Herkesin translate French
21,138 parallel translation
Burada her kitap vardır yazılmış her kitap, yazılmamış her kitap yaşamış herkesin he kitabı.
Tous les livres sont ici... tous ceux qui ont été écrits, tous ceux qui ne le seront jamais, tous les livres de tous les gens qui ont jamais vécus.
Görünen o ki, bu berbat hâlim herkesin mâlumu. Hak iddaya etmeye daha fazla alacaklı geliyor.
Il semble que mon sort soit devenu public, d'autres créanciers viendront réclamer.
Ve bu yüzden ben katılan herkesin bir gizlilik anlaşması imzalamasını istedim.
C'est pourquoi j'ai insisté pour que chaque personne impliquée signe... un accord de confidentialité.
Herkesin alev makinasına sahip olabileceğini söyleyen bölümden hemen sonra.
C'est juste après la partie qui dit que tout le monde peut avoir un lance-flammes.
Beni satın alan herkesin milyarlarca gönderisini okumak zorunda kalırsam, bitmeyen bir salaklık, iğrenç selfiler ve güney bayraklı doğum günü kek fotoğrafları deryasında, kalırım. Çıldırırım.
Si je dois lire les milliards de posts de ceux qui m'achètent, un flot incessant d'âneries, des selfies stupides ou des gâteaux sudistes, je deviendrai fou.
Herkesin bir hayatı olduğunun farkında ol.
Tu restes conscient que tout le monde a une vie.
- # Herkesin var seçme hakkı #
- ♪ Tout le monde doit choisir ♪
Herkesin bir zayıflığı vardır, sert adam!
Tout le monde a une faiblesse, dur à cuire!
Muhtemelen bu imkansız olduğu için, tek dileğim herkesin benim hatıra defterimi imzalaması.
Puisque c'est probablement impossible, mon seul vœu est que tout le monde signe mon album.
Elimi açtığımda iç güdülerim bana çevremdeki herkesin bana karşı olduğunu söylüyor.
Partager ma main avec quelqu'un va à l'encontre de chacun de mes instincts.
Herkesin bir gündüz işi vardır.
Tout le monde a un boulot.
Herkesin ölüme her an hazır olması gerektiğini düşünüyorlar.
Ils pensent que tout le monde devrait tout le temps être prêt à mourir.
Bir sonraki hamlen bu boktan gununun, herkesin son boktan gunu mu yoksa herhangi boktan bir gun mu olacagini belirleyecek.
Ta prochaine action va déterminer si ta journée de merde devient la dernière journée de merde de tous les autres, ou une journée de merde ordinaire.
Herkesin hayatında birisi vardır.
Tout le monde a quelqu'un.
Herkesin bir sorunu vardir.
Tout le monde a un truc spécial.
Max'in söyledigi gibi ; herkesin bir seyi vardir.
Comme Max l'a dit, tout le monde a un truc spécial.
Herkesin bana karşı cephe almasını sağladın. En azından işimi yapmama izin ver.
Tu pourrais au moins me laisser travailler.
Herkesin orada olduğunu söyledin.
Vous avez dit que tout le monde était là.
Bu firmada çalışan herkesin bulunduğu tüm davalar için mahkeme celbi çıkarmış.
Elle a effectué des assignations pour tous les documents que n'importe qui a touché au sein de la firme.
Herkesin yaptığı şeyi yaptım.
J'ai fait ce que tout le monde a fait.
Önemsediğim herkesin peşinden geliyorlar.
Ils sont après tout ceux à qui je tiens.
Herkesin işler kızışana kadar düşündüğü şey de bu bu yüzden Tanrı şahidim, eğer bu anlaşmaya Donna'yı bulaştırırsan projeni 20 sene boyunca davalara bağlamak için bütün bağlantılarımı kullanırım.
C'est ce que tout le monde pense jusqu'à ce que la musique s'arrête, c'est pourquoi si vous impliquez Donna dans cette affaire, alors que Dieu m'aide, je tirerai toutes mes ficelles pour emmener votre projet devant le tribunal les 20 prochaines années.
Yıllar geçtikçe herkesin yemeğe, yalanlara ve hırsızlığa olan iştahının azalmadığını görmek ne güzel.
C'est confortant de voir que l'appétit de tout le monde pour la nourriture, les mensonges et le vol n'a pas diminué au fil des ans.
Şimdi, çevremdeki herkesin bildiği gibi kaçak olduğu bu son dönem boyunca özel ajan Elizabeth Keen'e yardım ettim.
Maintenant, étant donné la publicité entourant l'assistance Je l'ai rendu à l'agent spécial Elizabeth Keen
Para aklama konusunda... Zorlu bir oyuncu önemli bir engel oyun alanından temizlemenin herkesin ilgisini çekeceği biri.
