Sımdı translate French
2,864 parallel translation
"Yere çakılma" sı ikinci en eğlenceli kısımdır.
S'écraser ça vient juste après voler.
Jacob Marley en sevdiğim kısımdı.
Jacob Marley était mon personnage préféré.
Tanrım, umarım bir hata yapmamışımdır.
J'espère que je n'ai pas fait d'erreur.
Belki yanılmışımdır.
Je me trompe...
Top dökmekte babam kadar ustayımdır.
Je suis aussi capable que mon père quand il s'agit de couler des canons.
Bahse girerim, seni yirmi kez falan aramışımdır.
J'ai du t'appeler 20 fois!
Ben hayatım boyunca muhtemelen 100,000'den fazla telefon görüşmesi yapmışımdır bunlardan % 1'i uygunsuz olmuştur diyebilirim.
J'ai passé, au cours de ma vie, sans doute plus de 100000 appels, dont peut-être 1 % étaient déplacés.
Belki de onları yırtıp şömineye atmışımdır.
- Oui je sais. - Je les ai... peut-être déchirés en mille morceaux et brûlés.
Benim arkadaşımdı ama peşime düştü.
Il était mon ami, mais il s'en est pris à moi.
O rüyalar, benim sırrımdı.
Ces rêves, c'est mon secret.
Müşterilerime her zaman büyük geri ödemeler kazandırmışımdır.
J'obtiens toujours à mes clients un gros remboursement.
İşi belli bir sürede bitirmek gerektiğinde her zaman daha iyi çalışmışımdır.
Et bien, j'ai toujours mieux travaillé quand j'avais une date butoir.
Jubal'la bir araya gelmediklerine hep şaşırmışımdır.
Je suis surprise qu'elle et Jubal n'est jamais été ensemble.
Şunu da itiraf edeyim ki aşağılık olanları tedavi etmede pek başarılı olamamışımdır.
Et je dois avouer... que je n'ai pas eu beaucoup de chance jusqu'ici à traiter avec le connard.
Herhalde ateş yakarken kullanmışımdır.
Tu as dû allumer le feu avec.
Umarım onu uyandırmamışımdır.
J'espère que je l'ai pas réveillé.
Evet. Bizim bir palmiye altına uzanmış, kaftanımızın içinde mohito içiyor olmamız lazımdı.
Oui, on devrait... être sous un palmier en caftan, à siroter un mojito.
Biraz dalgın olduğumu söylerler belki de bir şeyi atlamışımdır.
A... Attends... Il parait que je peux être un peu lunatique, donc peut-être que je rate quelque chose ici.
Her zaman sınırların nerede bittiğini bulmaya çalışmışımdır.
J'ai toujours essayé de comprendre où sont les limites.
Çünkü bir gün önce sabah / gece 9 veya 10 gibi yatmışımdır.
Parce que je suis allé me coucher à environ 9 ou 10 heures la nuit / matin d'avant.
O, sizi o lanet kardan adamla gitmekten alıkoymak için atılmış cesur bir adımdı!
J'ai bravement essayé de vous empêcher de partir avec ce maudit bonhomme de neige.
Umarım hayal kırıklığına uğratmamışımdır.
J'espère que je n'ai pas déçu.
Bu benim açılışımdı Germain!
C'était mon vernissage.
- Siktir et, bilmem lazımdı.
Elle a dit ce qui s'est passé?
Onu hep kıskanmışımdır biz çocukken bile.
J'ai toujours été jaloux de Keith, même quand nous étions enfants.
Belki de doldurmamışımdır çünkü uçan bir dürüm bana çarptı.
Peut-être pas. Car on m'a lancé de la bouffe mexicaine.
İddiaya girerim iPod'undaki şarkıcıların yarısının kariyerini ben başlatmışımdır.
La moitié des gens dans ton iPod est connue grâce à moi.
Belki de çok geç kalmışımdır.
Peut être que c'était trop tard.
Belki de yıkamamışımdır!
Peut-être pas!
