English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Güzel bir yer

Güzel bir yer translate French

1,873 parallel translation
- Kirk'ün fotoğrafları dünyayı olduğundan daha güzel bir yermiş gibi gösteriyor. Daha iyi bir yer.
Sur les photos de Kirk, le monde est plus beau que dans la réalité, il est meilleur.
Miami benim için güzel bir yer, sanatımda ustalaşmam için süper bir şehir.
Miami est un endroit formidable pour moi, un endroit formidable pour aiguiser mon art.
Sana söylemem lazım, Sheppard burası çok güzel bir yer.
Je devais vous dire, Sheppard... c'est un endroit magnifique que vous avez là.
Burası güzel bir yer.
C'est sympa cet endroit.
İçindekileri dışa dökebileceğin güzel bir yer burası, Jim.
C'est l'endroit idéal pour en parler, Jim.
Burası çok güzel bir yer!
C'est beau, cette campagne.
Hey çocuklar, kamp yapmak için güzel bir yer seçmişsiniz.
Cet endroit est parfait pour camper.
Açıkçası, tavanı güzel bir yer olmalı.
Mais je choisirais un beau plafond.
Ölmek için güzel bir yer.
C'est un bel endroit pour mourir.
Aşk için daha güzel bir yer bulamazsın.
Tu peux faire l'amour à peu près partout.
Buraya yakın güzel bir yer buldum.
J'ai trouvé un bon restaurant près d'ici.
Burası gayet güzel bir yer.
En fait c'est bien là.
Benim için ideal erkekle tanıştım. Yaşamak için güzel bir yer buldum, ve sen de tekrar evlendin.
J'ai rencontré l'homme parfait pour moi, trouvé un charmant endroit où vivre et vous, vous vous êtes remariée.
Taşınacak güzel bir yer buldun mu?
Tu sais où aller?
Çok güzel bir yer. Biraz kasvetli gerçi.
C'est magnifique ici, mais déprimant.
Ne kadar da güzel bir yer.
Quel parfait endroit pour traîner.
Çok ama çok güzel bir yer olmalı.
Apparemment c'est vraiment très joli.
Her yer kadar güzel bir yer.
Là ou ailleurs...
Ama Dick, dinsiz bir dünyanın daha güzel bir yer olacağını sen söylemiştin.
Mais Dick, vous m'avez dit que le monde serait meilleur sans religion.
polisler, hemşireler... dünyayı daha güzel bir yer yapmak için çalışmak.
Les policiers, les infirmières... rendant le monde meilleur.
Gerçekten, güzel bir yer.
L'endroit est parfait.
Bir çocukla yaşamak için oldukça güzel bir yer.
C'est vraiment extra pour les jeunes ces bureaux résidentiels.
Güzel bir yer.
Joli coin.
Eğer başka amaçla yapar gibi görünmeseydik, dünya daha güzel bir yer olurdu.
Si on en faisait autrement, le monde serait un endroit moins pénible.
Burası güzel bir yer.
- C'est un endroit bien.
Dünya bu kadar güzel bir yer değil.
Le monde n'est pas tout rose.
Göstermeye götürecek... Konuşmak için araba güzel bir yer değil.
- Ça te prouve... qu'une voiture n'est pas un lieu indiqué pour une conversation.
Yani, güzel bir yer değil.
Pas vraiment sympa comme endroit.
Mm mm! Burası güzel bir yer.
Quelle belle maison.
Artık çok geç. Hem çok güzel bir yer.
C'est trop tard, et c'est un endroit magnifique.
Amerika'yı yaşanası bir yer kılan bütün bu ayrımcılık karşıtı yasalara işte bu yüzden sahibiz. - Çok güzel Ariel.
... et donc nous avons toutes ces lois anti-discrimination qui font de l'Amérique un plus bel endroit.
Şey, görünen o ki, burası pek çok güzel kız görebileceğim bir yer.
Agent Eppes, il ne me semble pas m'être déjà faite draguer dans une salle de tirs.
Sıcak güneşli günler, serin meltemli geceler asla bitmeyen küçük şemsiyeli tropikal içkiler ve hepsinden önemlisi tatil anıları yaşamak isteyen genç ve güzel insanlarla dolu bir yer.
Des journées torrides, un petit air frais pendant la nuit, des cocktails à volonté avec des petits parapluies, et rien d'autre que de jeunes et beaux adultes à la recherche de souvenirs de vacances.
Burası güzel küçük bir yer.
C'est bien comme petit coin, ici.
Güzel şarabın ve güzel müziğin olduğu bir yer biliyorum.
- Je connais un endroit avec du bon vin et de la bonne musique.
Uzun ve güzel bir dinlenme için uygun bir yer olduğunu düşündüm.
Je me suis dit que l'endroit était idéal pour prendre un long repos.
Sana çalışmak için güzel ve sessiz bir yer veriyorum.
C'est un lieu calme pour travailler.
Çok güzel bir ortam hava güneşli her yer ışıl ışıl. Şimdi burada çok mutluyum.
Plus de trucs qui cognent pendant la nuit?
... ondan kurtulmaya çalışıyordun ya da ganimetinle o kadar gurur duyuyordun ki onu saklamak için güzel ve güvenli bir yer arıyordun?
ou vous étiez si fier de votre trophée que vous vouliez juste trouver un endroit sympa, à l'abri pour le cacher?
- Güzel yer. Bir daire için.
Bel endroit... pour un appartement.
Orası kadar güzel başka bir yer daha yoktur.
Il n'y a pas de plus bel endroit.
Güzel bir şehir sandığım bu yer aslında aptallar şehriymiş. Ve bu da beni aptallar kralı yapar.
Ce que je croyais être une grande métropole n'étais qu'une cité d'imbéciles, ce qui fait de moi le roi des imbéciles.
Hoş bir tabuttan güzel yer yok.
Une chambre guère mieux qu'un cercueil meublé.
Çünkü çok güzel bir yer.
- C'est si cool, tu n'as pas idée.
Aslında, çok güzel... bir yer var.
Tu sais, en fait, je connais... un endroit génial.
Güzel. Bunu patlayıcıya dönüştüreceğimiz bir yer bulmamız gerek.
Bien, on va devoir trouver un endroit à faire exploser.
İşinin yakınında oturman çok güzel fakat orası Juhee göre bir yer değil.
Oui, c'est pratique mais, il n'y aucun endroit pour Ju-hee.
Ne kadar kutsal bir yer! Bir yaratık nasıl bu kadar güzel olabilir ki?
Ce n'est pas un démon, elle est belle comme une déesse.
Jessica'nın vajinası gibi güzel bir şeyi aldın ve onu ayak sokulacak bir yer yaptın.
Tu as pris quelque chose de beau comme le vagin de Jessica et tu en as fait juste un endroit où mettre un pied.
Çiftlikte bir hafta boyunca "Görevimiz Moda" ile "Güzel ve Çirkin" izleyerek geçirdiğim esaretin ardından sonunda beni getirdiğin yer mısır festivali oldu.
Après une semaine de captivité dans la ferme, avec "Project Runway" et "Beauty And The Geek", pour seule compagnie, tu te décides enfin à me laisser sortir... - À la fête du maïs.
Güzel, eski bir yer.
C'est un lieu magnifique.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]