Güvenlik translate French
25,153 parallel translation
Araştırma ekibi, teknisyenler, güvenlik personeli, istasyondaki herkes, ben hariç.
L'équipe de recherche, les techniciens, le personnel de sécurité, tout le monde sur cette station, sauf moi.
Güvenlik kontrolünü geçmemizin hiçbir yolu yok.
Aucune chance qu'un de nous passe le contrôle de sécurité.
Sadece adamların sayısı arttıkça artmaya devam etti. Ve güvenlik için değildi, ordusunu kuruyordu.
Seulement le nombre de gars ne cesse de grandir et ils n'étaient pas là pour la sécurité, c'étaient des exécuteurs.
Her taraf güvenlik dolu.
C'est rempli d'agents de sécurité là-bas.
Güvenlik açığından dolayı yarın tekrar bir araya geleceğiz.
À cause d'une faille de sécurité, Je suis désolé, tout le monde, on se réunira de nouveau demain.
Güvenlik kameraları açıkça gösterdi ki önce odaya Dumpy...
Les caméras de surveillance montrent clairement Dumpy entrer, suivi de vous...
İddianız beni'Bir kızın güvenlik kılavuzu'na götürüyor.
Votre point de vue me mène à l'élaboration d'un "Manuel de Prévention" pour les filles.
Yani... bu da'Bir Kızın Güvenlik Kılavuzu'ndaki ikinci kuralı oluşturuyor.
Ce qui nous donne notre Règle n ° 2 du "Manuel de Prévention" pour les filles.
İç Güvenlik bu askeri malzeme dükkânı faturasını bana geri ödemek... -... zorunda kalacak bu arada.
Oh, euh, Homeland va devoir me rembourser cette facture du dépôt de l'Armée / Marine, en passant.
Yasak bölgeye girme girişimi güvenlik görevlisine saldırı...
Tentative d'accès à une zone limitée, attaque d'un garde de la station...
Bu, otelin güvenlik kamerasından.
Ça vient d'une caméra de surveillance de l'hôtel.
"Raza" nın güvenlik mekanizması bir android.
Le mécanisme de sécurité du Raza est un androïde.
Kendi kendime güvenlik önlemi olarak uyduruverdim.
C'est un petit système d'alarme que j'ai bricolé.
Dükkanda güvenlik görevlisi olarak çalışıyormuş.
Il assurait la sécurité de magasins.
Bir güvenlik görevlisi öldü ve o sadece güvenlik görevlisi değildi gerçek bir polisti.
Le garde de sécurité est mort. Et en fait, c'était un flic.
Yani, denizcilerle çevrili bir kaçış aracı olmadan güvenlik çemberinin millerce içinde olmaya benzemez bu.
C'est pas comme si on allait se retrouver dans un grand périmètre sécurisé sans véhicule pour se tirer, avec des Marines tout autour.
Askeri kablosuz sunucu ağındaki güvenlik açığı olan portlara bakacağım.
Je vais chercher les points vulnérables sur les réseaux militaires sans fil.
Yanımda İç Güvenlik'ten Ajan Cabe Gallo ve bağımsız bir ekip var.
Je suis ici avec l'Agent de l'Intérieur Cabe Gallo et une équipe indépendante.
- Kararlarımdan memnun değilsen İç Güvenlik atamanı değiştirsen iyi olur belki de.
Bien, si tu n'es pas d'accord avec ma prise de décisions, peut-être que tu devrais changer de mission avec Homeland.
- İç Güvenlik size bir araç bulabilir.
Homeland peut vous envoyer une voiture.
Paige, belki de İç Güvenlik aracının bizi bulabileceği bir yerde beklemeliyiz.
Paige, peut-être qu'on devrait rester dans un seul endroit pour que-que la voiture de Homeland nous trouve.
Belki de hackerler geminin güvenlik kameralarına bakmıyordur. Henüz ateş açılmadı.
Pas de tir pour le moment.
Cabe ve Tim İç Güvenlik'te rapor veriyorlar.
Cabe et Tim font un débriefing avec Homeland.
Ulusal güvenlik için çok önemli olan bir dönüşüm projesi üzerinde çalışıyorum.
Je travaille sur un projet de transmutation vital pour la sécurité national.
Şehrin güvenlik kameralarına bir tek STAR Labs'in erişimi yok.
S.T.A.R. Labs n'est pas le seul à avoir accès aux caméra de sécurité de la ville.
Güvenlik sorunları olduğu düşünülmesin diye örtbas etmeye çalıştılar ama bir bakın.
Ils n'ont rien dit de peur que les gens pensent qu'il y a des problèmes de sécurité.
Bu kayıt, Iron Heights'taki güvenlik kamerasından.
Ça provient d'une caméra de sécurité d'Iron Heights.