* Soho'dan Brighton'a, oynamışımdır her birini *
♪ From Soho down to Brighton ♪ ♪ I must have played them all ♪
Senden hep hoşlanmışımdır.
Je t'ai toujours aimé.
Bir çok belirsiz kısımda uzmanımdır.
Je suis un expert dans le sombre domaine de beaucoup de choses.
Yakışıklıyımdır.
Blond, beau mec.
Senin birlikte olduğun kadar çok olmamışımdır, eminim.
Quelques-uns. Bien moins que toi, sans doute.
Gitmesi lazımdı. Ama senin yüzünden döndü. Şimdi onunla konuşmam gerekiyor.
Elle était censée s'en aller, mais maintenant à cause de toi, elle est revenue, ce qui veut dire que maintenant je vais devoir lui parler.
Umarım seni kötü bir zamanda yakalamamışımdır. Hayır.
J'espère ne pas te déranger à un mauvais moment.
Bu benim tramplenden ilk atlayışımdı, bir daha atlayacağımı hiç sanmıyorum.
C'était la première et la dernière fois que je sautais du haut plongeoir.
Bak, geçen gün biraz garip davrandığımın farkındayım, ve umarım seni korkutmamışımdır. Sadece yardım etmek istediğini biliyorum, ve seni incittiysem, üzgünüm.
Ecoute, je sais que j'ai été un peu bizarre l'autre jour, et j'espère que je ne t'ai pas effrayé je sais que tu essayais juste d'aidé, et si je t'ai blessé, je suis désolé
Bana da yakışıklı ve adaleli bir denek lazımdı.
J'ai besoin d'un cobaye séduisant et costaud.
Eminim işe geç kalmışımdır.
Oh. Je suis sure je suis en retard pour le travail.
- Evet, normalde en az üç parti için... -... ayırtılmış olmaları lazımdı.
D'habitude, c'est réservé aux groupes de trois minimum.
- Rahat bin kere kaymışımdır.
Si, si, au moins mille fois.
- Belki de gezegenler arası göt savaşları okulu resminin üzerini boyamaktan sıkılmışımdır.
- L'ennui. Pendant que je repeignais ton temple stellaire porno.
Kim bakar mısın? Bak, ben dün için özür dilemek istemiştim. Umarım başına çok dert açmamışımdır, ben sadece...
Je suis désolé pour hier, j'espère que tu n'as pas eu trop d'ennuis.
Belki de belki de ben bu işte iyi değilimdir. Belki hiç iyi olmamışımdır.
J'ai peut-être jamais su m'y prendre.
Lazımdı zaten. Porsuktan yapılmış.
Il a besoin d'un comme ça.
Ama ben oldukça sıkıyımdır.
Mais je suis stricte.
Eşime sık sık Marcus11, 43'ten bahsetmek zorunda kalmışımdır.
Je devais souvent renvoyer ma femme à Marcus 11, 43.
Okulda sınıf arkadaşımdı.
Il était à l'école avec moi.
Belki de çocuk tacizcileriyle konuşmak istemediğim için açmamışımdır!
Ça se fait pas, étant donné que t'es là. - Je voulais pas parler à un pédophile!
Sınırı geçmiş olmamız lazımdı.
On aurait dû passer la frontière.
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdilik 467
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdilik 467
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi neredesin 37
şimdi gidiyorum 125
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi de bu 52
şimdi ne yapayım 18
şimdi ne oluyor 28
şimdi anlıyorum 178
şimdi gidiyorum 125
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi de bu 52
şimdi ne yapayım 18
şimdi ne oluyor 28
şimdi anlıyorum 178
şimdi gitmeliyim 115
şimdi ise 87
şimdi ne olacak 465
şimdi olmaz 798
şimdiyse 77
şimdi git 292
şimdi hatırladım 246
şimdi buradayım 29
şimdi nerede 159
şimdi dene 31
şimdi ise 87
şimdi ne olacak 465
şimdi olmaz 798
şimdiyse 77
şimdi git 292
şimdi hatırladım 246
şimdi buradayım 29
şimdi nerede 159
şimdi dene 31