Kırk iki translate French
168 parallel translation
- Kırk iki. - İş başına çocuklar.
Mettons-nous au boulot.
24 Nisanda kırk iki oldu.
Il a eu 42 ans le 24 avril.
- Kırk iki.
42 ans.
Yanılmıyorsam, kırk iki ya da kırk üç.
Quarante-deux ou quarante-trois ans, je crois.
Altı kere yedi, kırk iki.
Je vous donnerai 6 F par mois.
Kırk iki araba kendi adlarına konuşuyorlar. Hem arabalar hem de yarışmacılar için zor ve güç bir yarış.
C'est vous dire les difficultés de cette épreuve... qui a fatigué autant les pilotes que les mécaniques.
Maden ocaklarında kırk iki yıl, havada yankısı bile kalmadı.
42 ans dans la mine, et il n'a pas laissé le moindre écho dans l'air.
Kırk iki!
Quarante deux!
Kırk iki kere beş, neredeyse bir kitap, doğru mu?
42 multiplié par 5, ça fait le compte, non?
Oh, kırk iki.
42.
Kırk iki yıldır ordudayım ve bu sözü hiç duymadım.
Quarante-deux ans d'armée, et je ne connaissais pas cette phrase.
Kırk iki.
Quarante-deux.
... otuz üç, otuz dört otuz beş, otuz altı otuz yedi, otuz sekiz otuz dokuz, kırk kırk bir, kırk iki kırk üç...
Trente-trois, trente-quatre, trente-cinq, trente-six, trente-sept, trente-huit, trente-neuf, quarante, quarante et un, quarante-deux, quarante-trois...
Ben kırk iki giyerim.
Je chausse du 42.
Kırk iki tutuklama. Evet efendim.
Quarante-deux arrestations, oui.
Kırk iki!
- 42!
Tekerlekler tarafından bırakılan kırk iki izi çok iyi bilirim.
Je connais 42 traces de pneus différentes.
Kırk iki yıldır buradayız, mahallemiz o kadar da kötü değil.
42 ans dans ce quartier. Il n'est pas si mal.
Kaç yıl oldu? Kırk? Kırk iki?
Combien d'années?
Maratonda koşacağım. Kırk iki kilometre.
C'est un marathon. 42 km.
Kırk ruble. İki kişi için.
Quarante roubles et deux
Beş kızdan iki kız çıkarsa... gürültü yüzde kırk azalır.
Deux filles sur 5 : 40 % de bruit en moins.
Horace'a gerçekte hak ettiği yüzde otuz üç payın yerine yüzde kırk vereceğim. Tabii iki hafta içinde parası hazır halde eve dönmesi şartıyla.
je donnerai a Horace 40 %... au lieu du tiers qui lui revient... pourvu qu'il rentre et que son argent soit disponible d'ici deux semaines.
İki yüz elli kişi, on iki saat kırk üç dakika...
Deux cent cinquante personnes, 12 heures, 43 minutes...
Su haricinde bize lazım olan iki yüz öküz beş yüz domuz, yüz kintal tuz kırk ton un, on ton şeker, beş ton tütün, bir ton kahve kırk bin limonun suyu ve burada hiç şarap bulunur mu?
Il me faut de l'eau, 200 bœufs, 500 porcs, 100 quintaux de sel, 40 tonnes de farine, 10 de sucre, 5 de tabac, une de café, le jus de 40 000 citrons verts, et... y a-t-il du vin, de l'alcool?
Kırk iki 15 daha 57 eder.
Mes chevaux doivent être reposés.
Kırk iki,...
42.
... on iki bin dört yüz kırk bir.
Douze mille quatre cent quarante et une voix.
Kırk iki yıl önce.
42 ans.
Bir, iki, üç, dört. Kırk dolar.
32, 33, 34, 40 dollars.
Alex Haley'nin, ırkının yedi kuşağı üzerinde yaptığı on iki yıllık bir araştırma sonucu ortaya çıkardığı gerçek bir hikaye.
L'histoire vraie découverte par Alex Haley dans sa quête de 12 ans... à travers 7 générations de ses ancêtres.