- Güvenlik sistemini tamir etmiştim.
Je jure que j'avais fixé le système de sécurité.
Kimliğini tespit edemeyelim diye güvenlik kameralarını indirmiş.
Il a désactivé les caméras, pour ne pas être identifiée.
Onu hiç bir güvenlik kamerasında göremiyorum.
Je ne le vois sur aucune des caméras de sécurité. C'est comme si il avait juste... disparu.
Sayın Başkan, güvenlik konusunu biraz daha ciddiye almamız gerek.
M. le Maire, nous devons prendre votre service de sécurité plus sérieusement.
Güvenlik istemediğimi söylediğimde gayet ciddiydim.
J'étais sérieux quand j'ai dit que je ne voulais pas de service de sécurité.
Sampson dışında güvenlik tarafından vurulup mermileri çıkarabilecek birini tanıyor musun?
Tu connais quelqu'un du côté de Sampson qui peut être visé par les tirs des gardes en évitant les balles?
Oliver, güvenlik ekibinin olduğunu biliyorum ama kafanda resmen hedef tahtası var.
Oliver, je sais que tu as des gardes du corps, mais c'est comme si tu avais une cible peinte sur ta tête.
Yine de güvenlik olması kötü olmaz.
Ça ne fait pas de mal d'avoir une ombre.
- Güvenlik kameraları.
- Les caméras de surveillance. - Je m'en occupe.
Sığınağın güvenlik kodlarını değiştirsek iyi olacak galiba.
Peut-être que l'on devrait changer les codes du bunker.
Güvenlik araştırmasını daha iyi yapmalıydım.
C'est à cause de moi. J'aurai dû faire un meilleur travail de recherche?
Güvenlik danışmanı olarak ismi geçiyor.
Elle est inscrite comme consultante en sécurité.
Diğer taraftan önce güvenlik.
D'un autre côté, la sécurité passe en premier.
Hangi ithalat şirketi 7 / 24 silahlı güvenlik ve biyometrik giriş sistemi kullanır ki?
Qui emploie de la sécurité armée 24h / 24 et un contrôle biométrique pour de l'export?
Size dün gecenin güvenlik görüntülerini gösterecektim ama sistemimize sızılmış.
J'espérais vous montrer la vidéo surveillance de la nuit dernière, mais notre système a été piraté.
Bay Noshimuri maksimum güvenlik kanadının yanındaki özel hücrede kalıyordu.
M. Noshimuri était placé en détention protectrice près de l'aile de détention de haute sécurité.
Halawa'nın güvenlik şefine göre, bu asla olmamalıymış.
Selon le chef de la sécurité d'Halawa, ça n'aurait jamais dû arriver.
Paranın yatırıldığı bankanın güvenlik şefiyle görüştüm.
J'ai vu avec le chef de la sécurité de la succursale d'où sont partis les virements.
Korkmayın, güvenlik şirketinden geliyorum.
Ne vous inquiétez pas, je suis de STS Sécurité.
OYİ, Hiller güvenlik sistemini inceledi.
Le CSU a effectué un diagnostic du système de sécurité des Hiller.
Her şey ev ağına bağlıymış. Termostattan, bebek monitörüne, güvenlik kameralarına kadar. Hatta kurbanın diz üstü bilgisayarı bile.
Tout est connecté au réseau, du thermostat, au moniteur du bébé, les caméras de sécurité, même l'ordinateur de notre victime.
Sahil Güvenlik gelip bizi kıyıya çekecektir.
Les gardes côtes viendront nous remorquer.
Tamam Abby, adada çocukları GPS'den takip eden tüm güvenlik şirketlerini ara.
Abby, entre en contact avec toutes les sociétés de sécurité de l'Ile qui font des traqueurs GPS pour enfants.
Vanessa, Şahingöz Güvenlik aracılığıyla Sara'yı izliyormuş.
Vanessa a utilisé une société appelé "Hawkeye Securité" pour traquer les mouvements de Sara.
güvenlik mi 20
güvenlik alarmı 24
güvenlik şefi 86
güven 68
güveniyorum 32
güvenli 94
güvende 82
güven bana 558
güvenli değil 43
güvenebilirsin 19
güvenlik alarmı 24
güvenlik şefi 86
güven 68
güveniyorum 32
güvenli 94
güvende 82
güven bana 558
güvenli değil 43
güvenebilirsin 19
güvenilir 40
güvendesin 88
güvenin bana 41
güvenli bir yerde 23
güvenli mi 42
güvende olacaksın 20
güvende mi 22
güvendeyiz 48
güvendesiniz 21
güvendesin 88
güvenin bana 41
güvenli bir yerde 23
güvenli mi 42
güvende olacaksın 20
güvende mi 22
güvendeyiz 48
güvendesiniz 21