Oraya geç translate French
182 parallel translation
Oraya geç de sana tanıtım yapayım.
Allez là, je vais vous montrer.
Bill, oraya geç.
Bill, va là-bas.
Kitaplığın oraya geç!
Dos aux livres!
Bekle, sen oraya geç, getiririm.
J'irai t'y servir.
Bırakın evine gitsin. Oraya geç.
Laissez les rentrer chez eux.
Oraya geç ve otur, ulan. Çantanı da yanına al.
Je n'ai pas d'argent, si c'est ce que vous cherchez.
Sen hırsızsın. Bu benim işim. Oraya geç.
Arrête ou je te descends.
"Oraya geç ulaşma endişesinin başladığı netleşmişti."
Il était évident qu'il s'inquiétait du fait que nous puissions arriver trop tard.
Pekala, simdi su arabanin oraya geç bakalim.
Allez, va vers l'auto.
Gel, içeri gel, oraya geç.
Entrez, ne soyez pas timide! Mettez-vous à côté des autres.
Tamam, herşey yolunda. Oraya geç.
Mettez-vous avec les autres!
- Oraya geç.
- Mets-toi là.
Oraya geç ve bir yere kımıldama.
Va là-bas et restes-y.
Oraya geç.
Là-dedans.
Oraya geç kalamayız.
On ne peut pas arriver en retard.
Oraya geç.
Vous, par là.
Oraya geç ve çocuklarının yaşgünü kutlamasına katıl.
Tu viens fêter l'anniversaire de tes enfants.
Kapıyı kapat ve oraya geç!
Ferme, et va à côté de lui.
O ölüyor! - Oraya geç!
- Va voir.
- Oraya geç ve bacaklarını aç.
Ecartez les jambes!
Oraya geç ve sik.
- Va donc baiser.
Oraya geç.
Entre!
- Beni oraya götürün. Bazen geç saate kadar çalışıyorlar.
Ils travaillent tard, parfois.
Er ya da geç hepimiz oraya gideceğiz Blackie.
Nous retournons tous d'où nous venons un jour ou l'autre, Blackie.
Oraya beş saat geç varacağım! - İyi! Gösteri tam sana uygun.
J'ai cinq heures de retard.
Gece geç saatte oraya ağır bir şeyler taşıdığını gören biri.
Je t'ai vu y porter de lourdes charges la nuit.
Onu İstanbul'da karşılayayım dedim, ama oraya vardığımda geç kalmıştım.
J'ai décidé de le rencontrer à Istanbul, mais quand je suis arrivé, c'était trop tard.
Geç oraya.
- Allez là-bas.
Ben, oraya, kitap raflarının arkasına çıkmıştım. Okumaya dalmışım. Saatin bu kadar geç olduğunu fark edemedim.
Je me suis laissé surprendre par le temps á lire vos livres.
Er ya da geç oraya varıyor.
Je veux que tu partes.
Er ya da geç oraya düşeceksin nasıl olsa.
Je me doutais bien que tu t'y retrouverais.
Yola yarın çıksaydık ne olacaktı, biliyor musun? Oraya bir ya da iki gün daha geç varacaktık.
Si on partait demain, on perdrait un jour ou deux.
Evet, her neye karar verirseniz verin, oraya şimdi inmek için çok geç.
Oui, quoi que vous décidiez, il est trop tard pour aller là-bas maintenant.
Haydi, geç oraya.
Viens, viens ici.
Doktora görünecek kadar kötü haldeysen oraya vardığında çok geç olacak.
S'il est gravement blessé, le temps d'arriver, il sera trop tard.
Oraya ulaştığımızda maksimum warp hızına geç.
- Téléportez-nous à bord. Passez à la distorsion maximum dès notre arrivée.
Çünkü insanlar nereye giderse gitsin, er ya da geç, kanun oraya gelir.
Où que l'on aille, tôt ou tard, on est rattrapé par la loi.
Oraya gelince biraz dikkatli olman gerekiyor. ve Ferrariden geç fren yapabilirsin orda.
Sois prudent en attaquant la bosse et tu pourras doubler la Ferrari au freinage.
Sanırım er ya da geç Gauche oraya gelecektir.
Eh bien, j'en ai déduis que Gauche se montrera là-bas à un moment donné.
Geç oraya otur.
Assieds-toi.
Er ya da geç oraya varacağız.
On arrivera bien là-bas un jour.
Peter, buraya geç. Ben de oraya oturayım.
Peter, asseyez-vous ici, je me mettrai là.
Geç babanın yanına otur, oraya yanına git.
Mets-toi à côté de papa... De ce côté-là.
Erkekler genelde daha geç geliyor, çünkü çalışan kızların oraya varmasını bekliyorlar.
Les bals se font généralement tard parce qu'on attend que celles qui travaillent arrivent.
Oraya gelip onu görmem lazım, ama geç kalacağım, çünkü burada kayboldum.
"Tarte au citron, gâteau aux pêches" Je dois aller la voir. Mais j'aurai un peu de retard parce que je me suis égaré.
Geç oraya.
Assieds-toi.
- Geç oraya. İşe koyul.
- Vas-y.
Geç oraya!
Sur le lit!
Oraya 2000 frank harcadım. Geç kalabiliriz. Aptallaşma tatlım.
Le restaurant ne nous grondera pas pour notre retard, chérie.
Maalesef, General Chang trafiğe takılacak ve füze liderlerinizi öldürdükten sonra oraya ulaştığında, hava kuvvetlerinin tüm İngiliz filosunu batırmasını engellemek için çok geç olacak.
Malheureusement... le général Chang sera retardé par des embouteillages et arrivera juste après le missile qui aura tué vos chefs.
Orada özel bir tuzağa girdim ve oraya gidip kendimi çıkartmam gerekiyor benim için çok geç olmadan önce.
Je suis tombée dans un piège et je voudrais en sortir avant qu'il soit trop tard.
geçmiş olsun 71
geçmiş 44
gece 187
geceler 19
geçmişte 40
geçti 458
geçmişi 24
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçmiş 44
gece 187
geceler 19
geçmişte 40
geçti 458
geçmişi 24
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
geçtim 30
geçici 24
gecikme 24
geçebilirsiniz 29
gece vakti 17
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçerli 17
geceleri 65
geçtim 30
geçici 24
gecikme 24
geçebilirsiniz 29
gece vakti 17
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçerli 17