Kesinlikle değilim translate French
363 parallel translation
Kesinlikle değilim.
Pas du tout.
O adam değilim, diyorsunuz. Kesinlikle değilim.
Vous dites ne pas être cet homme...
- Kesinlikle değilim.
- Certainement pas.
Benim bu işle bir ilgim yok, ben amatör değilim, kesinlikle değilim.
- Je ne suis pas un latin lover! - Mais si. Dites-le-lui!
Kesinlikle değilim!
- Pas du tout!
- Kesinlikle değilim!
- Tu parles!
"Kesinlikle değilim" diyecek kişi.
"Êtes-vous le Mouron Rouge?" il répond "Absolument pas!"
Kesinlikle değilim, efendim.
Absolument pas Altesse! Hourraaaa!
Kesinlikle değilim!
Rien du tout!
Hayır. Kesinlikle değilim.
Non, ça c'est sûr.
Hayır, kesinlikle değilim.
- Non... Non, c'est tout à fait hors de question.
- Kesinlikle değilim.
- Pas du tout.
- Kesinlikle değilim.
- Bien sûr que non.
Kesinlikle değilim.
- Pas du tout.
Ve kesinlikle ikinci sınıf bir şarlatan değilim.
Je ne suis pas un charlatan.
Doğru bildi. Kesinlikle sempatik değilim.
J'ai vraiment un point de vue défavorable.
Kesinlikle farkında değilim ve bence bunu söylemen büyük kabalık.
Pour le cas, ce serait vraiment inconscient, et je trouve que tu as un sacré toupet de me dire ça.
Kesinlikle kör değilim, Kay.
Je ne suis pas aveugle.
Kesinlikle yorgun değilim.
La dernière chose que je suis, c'est bien fatigué.
Ben hiçbir şeyin kralıyım! Kesinlikle kral değilim!
Je ne suis roi de rien du tout!
- Kesinlikle değilim ama en iyi yıllarımda değil. Tamam. - Sen sinirli olma.
Ramenez-Ies vers l'amour avec des gants de velours
Ve ben kesinlikle senin kölen değilim. "
Je ne suis pas votre larbin.
Bay Cosgood, ne olursam olayım, kesinlikle melek değilim!
M. Cosgood, quoi que je peux etre ou pas, je ne suis certainement pas un ange!
Kaptan, kesinlikle o şekilde anlatmış değilim, ama bunlar konunun somut yönleriydi.
Je ne dirais pas cela en ces termes, capitaine, mais les faits sont essentiellement là.
İhtiyatlı biri olabilirim, Bay Ennis ancak kesinlikle barışçı değilim.
Je suis peut-être prudent mais je ne suis pas un pacifiste.
Ben kesinlikle R'yim ama sizin hayal ettiğiniz R değilim.
Tu admets être R? Ne recommencez pas!
Öyleyse, kimin umurunda? Bir şey söyleyeceğim. Kesinlikle bu saçma arabanın üzerinde herhangi bir zaman kaybetme niyetinde değilim.
Je ne compte pas perdre le sommeil à cause de cette voiture grotesque.
Kesinlikle bu kadar kötü bir nişancı değilim.
Je suis loin de viser aussi bien!
- Kesinlikle Dr. Fleischmann değilim. Bir de siz başlamayın.
Vous n'allez pas vous y mettre!
Aptal olabilirim belki ama kesinlikle gerizekalı değilim.
Il m'arrive d'être stupide, mais je connais mon boulot.
Kesinlikle, hiç karşı değilim.
Je n'y vois aucun inconvénient.
Kesinlikle mazoşist değilim. Tam tersi.
Masochiste mon cul!
Kesinlikle değilim!
Ça non!
Bir taksi şoförünü canlandırabilirim ama kesinlikle öyleymişim gibi araba kullanmak zorunda değilim.
Je peux jouer les chauffeurs mais pas conduire comme eux.
Görünüşün seni aldatmasına izin verme. Ben kesinlikle onunla birlikte değilim.
Ne te laisse pas tromper par les apparences.
Farklı şeyler hakkında yaklaşık cevaplarım, olası inançlarım ve farklı kesinliklerim var, ama kesinlikle hiçbir şey hakkında emin değilim ve hakkında bilmediğim çok şey var.
J'ai des réponses approximatives et des croyances possibles, et divers degrés de certitudes à propos de différentes choses, mais je je suis absolument sûr de rien, et il y a plein de choses dont je ne connais absolument rien,
- Artık sizinle aynı fikirde değilim kardeşim. - Kesinlikle.
Vous dîtes que nous serons débarrassés des derniers vestiges du Goldsteinisme... quand le langage aura été nettoyé.
Kesinlikle Cary Grant değilim. Kim ne derse desin.
Je ne serai jamais Cary Grant, quoi que les gens disent.
Demek istediğim, kesinlikle, biraz problemimiz var.... hiç sex yapmaya da biliriz, ama sex yapmak zorunda da değilim.
Bon, d'accord, on a quelques problèmes... on ne fait pas l'amour, par exemple, mais ça n'est pas obligé.
Kesinlikle. Artık Dorothy'nin horlamasını dinlemek zorunda değilim.
C'est vrai, plus de ronflements!
Güzel. Çünkü ben... Şunu açıkça bil ki, sana kesinlikle bir şey söylemek niyetinde değilim.
Tant mieux parce que je tiens à ce que ce soit bien clair, je ne dirai que...
Ve kesinlikle de savaşçı değilim.
De toute évidence, inoffensif.
Kesinlikle bu kadar abaza değilim.
Ma petite dame, je suis peut-être fauché, mais pas à ce point-là.
- Bundan kesinlikle memnun değilim.
Je n'aime pas ça du tout.
Kesinlikle kız değilim, efendim.
Je m'y connais en cricket, je pète au lit... tout! Certainement pas!
Kesinlikle ben değilim!
Sûrement pas moi!
Kesinlikle ben de değilim!
Ni moi non plus!
- Lactose'a karşı dayanıklı değilim ve kesinlikle içemem.
Vraiment? Le lactose me tape sur les nerfs. Je ne le supporte pas.
Kesinlikle aynı fikirde değilim.
Je suis pas du tout d'accord.
Ne için olduğundan emin değilim, ama kesinlikle çok acıktım.
J'ignore de quoi, mais c'est une certitude, j'ai faim.
Grilka için kesinlikle, ama emin değilim bu Quark için nasıl uygun oldu.
Je ne suis pas sûre que ça l'ait été pour Quark.
değilim 815
kesinlikle 5985
kesin 462
kesin mi 31
kesinlikle evet 36
kesinlikle katılıyorum 22
kesinlikle o 21
kesin öyledir 33
kesinlikle öyle 374
kesinlikle yok 77
kesinlikle 5985
kesin 462
kesin mi 31
kesinlikle evet 36
kesinlikle katılıyorum 22
kesinlikle o 21
kesin öyledir 33
kesinlikle öyle 374
kesinlikle yok 77
kesin değil 26
kesinlikle var 22
kesin olarak 16
kesinlikle olmaz 293
kesinlikle hayır 440
kesin sesinizi 129
kesinlikle haklısın 167
kesinlikle doğru 100
kesinlikle efendim 40
kesinlikle harika 36
kesinlikle var 22
kesin olarak 16
kesinlikle olmaz 293
kesinlikle hayır 440
kesin sesinizi 129
kesinlikle haklısın 167
kesinlikle doğru 100
kesinlikle efendim 40
kesinlikle harika 36