Hemen şimdi translate French
4,212 parallel translation
Hemen şimdi, sözleşmeye küçük bir madde ekledim.
De maintenant. Petite clause que j'ai ajoutée au contrat...
Hemen şimdi mi?
Là, tout de suite?
Hemen şimdi en çok neyi özlediğimi gösterebilirim.
Je peux te montrer tout de suite ce qui me manque le plus.
Hemen şimdi, Emily.
Maintenant.
Bekle... hemen şimdi mi?
Attends... là tout de suite?
- Hemen şimdi... sana biraz sıvı vereceğim ve sen de artık onları görmeyeceksin.
Et bien, dès que vous serez réhydratée, vous ne le verrez plus.
Tedavinin yeni aşamasına geçebilmemiz için belirtilerin kaybolması gerekiyor. Bu yüzden kemoya hemen şimdi ihtiyacın var.
Nous avons besoin de la chimio maintenant pour battre cette chose et être en rémission, afin que nous puissions procéder à la prochaine phase du traitement.
Tamam, bu işi hemen şimdi çözmeliyiz.
Ok on a besoin de trouver maintenant.
Hemen şimdi ara onu. Bana söylediklerini söyle.
Appelle-le tout de suite.
- Hemen şimdi gerçeğe ihtiyacımız var.
On doit sortir d'ici tout de suite.
Komiser Flynn ikinizi yemeğe çıkarmaya gönüllü oldu. Ama seni hemen şimdi annenin gözetimine bırakamam.
Le Lieutenant Flynn est volontaire pour vous amener diner dehors tout les deux, mais je ne peux pas te laisser sous sa garde tout de suite.
Üçünüz de hemen şimdi defolup gidiyorsunuz.
Vous sortez d'ici tous les trois immédiatement. Vous comprenez?
Hemen şimdi. Evimizi izliyorlar.
Ils surveillent notre maison.
İdam cezasıyla yargılanmamak karşılığında bize Emily Barlow'un yerini hemen şimdi söyleyeceksiniz.
En échange de la suppression de la peine de mort, Vous nous direz où Emily Barlow est tout de suite.
Evet, o kadar büyük ki hemen şimdi düzeltmezseniz Lamar Lewis ve Twilight Crips çetesindeki arkadaşları Anthony'i oğlunuzun vurduğunu düşünecekler.
Si grand, en fait, que si vous ne clarifiez pas ça immédiatement, Lamar Lewis et ses amis des Twilight Crips vont penser que votre fils a tiré sur Anthony.
Yani, hemen şimdi havaalanına gidersek röportajı geçekleştirebiliriz.
Si on va fissa à l'aéroport, on fait l'interview.
Hemen şimdi, Gray Donovan Decker'ın eski müdürü olacak.
D'ici une minute, Gray va être l'ex directeur artistique de Donovan Decker.
- Hemen şimdi... - Ben hamileyim.
- Je suis enceinte.
Onları hemen şimdi vurmalıyız.
On doit les attaquer maintenant.
Toplantıdaysa bile hemen şimdi onu arayabilirim.
Je peux l'appeler. Même si elle est en réunion...
Evet, hemen şimdi.
Ouais, tout de suite.
Hemen şimdi Tiandan'a ihtiyacı var.
Elle a besoin du Tiandan immédiatement.
- Hemen şimdi! - Kapa çeneni.
Faites-le taire.
Git çağır onu. Bay Harrow'u çağır. Hemen şimdi.
Appelez vite M. Harrow!
- Ne zaman? - Hemen şimdi.
Quand?
Hemen şimdi konuşmayı kesiyorum.
Je vais arrêter de parler maintenant.
Hemen şimdi çıkıyorum ofisten.
Je pars tout de suite.
- Hemen şimdi mi? - Evet, şimdi!
- Tout de suite?
- Evet. ... hemen şimdi sendika temsilcini çağır, sana bir avukat ayarlasınlar.
Appelle ton représentant syndical tout de suite, et demande-lui de te trouver un avocat.
Paranın geri kalanına hemen şimdi ihtiyacım var.
On a besoin du reste de l'argent dès maintenant.
Hemen şimdi yap.
Pourquoi attendre?
Benim hesaplamalarıma göre dünya hemen şimdi sona erecek!
D'après mes calculs, la fin du monde c'est... maintenant!
Hemen burada hemen şimdi onlara boğuşacağız.
Les combattre ici, maintenant.
Hemen şimdi mi?
Tout de suite?
Bu yüzden gerçeği senden duymalıyım, hemen şimdi.
Alors j'ai besoin d'entendre la vérité, tout de suite.
Seninle konuşmak istiyorum, hemen şimdi, burada.
J'aimerai te parler, tout de suite et ici.
Hemen şimdi burada sizlere bir söz vermek istiyorum.
Laissez-moi vous faire une vraie promesse, ici et maintenant.
Hemen burada şimdi başlıyor.
Ca y est, toute la nuit. Juste là, ça commence juste là.
Hemen simdi ikisini kafamda karistirabilirim.
Je peux mélanger ça dans ma tête. J'ai promis de rien dire.
- Şimdi hemen mi?
Tu veux un truc?
Hayır, şimdi çıktı ama hemen gelir.
Non, il vient juste de sortir, mais il va revenir.
Şimdi bana neler olduğunu anlatacaksın! Hem de hemen!
Maintenant, à toi de me dire ce qui se passe, bordel!
Herkes buraya toplansın, hemen, şimdi.
J'ai besoin de tout le monde, maintenant.
Isabelle. Hemen gitmemiz gerekiyor, şimdi.
Isabelle, nous devons y aller, viens.
Eğer onlara istediklerini hemen verirsek, söylecekleri : "Avans ödemesi için teşekkür ederiz, şimdi şu kadar daha istiyoruz" olacaktır.
Si nous acceptons leur premier montant de rançon, ils vous remercieront chaleureusement.
Hemen şimdi.
Maintenant.
Şimdi. Hemen.
Immédiatement.
Ron, hemen burada ve şimdi senin
Je vais essayer de ne pas essayer tout de suite maintenant.
Hemen simdi.
- Dani.
Tamam, bak şimdi, eğer bunu yapacaksak, hemen yapmamız gerekiyor, tamam mı, şeyden önce...
Bon, si nous devons faire ça, nous devons le faire avant..
Okumadan hemen silin şimdi.
Supprimez le tout de suite sans le lire.
hemen şimdi mi 34
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdilik 467
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdiden 33
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdilik 467
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdiden 33
şimdi ne istiyorsun 34
şimdi neredesin 37
şimdi gidiyorum 125
şimdi dinlen 19
şimdi ne yapıyor 40
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi de bu 52
şimdi ne yapayım 18
şimdi ne oluyor 28
şimdi neredesin 37
şimdi gidiyorum 125
şimdi dinlen 19
şimdi ne yapıyor 40
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi de bu 52
şimdi ne yapayım 18
şimdi ne oluyor 28
şimdi ise 87
şimdi anlıyorum 178
şimdi gitmeliyim 115
şimdi ne olacak 465
şimdi olmaz 798
şimdiyse 77
şimdi git 292
şimdi hatırladım 246
şimdi buradayım 29
şimdi nerede 159
şimdi anlıyorum 178
şimdi gitmeliyim 115
şimdi ne olacak 465
şimdi olmaz 798
şimdiyse 77
şimdi git 292
şimdi hatırladım 246
şimdi buradayım 29
şimdi nerede 159