Güvenlik şefi translate French
356 parallel translation
Güvenlik Şefi.
Koslovski, chef de la Sécurité.
Rus güvenlik şefi.
- Benz, de la Sécurité russe.
Bay Logan, havaalanı güvenlik şefi.
Voici M. Logan, chef de la sécurité ici, à l'aéroport.
Günahlarım yüzünden, donmuş Baltık boyunca, beni güvenlik şefi yaptılar.
J'ai été puni. Je suis le chef de la sécurité baltique.
Ne zamandan beridir güvenlik şefi görevindeyim?
Depuis quand devrais-je m'occuper d'affaires pénales?
Hepimiz kurallara uymalıyız. Onları öldürmemi emrediyorsanız, lütfen beni şimdi burada güvenlik şefi rütbesine yükseltin ve klan kurallarına bağlı olarak efendimizin maaşıma 500 koku, zam yapması için söz vermesini sağlayın.
Et le règlement exige aussi que si vous m'ordonnez de les tuer, dans ce cas, vous devez me promouvoir officier de la Garde, et augmenter mes émoluments, toujours selon le règlement.
Güvenlik şefi rayların temiz olduğundan emin olmak için trenin tamamının bizim önümüzden gitmesi için emir verdi.
Le capitaine de la garde a demandé que le train parte devant nous pour être sûr que la voie est libre.
- Güvenlik şefi konuşuyor.
- Ici le chef de la sécurité.
Güvenlik Şefi içeri giriyorsun.
Voilà, c'est ma femme, ta mère.
Güvenlik Şefi de bu yollardan geçip buralara gelmiş!
Bon, ça suffit avec ça.
Güvenlik Şefi, götür yüzüne biraz su çarp.
Elle est là! Enlevez-la.
Hadi ama Müdürüm. - Güvenlik Şefi, neler diyorsun böyle? - Kim bilir,..
Vous qui avez une carrière brillante, qui prenez bientôt votre retraite, vous ne pouvez pas comprendre.
Tobei adında bir güvenlik şefi onları defetmiş. Hepsi gitmiş.
Un policier qui a fait le ménage.
Yani güvenlik şefi Tobei'nin oğlu musun?
Tu es le fiston du policier Tobei?
Neyi anlamıyorsun? Güvenlik şefi Tobei'den bahsediyorsun. Ölene dek burada yasaları koruyacağım.
Je te répète que moi, Tobei, je ne renoncerai pas à ma charge jusqu'à ma mort.
Aranan bir adamı koruyan bir güvenlik şefi.
Le policier qui protège le fugitif. On aura tout vu.
Ichi! Güvenlik şefi Tobei ölmüş!
Ichi, Tobei est...
Güvenlik şefi Tobei'yi de sen öldürdün...
Tu as tué Tobei aussi?
Bir dakika. Eyalet Güvenlik Şefi Müfettiş Kolp üçüncü hatta.
M. Kolp, le chef des forces de police, sur le poste 3.
Güvenlik şefi koşumları hazırlasın. Bir kaza oldu. - Ne oldu?
Mon cocher vient d'avoir un accident.
Teğmen Uhura'dan Güvenlik Şefi Davison'a.
Lieutenant Uhura à l'officier de sécurité Davison.
Yeri gelmişken, Güvenlik Şefi olarak görev yaptığınıza göre, Konsolosluk personelinin giriş çıkışlarının kayıtlarını alabilirsiniz sanırım.
Comme vous êtes chargé de la sécurité, vous devez ficher les allées et venues du personnel.
Her şeyi anlatacak kadar zaman yok Tanya. Fakat patronunun güvenlik şefi Bahamadaki hesaplarını endüstri casusluğu ile dolduruyor. Ve şimdi de bir cinayetle.
En deux mots, le chef de la sécurité de votre patron est mouillé dans une affaire d'espionnage industriel et de meurtre.
