Evlenip translate French
824 parallel translation
Cape Town'dan ayrılmıyorsun bile. Eğer onu bu kadar seviyorsan, neden onunla evlenmiyorsun? Evet, neden benimle evlenip beni İngiltere'ye götürmüyorsun?
tu quittes même pas cape town si tu l'aimes tant, mariez-vous on se marie et tu m'emmènes en angleterre?
Genç bayan, ne zaman evlenip çocuk sahibi olacaksınız?
"Jeune femme, quand allez-vous vous marier " et avoir des enfants à vous? "
Senin büyük bir sanatçı olduğunu anlayıp 6 sipariş veriyorlar, biz de hemen evlenip sonra tekrar boşanırız.
On dira que tu es un grand artiste. Tu auras six commandes de tableaux... et nous pourrons nous épouser et divorcer en un rien de temps.
Aslında benim evde kalıp başka bir çiftlik sahibinin oğluyla evlenip mutlu olmam gerekiyordu.
Mes parents voulaient que je reste là-bas, vous savez, et que j'épouse un fils de famille.
Herhalde artık evlenip barklanmaya hazırsınızdır.
Et vous pensez vous installer et vous marier?
Eğer evlenip bir yuva kurarsan sen de öyle olacaksın.
Tu le serais aussi si tu t'installais.
Şu an için olabilir. Evlenip çocuklarımız olunca biraz zor.
Attends d'avoir des enfants à charge et tu changeras peut-être d'avis.
Bu kadını seviyorsun ki evlenip, çocuklarıma analık yaptırıyorsun. Bu da çok sevdiğini gösterir.
Tu as voulu qu'elle soit ta femme et la mère de mes enfants, ça demande de l'amour.
Evlenip, gitmenden nefret ediyorum, Tray.
Tracy, je suis triste que tu t ´ en ailles.
Sanırım bugüne kadar çoktan evlenip yerleşmiş olmam gerekirdi.
J'aurais sans doute dû me marier, m'installer.
Onunla evlenip olayi örtbas edemez mi?
Et s'il répare en l'épousant?
Belki de parayı unutmam gerektiğini düşünüyorsundur. Annemi ve çocukları ve ödenmemiş faturaları, kirayı unutup Carlos Dominguez gibi fakir bir sersemle evlenip şişmanlamalıyım.
Je devrais peut-être ne pas penser à l'argent, oublier maman, les gosses et les factures, le loyer, et épouser un pauvre crétin comme Carlos Dominguez, grossir...
O da şu çocuğun annesiyle evlenip, kadının ailesi onu dışlayana kadar sürmüş.
le temps de s'y marier et d'être chassé par sa belle-famille.
Kızların evlenip düzen kurması gerektiğini düşünür.
Elle pense que les filles doivent se caser.
Görünüşe göre her gün aynı enayiler evlenip duruyor.
On dirait que les mêmes fous se marient chaque jour.
- Dinle bakalım! Benimle evlenip sonra da dışarı atamazsın!
Vous m'épousez et vous me jetez dehors!
Buradan, Shelby Carpenter ile evlenip evlenmeme konusunda kararınızı vermek üzere ayrıldığınızı biliyorum.
Vous vous êtes enfuie à la campagne * pour réfléchir... Savoir si vous épouseriez Carpenter ou non.
Sibyl'e benimle evlenip evlenmeyeceğini sordum. Sözümü çiğnemeyeceğim.
Comme promis, j'épouserai Sibyl.
- Bu yüzden de onunla evlenip bir köşeye çekildin.
C'est pourquoi tu l'as épousé. Tu as raccroché.
Biz ona iyi bakacağız ve sen evlenip, çocuk sahibi olana dek sağlıklı kalacak.
On prendra bien soin d'elle, et elle verra peut-être tes enfants.
Sevgilimle evlenip Kızılderili Gölü'ne balayına gittik.
Je me suis marié. On est allés en lune de miel sur le lac indien.
İkinizin evlenip balayına gitmenizi dilerim. O zaman ikinizin de dairesinde rahatça temizlik yapabilirim.
Mariez-vous et partez en voyage de noces... que je puisse nettoyer à fond.
Sen ise patronla evlenip yukarılara tırmandın. - Ama seni düşünüyorum.
Tu as épousé le patron.
Onun gibi biri güzel bir kızla evlenip... - bir eve, çocuklara ve...
Un type comme lui devrait épouser une belle fille... avoir un foyer...
Evlenip beraber gidebiliriz.
Nous pourrions nous marier et partir.
Evlenip, balayımıza Amerika'ya gidiyoruz.
Nous nous marions! Voyage de noces en Amérique. Qu'en dites-vous?
- Evlenip onları unutabilirsin.
Maintenant tu peux te marier et l'oublier.
Tabii. Neden ben evlenip lüks içerisinde yaşamıyorum, neden?