- Kırk iki.
- Nous ne sommes pas français.
Şimdiye kadar kırk iki kuyu açtım.
C'est mon 42 puits que je fore.
Kırk iki!
42!
- İki cümle. Otuz altı ve kırk.
- Deux phrases :. 28 et 26.
Kırk iki yıllık.
42 ans d'âge.
İki cinayet, bir sülfirik asit püskürtme vakası, bir intihar ve çok sayıda hırsızlık olayı ; bu kırk greyn ağırlığındaki kristalize kömürün hatırı için yaşananlar.
Il y a eu deux meurtres, une attaque au vitriol, un suicide et plusieurs vols, tout ça pour un bout de charbon cristallisé qui pèse deux grammes cinquante.
Dört yüz kırk dokuz dolar ve yetmiiş bir, iki, üç sent.
449 dollars et... 71, 72, 73 cents.
Kırk iki.
Petit 42.
Seyahat süremizin yüz yirmi iki dakika kırk yedi saniye olduğunu göz önünde bulundurursak ve bir de rüzgarın saatte on dört nokta yedi mil şiddetinde estiğini diğer etkenleri ele alıp, sabit verileri bileşkelerine ayırırsak, ki bu iki derece çarpı iki kilometre demek yani iki artı iki eşittir...
Vu que le voyage a duré 122 minutes et 47 secondes, avec un vent de face de 14,7 noeuds, compte tenu des variables, ça fait 2 degrés pour 2 kilomètres. - Ça fait deux plus deux. Ce qui fait...
İki yüz kırk dönüm ha?
Quarante hectares, hein? Oui.
- Kırk iki.
- Quarante-deux.
Sadece iki dakika kırk sekiz saniyen kaldı.
Plus que 2 minutes et 48 secondes.
Peki bu durumda toplam paramız... iki bin kırk dolar ediyor.
Voyons, ça nous fait un total de 2040 $.
İki yüz kırk yedi numara.
247 ouest rue damen, appartement 2b.
Batı Damen caddesi iki yüz kırk yedi numaraya gitmeniz gerek. Ah, affedersiniz.
j'ai besoin que vous alliez à 247 ouest damen - excusez-moi.
Sizden, sizden batı Damen caddesi iki yüz kırk yedi numaraya gitmenizi istiyorum. Benim adım Brody. Bende biraz iş yapmaya çalışıyorum.
Allez au 247 west damen je m'appelle Emma Brody - que veux-tu que je fasse à ce sujet maintenant?
Kırk-iki, 38, koş!
42, 38.
Kırk sekiz. İki puanımı aldılar çünkü seksek oynarken sendeleyip çizgiye bastım.
On m'en a retiré deux parce que j'ai trébuché en jouant à la marelle.
Kırk sekiz bana, on iki sana. Altmış.
48 pour moi, 12 pour toi. 60 points.
On iki ve kırk dört.
12 mots, 54 lettres.
ikinci 72
ikın 61
ıkın 30
ikimiz 71
ikizler 58
ikiniz 72
iki tane 162
iki gün sonra 30
iki dakika 132
iki hafta sonra 31
ikın 61
ıkın 30
ikimiz 71
ikizler 58
ikiniz 72
iki tane 162
iki gün sonra 30
iki dakika 132
iki hafta sonra 31
iki kez 99
ikimizde 16
ikincisi 419
iki kere 86
ikinizde 56
iki saat 66
ikimize 16
iki kart 16
ikiniz de 254
ikimiz mi 17
ikimizde 16
ikincisi 419
iki kere 86
ikinizde 56
iki saat 66
ikimize 16
iki kart 16
ikiniz de 254
ikimiz mi 17
iki bira 67
ikimiz birlikte 20
ikili 30
iki gün 84
ikimiz de 70
ikinci olarak 82
ikinci kat 64
ikinci katta 29
iki mi 107
iki katı 19
ikimiz birlikte 20
ikili 30
iki gün 84
ikimiz de 70
ikinci olarak 82
ikinci kat 64
ikinci katta 29
iki mi 107
iki katı 19