Güzel bir gün translate French
2,379 parallel translation
Geçip giden her gün, güzel bir gün.
Chaque jour ici n'est que bonheur.
Tanrım, ne kadar güzel bir gün!
Belle journée! Répétons le numéro.
Ne güzel bir gün!
Encore une belle journée!
Saat sabahın 7'si ve çok güzel bir gün olacak gibi görünüyor.
Il est 7h00, et il semble qu'aujourd'hui sera encore une belle journée.
Artık güzel bir gün olmayacak!
J'ai rêvé qu'il n'y avait plus aucune bonne journée.
Güzel bir gün.
Belle journée, hein?
Ama o gün o gün güzel bir gündü.
Mais ce jour-là... C'était une belle journée.
Çok güzel bir gün geçirmen dileğiyle. Bu akşamın gündeminde ilk olarak, şirketin kalkınması var.
D'abord, au programme de ce soir, nos projets de développement.
Selam arkadaşlar. Ne güzel bir gün değil mi?
C'est pas une journée fantastique?
Güzel bir gün geçirmek istersin ama bir rahat vermezler.
On veut passer une belle journée.
Güzel bir gün geçireceğimi sanmıştım ama bir rahat vermiyorlar ki.
Je voulais créer une belle journée. Mais elles ne me laissent pas faire.
Hadi ama. Güzel bir gün, Bones.
C'est une belle journée.
Hayır sadece birileri yüzmek için güzel bir gün olduğunu söyledi, bende geldim.
On m'a dit que c'était un jour parfait pour se baigner et me voilà. Kitty, je vais te faire une boisson fraîche.
Güzel bir gün.
C'est une belle journée.
- Olmak istediğim başka bir yer yok. Dışarıda çok güzel bir gün var.
Il n'y a nulle part ailleurs où je voudrais être.
Belki güzel bir gün geçiririz.
On sera inspirés à l'écriture.
Çok güzel bir gün.
Quelle belle journée.
Güzel bir gün ha, koca Perr?
Belle journée, hein, Perry?
Ne güzel bir gün!
Oh, jour béni!
Oldukça güzel bir gün oldu, bu yüzden umarız her şey yolunda gitmiştir.
C'est une belle journée, alors on espère que ça s'est bien passé.
- Evet, bu gerçekten güzel bir gün harikulade bir gün.
C'était une excellente journée.
Çok güzel bir gün değil mi Danny?
Quelle belle journée, non?
Gayet iyi. Düğün için güzel bir gün, ha?
C'est juste que... c'est un très beau mariage, hein?
Bugün korkunç güzel bir gün.
C'est une belle journée, bon sang.
Çok güzel bir gün.
C'est une belle journée.
John, annemle çıktığın için bugün sana güzel bir gün.
Joyeuse pour toi : tu sors avec ma mère.
Ne güzel bir gün.
Quelle belle journée.
Ve güzel bir gün olmamalı.
Ce ne devrait pas être une belle journée.
Sanırım hava düzeldi. Güzel bir gün olacak gibi.
Finalement, c'est une belle journée.
Filonun neresinde olursanız olun ben Gaius Baltar, size çok güzel bir gün diliyorum.
Où que vous soyez dans la flotte, Gaius Baltar vous souhaite une belle journée.
Güzel şehirde güzel bir gün ve güzel insan Metro Man'in onuruna buradayız.
Belle journée dans cette belle ville, où nous allons rendre hommage à une belle personne : Metro Man.
Saratoga Park'ta güzel bir gün.
- Une belle journée à Saratoga Park.
- Tamam, güzel bir gün geçir.
- Ok, bonne journée.
Çok güzel bir gün, Eddie.
Il fait beau aujourd'hui.
Evet, bugün güzel bir gün.
Oui, c'est un jour magnifique.
Güzel bir gün, Tabii bu tarz şeyleri seviyorsan.
C'est une belle journée, si vous aimez ce genre de choses.
Güzel bir gün geçir.
Passe une bonne journée Farren.
ne güzel bir gün.
Quelle magnifique journée.
Çok güzel bir gün geçirdik, mahvetmesen olmazdı!
On a passé une très bonne journée, et tu as tout gâché.
Bir gün dışarı çıktım ve Byron'u gördüm. Bu kızla beraberdi. Sadece güzel değildi.
Un jour, dans la rue, je vois Byron avec cette fille, si belle.
Güzel, çünkü bu üstündekinin bir gün daha çıkaracak hali kalmamış.
Bien, car ce pull n'aurait pas tenu un jour de plus.
Evet, evet. Bir güzel gün daha geçti.
Oui, encore un jour banal.
Güzel bir gün.
- Belle journée. - Un peu fraîche.
Güzel bir gün, değil mi?
- Belle journée, hein?
Bugün güzel bir gün.
Aujourd'hui, c'est une bonne journée.
Çok güzel bir hayattı ta ki ailem bir gün paramı kesene kadar.
J'ai eu une vie merveilleuse avant que mes parents me coupent les vivres, mais je me suis rendu compte par la suite
Güzel bir gün.
Magnifique journée.
Gezinti için güzel bir gün, değil mi?
Vous pensez pas?
Üzerinden 35 gün geçti ve güzel bir yolculuktu.
C'à © tait la belle à © poque.
Elbette kederli bir gün olacak ama aynı zamanda herkesin bir araya gelip onunla ve müziğiyle geçirdiği güzel anları paylaşacağı bir gün olacak.
Ça se passera comme ça. Ce sera un jour triste, mais qui rassemblera des gens qui diront : "Il nous a fait passer des super moments."
Güzel bir gün geçirin.
Bonne journée!
güzel bir gün olacak 16
güzel bir gün değil mi 24
güzel bir kadın 48
güzel bir kız 49
güzel bir sabah 27
güzel bir akşam 18
güzel bir gece 42
güzel bir ev 38
güzel bir yer 66
güzel bir şey 40
güzel bir gün değil mi 24
güzel bir kadın 48
güzel bir kız 49
güzel bir sabah 27
güzel bir akşam 18
güzel bir gece 42
güzel bir ev 38
güzel bir yer 66
güzel bir şey 40
güzel bir isim 64
güzel bir fikir 28
güzel bir parça 20
güzel bir soru 43
bir gün 730
bir gün gelecek 22
bir gün daha 22
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
güzel bir fikir 28
güzel bir parça 20
güzel bir soru 43
bir gün 730
bir gün gelecek 22
bir gün daha 22
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39