Onu bulun translate French
776 parallel translation
Onu bulun ve buraya getirin!
Trouvez-la et amenez-la-moi!
onu bulun.
Trouvez-le!
Her neredeyse, onu bulun.
Il faut me le trouver.
Ama onu bulun!
Trouvez-le!
Onu bulun, diğerlerini de bulursunuz.
L'un d'eux, en tout cas.
Binlerce dil koparın, yeter ki onu bulun.
Délie les langues s'il le faut.
Bana onu bulun!
Trouvez-le-moi!
Onu bulun ve oraya ulaşmadan öldürün.
Tuez-le avant qu'il n'y arrive.
Onu bulun.
Trouvez-le.
Haydi şimdi gidip ona katılın. Saklandığı yere gidip onu bulun. Ayrıca da ona bir daha buraya hiçbir zaman dönmemesini söyleyin.
Allez le rejoindre là où il se cache et dites-lui de ne jamais revenir.
Koruluğu arayıp, onu bulun!
Fouillez les bois et ramenez-la-moi!
- Onu bulun.
- Trouvez-le.
Hemen dönerim, sevgilim. Şey, burada olduğunuza göre, Tanrı aşkına, onu bulun.
Maintenant que tu es là, trouve-le!
Yunanca'nızı cilalamak istiyorsanız, bir Yunanlı bulun ve onu cilalayın.
Tu veux rafraîchir ton grec. Eh bien, trouve-toi un Grec et rafraîchis-le.
Bulun onu.
Trouvez-le.
Onu bulun.
Trouvez-la.
Biraz halat bulun ve onu bağlayın.
Trouvez des cordes et attachez-le.
Bulun onu..
Trouvez-le.
Onu suçlayacak bir şeyler bulun.
- Il faut le coincer.
Hemen arkaya geçip onu bulun!
Empêchez-le de fuir!
Albay Julyan'ı bulun. Onu derhâl görmek istediğimi söyleyin.
Dites au colonel Julyan que je désire le voir.
- Onu siz bulun.
- À vous de le savoir.
Bulun, tutun, yaşayın onu!
Tu la cherches, tu la trouves, tu la ressens! La jalousie!
Daha da iyisi, gidip bulun onu.
Ou plutôt, allez donc le chercher.
Yerini biliyorsanız bulun onu.
Mais si vous savez où il se trouve, trouvez-le.
Onu bulun.
Trouvez-le!
Bir ambulans bulun. Onu buradan götürüyorum.
Faites venir une ambulance.
Nasıl kaçabilir? Bulun onu!
Cherchez-la, elle ne peut être loin!
Onu rahat bırak, konuşamıyor. Ağzından çıkan son söz Williams'ı bulun, seni öldürmek istdiğini söyledi.
il ne peut pas parler il a dit que Williams voulait vous tuer.
Her yeri deneyin, bulun onu.
Essayez partout mais trouvez-le.
Polis sizsiniz, onu siz bulun.
Vous êtes policier. A vous de trouver.
Bulun onu!
Trouvez-le!
- Onu bulun ve cezalandırın..
- Qu'allez-vous faire?
Labiche'i bulun! Yakalayın onu!
Trouvez-moi Labiche.
Bulun onu!
Il y a un intrus dans la maison!
Gidin ve bulun onu!
Cherchez-le.
- Kazanç için kasabada sattılar. - Bulun onu.
- Il l'a revendu en ville.
Bulun onu, kahretsin!
Trouvez-le!
Her neredeyse bulun getirin onu!
Trouvez-moi un prêtre!
Bulun onu!
Trouvez-Ie!
Bulun ve öldürün onu!
Cherchez-le et tuez-le!
Bulun ve öldürün onu!
Tuez-le!
Yüksek danışmanı bulun ve onu buraya ışınlayın.
Localisez le haut conseiller et téléportez-le ici immédiatement.
Onu hemen bulun!
Il faut qu'on le retrouve.
Pekala, hemen gidip bulun onu.
- Il peut pas être bien loin. Ecoutez-moi bien. Vous allez me le chercher.
Bulun onu.
Fouillez les corridors!
Bulun onu! Lütfen herkes ayağa kalksın.
Et maintenant, veuillez vous lever.
126, bulun onu.
- La 126. - La 126. Et que ça saute!
Bulun onu!
Appelez-la.
Komiserim, yapabileceğiniz bir şey varsa durmayın yapın, neredeyse bulun onu.
Inspecteur, si vous pouvez faire quelque chose, faites-le. - Allez le chercher.
Hemen bulun onu.
QU'ON LE RETROUVE À L'INSTANT.
bulun 25
bulun onu 95
bulun onları 22
onu bul 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
bulun onu 95
bulun onları 22
onu bul 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu biliyorum 95
onu bilmiyorum 36
onu buldun mu 57
onu ben yaptım 23
onu bana geri ver 25
onu bana verin 33
onu ben hallederim 27
onu buldunuz mu 44
onu buldun 29
onu buraya getirin 62
onu bilmiyorum 36
onu buldun mu 57
onu ben yaptım 23
onu bana geri ver 25
onu bana verin 33
onu ben hallederim 27
onu buldunuz mu 44
onu buldun 29
onu buraya getirin 62