Et je pourrais me marier aussi!
Jerry'le evlenip evine taşındım, parasını yiyip çocuğunu doğurdum ama asla onun karısı olmadım.
J'ai épousé Jerry, vécu chez lui, dépensé son argent, porté son bébé, mais... Mais pourtant, je n'ai jamais été sa femme.
Onunla evlenip Kralı ve Michael'i gönderebilirdim...
Si j'épousais Flavia, j'enverrais le Roi et Michael au...
Erkenden evlenip böyle bir dükkan açsan iyi olur.
Marie-toi vite pour en avoir un comme ça.
Evlenip bir kulübe inşa edecektik... çocuklarımız olacaktı.
De l'épouser, de construire une cabane et d'avoir des enfants.
Ne zaman evlenip barklanacaksın, George?
Quand vas-tu te marier et te ranger, Georges?
16 yaşında evlenip çok mutlu olduğunu bildiğim kızlar var.
Beaucoup de femmes mariées à 16 ans sont très heureuses.
Benimle evlenip sürekli yaptığım şeyi yapmaya devam etmeme izin mi verecek?
Veut-il que je sois sa femme tout en continuant de faire ce que j'ai toujours fait?
Çok yakında evlenip oraya taşınmayı planlıyoruz.
Nous allons nous installer là-bas.
Evlenip ve payımı istemek bana... adil görünmüyor.
Ce n'est pas juste que je me marie, que j'abuse de lui et que j'exige ma part.
Evlenip yine gülmeye devam edebiliriz. - Örnekler var.
Même si je n'avais pas besoin de toi, tu as besoin de moi pour tenir tes paquets.
- Amy eninde sonunda evlenip ayrılacağız. Hepimiz.
Maintenant, Amy, vous aimez Alex, pas vous?
Evlenip bir aile kurmanın zamanı geldi de geçiyor bile.
Il est temps que tu te maries et que tu fondes ta propre famille.
Evlenip, çocukları bile oldu.
Ils sont mariès. ils ont des enfants.
Adamcağız hoş bir kadınla evlenip yuva kurmak için yanıp tutuşuyor.
Il meurt d'envie de s'installer avec une gentille femme... et d'avoir un foyer.
Eğer Inger ölürse... Anders ve Anne evlenip çocukların yuvası olana kadar, yaşamaya söz veriyor musun?
Si Inger meurt, promets-moi de vivre jusqu'au mariage d'Anders et Anne pour que les enfants aient un foyer.
Köhne bir kasabada aksi bir adamla evlenip, boy boy sümüklü çocuklar yetiştirmeyeceğim.
Je ne resterai pas vivre dans un petit bled à épouser un rouspéteur et élever plein de petits mômes crasseux.
Evet! Evlenip çocuk doğurmak.
Oui, me marier et avoir un enfant.
Evlenip balayına çıkmak için sabırsızlanıyorsun demek.
Vous avez hâte de vous marier et de partir en lune de miel.
Hemen evlenip doğuya gidebiliriz. Yaşlı bir adamı sırtından vurması için altı cani gönderen biriyle iş yapılmaz.
M. Vail, j'ai vu trop d'hommes mourir à la guerre pour qu'un seul me bouleverse.
Çiftliği satmayı, evlenip birlikte doğuya gitmeyi istemediğimi mi düşünüyorsun?
Tu ne crois pas que je veux vendre, t'épouser et t'emmener dans l'Est?
Matmazel ile evlenip onu aya götüreceğim ve orada bir mağara bulup... hep birlikte sonsuza kadar yaşayacağız.
Nous y vivrons pour toujours tous les trois.
O bahtsız kızla evlenip onu mutlu etmek istiyorum. "
Il nous a dit que tu étais à plaindre et que c'était une raison de plus de t'aimer.
- Niye burada evlenip gitmiyorsunuz? - Yoksa modası geçti mi?
Est-ce trop vieux-jeu de vous marier ici?
evleneceğim 37
evlen benimle 99
evlenmek istiyorum 28
evlenmek 36
evlenelim 31
evlenmeyeceğim 23
evleniyor 31
evlendim 66
evlendik 31
evleneceğiz 54
evlen benimle 99
evlenmek istiyorum 28
evlenmek 36
evlenelim 31
evlenmeyeceğim 23
evleniyor 31
evlendim 66
evlendik 31
evleneceğiz 54
evlendi 30
evlenmiş 17
evlen 31
evlendin mi 38
evlen onunla 28
evlenirim 17
evleniyoruz 34
evleniyorum 72
evlenecek misiniz 18
evleneceksin 25
evlenmiş 17
evlen 31
evlendin mi 38
evlen onunla 28
evlenirim 17
evleniyoruz 34
evleniyorum 72
evlenecek misiniz 18
evleneceksin 25