Kocam buraya Comtron'un güvenlik şefi olmak üzere gelmişti. İşe yaramadı mı?
Mon mari a accepté le poste de chef de la sécurité chez ComTron.
Hayır, hepimiz yeni güvenlik şefi Wilson tarafından kiralandık.
On a été engagés par Wilson, le chef de la sécurité.
Güvenlik şefi olarak Jook Bo bize örnek olmamalıdır.
Zhu Po, le chef des gardes, a commis ce vol.
Güvenlik şefi olarak, Ben sadece rutin teftiş yapıyorum.
Je suis en charge de la sécurité. Je fais une petite inspection.
- Bu gerekli değil. Ben on yıl güvenlik şefi oldum ve sadece bıçak kullandım.
Quand j'étais garde, je n'utilisais que le couteau.
Jake Phillips, güvenlik şefi.
Jake Phillips, surveillant général.
Güvenlik Şefi olarak, ona...
Allons-nous rester là...
Yüzbaşı Worf, şu andan itibaren Vekil Güvenlik Şefi siz olacaksınız.
Lt Worf, je vous affecte au poste de chef de la sécurité.
Yüzbaşı Worf, şu andan itibaren Vekil Güvenlik Şefi siz olacaksınız.
- vous expliquer ce qu'il espérait? - Non.
Bu Pascal, güvenlik şefi.
Pascal, notre chef de la sécurité.
Ben Yüzbaşı Worf, güvenlik şefi.
Lt Worf, chef de la sécurité.
Güvenlik şefi.
Le chef de la sécurité.
Güvenlik şefi olarak, endişe etmek... benim görevim.
En tant que chef de la sécurité, mon devoir est d'être... inquiet.
Efendim, güvenlik şefi olarak, benim yerim sizin yanınız.
En tant que chef de la sécurité, ma place est à vos côtés.
Bayım, Ben Güvenlik Şefi, Fox
Monsieur. C'est moi, Renard, le chef de la sécurité.
- Peki neden o hala Güvenlik Şefi?
- Pourquoi est-il toujours à son poste?
Bu karantina herkesi sinirli yaptı Güvenlik Şefi.
Cette quarantaine met tout le monde sur les nerfs.
Muhtemelen haklısın, Güvenlik Şefi. Ama, elimde sadece sen varsın.
C'est probablement vrai, mais vous êtes mon seul recours.
- Güvenlik Şefi.
- Constable.
ve bir kez siz ve Güvenlik Şefi bizi tespit edince her şeyin biteceğini farkettim.
Je pensais qu'une fois localisés par le constable et vous-même, tout serait terminé.
Güvenlik Şefi sen misin?
Vous êtes le chef de la sécurité?
- Bizim için neyin var, Güvenlik Şefi?
- Du nouveau?
Bay Gerhard, Devlet Güvenlik Servisi'nin şefi.
- De la Police d'Etat.
Güvenlik Polis Şefi Gomalk en yakın arkadaşı Beyron Rurich'in batı yanlısı hükümetini devirmeyi planlıyor.
Chef de la police de sécurité, Gomalk prévoit de renverser l'État pro-occidental de son meilleur ami, Beyron Rurich.
- Güvenlik Şefi.
Comment allez-vous?
Çin Halk Cumhuriyetinin Güvenlik Güçleri Şefi olduğu söyleniyor.
On me dit qu'il est le chef des forces de sécurité... de la République Populaire de Chine.
Ben güvenlik şefi Wilson.
Ici Wilson.
Ben deniz, Güvenlik Şefi, Dobashi.
Je suis Dobashi de l'Agence de Sécurité.
sefiller 16
sefil 52
şefim 43
güven 68
güvenlik 301
güveniyorum 32
güvenli 94
güvende 82
güven bana 558
güvenli değil 43
sefil 52
şefim 43
güven 68
güvenlik 301
güveniyorum 32
güvenli 94
güvende 82
güven bana 558
güvenli değil 43