ne yaptığını sanıyorsun amına koyayım?
Mais putain, qu'est ce que tu crois que t'es en train de faire?
Evet, sanırım burada ne yaptığımızı unutuyorsunuz.
Ouais, je pense que tu oublies ce que nous faisons ici.
- Çocukken bende yaptım. - Hani ikimizde evet demedikçe bir şeyi kabul etmeyecektik ya, hayır.
- Je croyais qu'on faisait rien sans que l'on dise tous les 2 "Oui" "Non".
Temizlendiğimde yaptırdım, evet.
Dès que j'ai été clean.
- Ev ödevini yaptın mı? - Evet. Hepsini hem de.
- T'as faits tout tes devoirs?
- Bunu ben yaptım. - Evet.
J'ai pu venir.
Evet, bu yüzden kahvaltı yaptım ve büyük ihtimal bu yüzden hala açım.
C'est ce que j'ai eu ce matin, donc j'ai encore faim.
Evet, ama hile yaptım.
J'ai utilisé mon grille-pain.
Evet, ben de öyle yaptım.
Ouais, et c'est ce que je fais.
- Evet. 300 rezervasyonun olduğu en yoğun akşamda, teklifi sen yaptın.
Et un soir où on était complet, 300 réservations, tu m'as invité.
Evet ben yaptım ve ne düşündüğünü bilmek istemiyorum.
En effet, et votre avis ne m'intéresse pas.
Evet, ama bizim mesajlarımızın başkalarını ne kadar- - inciteceğini hiç düşünmedik, ve şimdi Edie Hala bizim yüzümüzden huzurevine gidecek, ve daha kötüsü, hepsini İsa lambasının önünde yaptık.
On a pas pensé aux conséquences, et Edie va aller en maison de retraite à cause de nous, et pire, on a fait ça devant "briquet Jésus".
Anlayamadım? Onun yaptığı benimkine göre daha kötüydü ve evet, rezil herifin teki.
D'accord, je t'avais pas tout dit, et c'était un peu un connard.
Evet, yaptım
Je l'ai fait.
- Evet, aramayı ben yaptım.
- Ouais j'ai passé ce coup de fil.
Evet, sanırım eski karımın bana yaptıklarından dolayı onu cezalandırıyordum ama o benim evliliğimdi, senin değil.
Oui, je suppose que je la punissais pour ce que m'avait fait mon ex-femme, mais c'était mon mariage et non le votre.
Hayır. Bana yaptığının aynısını yaptım. Evet, layıksın.
- C'est pas vrai.
Evet, oyuncakçıda yaptırdım sana.
Je l'ai fait faire pour toi.
- Evet, yaptım!
- Si!
Evet, ama bütün bunları ne kadar hatalı olduğunu göstermek için yaptım.
Oui, mais j'ai seulement fait tout ça pour te montrer que tu as complètement tort.
- Evet, makarna ve salata yaptım.
- Je m'occupe des pâtes? - Salade de pâtes.
Evet. Ben ne yaptığımı biliyorum.
Je sais ce que je fais.
- Evet, birazını da ben yaptım.
- Non, j'en ai fait une partie.
Evet, yaptığım şeye değecekse genelde endişelenmem hislerime engel olamadığım durumlarda endişelenirim.
En général, je ne suis pas nerveuse parce que je trouve qu'il faut l'être, mais parce que c'est plus fort que moi.
Evet, yaptım. İtiraf ediyorum!
Oui, j'ai pactisé avec lui, j'avoue.
- Evet, öyle. - Bütün gün öyle yaptım. - Biraz ama ilginç geldi.
Un peu, mais c'est intéressant.
Evet. Yaptım, değil mi?
Oui, je l'ai fait, n'est-ce pas?
Evet, biyokimya doktorası yaptım doktora sonrası virüs bilim ve genetik bilim bursu da aldım.
J'ai un doctorat en biochimie et des postdoctorats en virologie et en génétique.
Evet, her şeyi senin için yaptım dostum.
Oui, j'ai tout fait ça pour toi.
Evet, çünkü üçüncü sınıftayken yaptırdım.
Je l'ai fait faire en CE2.
Ama evet insanların önünde çıplak kaldım ve derslerden birinde iki kız benimle fotoğraf çektirmek istedi ve bunu yaptılar.
J'ai posé nu. Quelques filles dans l'une des classes ont voulu prendre des photos de moi, elles l'ont fait et...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]