C'est un blanchisseur d'argent... un formidable joueur qui représente un sacré obstacle pour quiconque intéressé par nettoyer le terrain de jeu.
Theo sen de herkesin hak ettiği kadar mutluluk, neşe ve bir annenin şefkatini hak ediyorsun.
Theo, vous avez droit, autant que les autres, au bonheur, à la joie, à l'amour d'une mère.
Programı kullanan herkesin IP adresi listede.
L'adresse IP de tout ceux ayant déjà utilisé le programme
Şüphelileri herkesin gözü önünde tutacak bir alan istiyorum, lütfen.
Je vais avoir besoin d'un espace pour le suspect, quelque part en pleine air, s'il vous plait.
Neden herkesin zamanını almayı bırakıp benimle konuşmuyorsun?
Alors, arrêtez juste de gaspillez du temps et parlez moi.
Bay Falaa, herkesin sokağa inmesini sağlayın.
Il faut évacuer l'immeuble.
Ve eğer bunu tekrar yaparsan sana herkesin önünde cevap vereceğim
La prochaine fois, je te réponds en public.
Oraya vardığımda yakasına yapışmak istedim. Ve onu herkesin önünde utandırmak.
J'ai failli l'attraper devant ses collègues pour l'humilier en public.
Herkesin bana deli dediği o okula gitmem gerekiyor.
Je suis censé aller dans cette école où tout le monde me prend pour un monstre.
Herkesin bina dışına çıkmasını rica ediyoruz.
Pourriez-vous tous sortir dehors s'il vous plait?
Kart... telefon şirketinde herkesin mesajı bulunur.
La carte SIM... la compagnie de téléphone a des copies de tous les textos.
Biliyorsun, herkesin bir şeyi var. Herkes bir şeyi saklamak ister, saklanmayanın dışında.
Tout le monde a des choses, des choses secrètes, sauf que rien n'est secret.
Herkesin bir gündemi var.
Tout le monde a un programme.
Şu ana kadar o bahçede yürümüş olan herkesin DNA'sı çıkacak.
Et celui de tous ceux qui se sont promenés dans le jardin.
Herkesin olduğu kadar senin de güvenliğin için, Joe.
C'est pour vous protéger ainsi que tout le monde, Joe.
- Herkesin iyi olduğundan emin olmam gerek.
- Pour m'assurer que tout va bien...
Herkesin katılması şart.
Tout le monde devrait participer.
Herkesin bunu söylemesinden bıktım. "Kaybım."
J'en ai marre que tout le monde dise ça.
Herkesin odasına dönmesini anons et.
Renvoyez-les toutes dans leurs box.
Böyle durumlarda herkesin intikam istediğini, bir günah keçisi aradığını biliyorum.
Dans ces circonstances, je comprends que tout le monde cherche un bouc émissaire.
Herkesin sakladığı bir şeyler var.
Tout le monde a ses secrets.
Herkesin sakladığı bir şeyler var.
On a tous nos secrets.
Herkesin eninde sonunda kullandığı bir yer.
Utilisées par toutes les filles à un moment donné.
Herkesin korktuğunu biliyorum, tamam mı?
Je sais que vous avez peur?
Herkesin sevdiği Latin mafya patronu Saul Guerrero'nun da yasal olarak ilişkili olduğunu varsayıyorum.
Je suppose que ça comprend quelques transactions juridiques avec le chef de la mafia Latino populaire, Saul Guerrero.
Çalıştığım şirketin sahibi kendini ilah gibi görüyor, herkesin kanına girebilir.
Vaughn, le PDG, croit qu'il marche sur l'eau, qu'il peut charmer tout le monde.
Herkesin oyunculuğunu yükseltirdi.
Il a tiré le jeu de tous vers le haut.
herkesin ailesi 17
herkesin önünde 17
herkesin dikkatine 33
herkesin başına gelebilir 42
herkes 808
herkese merhaba 146
herkese 98
herkese günaydın 69
herkese iyi geceler 79
herkese selam 29
herkesin önünde 17
herkesin dikkatine 33
herkesin başına gelebilir 42
herkes 808
herkese merhaba 146
herkese 98
herkese günaydın 69
herkese iyi geceler 79
herkese selam 29
herkesi 62
herkese iyi günler 18
herkes gibi 80
herkese iyi akşamlar 52
herkesten 26
herkes burada 65
herkes gitti 42
herkes biliyor 94
herkes nerede 199
herkes iyi mi 133
herkese iyi günler 18
herkes gibi 80
herkese iyi akşamlar 52
herkesten 26
herkes burada 65
herkes gitti 42
herkes biliyor 94
herkes nerede 199
herkes iyi mi 133